ilk işim yaş 11

entry1 galeri0
    ?.
  1. tolgahan bostan eseri.

    Delikanlılığa adım atmaya çalışan gürbüz bir çocuğum daha. Bıyıklarım terlemek üzere.
    Hayat gürbüzü mürbüzü bıyığı ipler mi. Her tarafım yanık içinde. Değişik bir zevk sinsilesi içerisindeyim.
    Kaşınası, yaşanası acımsı bir tat. Yanıklar sıcacık taptaze.

    Gecenin dördünde fakir fukaranın en birinci besini, sofraların vazgeçilmezi somun ekmeğini kasalara diziyorum.
    Dokuz yüz derece her biri. Alev topu gibi mübarekler. Köz gibi. En ufak bir sıyırtmada yeni filizlenmiş el ve kollarım
    dağlanıyor.

    Piyasadaki popçu arkadaşlarımızı kıskandıran ritmik coslama sesleri çıkıyor bedenimden. Şanslıyım!
    O kadar aç insan varken, akşam eve götürmem için ekmek veriyorlar. Üç beş kuruşta harçlık. Günler günleri zorda olsa
    kovalıyor. Yanıklarım kemale ermiş birinci derece olmuş. içimden değil artık dışardan bağırıyorum.
    Haraket eden herkese küfürü basıyorum. Eşrafın ibneleri çok temiz dövüyorlar beni. Nasırlı elleriyle gülle gibi
    vuruyorlar taze ruhuma.

    Yıllardır birini benzetmek için bekledik deyip samimi bir itarafta da bulundular. içim rahattı. Hayatımın
    en büyük en afilli kalayını çekmiştim. Mekandan yanık içinde ki morarmış bedenimide alıp kaçtım. Aldığım darbelerle su
    toplamış yanıklarım mısır gibi patlamışdı.

    Rüzgar vurdukça hayat buluyorum. Rahatlıyorum. Özgürüm artık. Başıma gelecekleri düşünmeden bırakmışım kendimi
    esen yele. Koşuyorum umarsızca. Pişmiş ellerimi kollarımı morarmış suratımı çoktan unutmuşum. Göz yaşlarım geride
    kalmış artık. Ortada kalmış sahipsiz bir piç değilim diye dağlara taşlara veriyorum nağarayı. Cebimde ufak bir ekmek
    parçası kalmış. Çıldırtan ateşi gitmiş. Çıkartıp yiyiyorum. Öfkemin ekmeğe değil hayata olduğunu anlıyorum.

    Her mutluluk gibi benim ki de kısa sürüyor. Hava kararmış. Sığıntı olarak ikamet ettiğimiz eve gitme vaktidir artık.
    Esas film orada kopacaktır. Yirmi dokuzuncu hissim, yirmi sekizinci kadar olmasada kuvvetlidir. Ortalık zifiri karanlık.
    Her taraf örümcek ağlarıyla dolu. Yüzüme gözüme yapışıyolar. Kurtulmaya çalıştıkça daha çok dolanıyolar.
    Çabalamayı bırakıyorum. Ağları bırakıp örümcekleri üzerimden atıyorum.

    Etrafta ki koku malabardi.
    Ceza çekmek için özel yapılmış bir yer olduğu su götürmez. Ayaklarım yerle irtibatı kesmiş. Kulağımın teki infazı
    gerçekleştirecek yakın bir akrabamın elinde. Başımdan kulağımı ayırmaya çalışıyor.

    ''O tuttuğun kulak daha ne işkenceler görecek. Verirmiyim sana be adam diyorum'' içimden.
    Vücudum iptal olmuş uyuşmuş zaten.

    Burada alacağım darbeleri hissetmem bile. Böylesi daha iyi oldu diye düşünerek aşşağı doğru sürükleniyorum.
    Acaba fırından kaçmasamıydım diye de düşünmüyor değilim. Artık çok geç. Testi çoktan kırılmış. Kulağım kopmadan
    bir an önce infaz odasına gitmek için çabalıyorum karanlıkta. Kömür tozları, fare bokları, tahta parçalarıyla harç olmuş
    balçık üzerindeyim. Kafam büyüklüğünde fareler ayaklarımı kokluyor. Burunlarını değdirip kaçıyolar.

    infazcı nerden bulduysa ağzı yamuk bir keseri bana gösteriyor. Ulan bu adamda en yakın akrabam. Böyle dehşet
    sahnelerine ne gerek var. Aklınca korkunun nirvanasına çekecen beni. Peki öldürecen mi beni? Yook be kardeşim iki
    şaplak vur olsun bitsin. Ne uğraştırıyorsun bizi. Hem götü boklu bir çocugum ben. Çalışıp para kazanacak yaşda değilim ki.

    Yinede denedim. Bak her tarafım dağılmış durumda. Zaten acıdan kıvranıyorum. Dövme beni yakın akrabam diye
    yalvarıyorum adama. Adamın gözünü kan bürümüş. Zaten pekde sevişmiyoruz kendisiyle. Fırsat bu fırsat deyip yitekliyor
    beş no lu kömürlüğe beni. Tahta parçası üzerinde ki paslı çivi sol bileğime gömülüyor.
    Ömür boyu bana hatıra kalacak bir iz bırakıyor meret.

    Keser son sürat belime iniyor. Köpek olsan böyle bir şiddete maruz kalmazsın. Darbeleri alırken bu öfkenin nerden
    kaynaklandığını çözmeye çalışıyorum. Adam öyle sert vurmaya başlıyor ki.

    Bunu yapanın bir orospu çocuğu ve hamam oğlanı olduğuna karar veriyorum. Duyarsız vaziyette keser
    darbeleri devam ederken, feryatlarım dışarıda misket oynayan çocukların cıvıl cıvıl sesleriyle kaybolup gidiyordu.

    Fırıncı abilerimden teker teker özür dilemiştim.

    Altıncı cihan harbinin eli kulağında idi..
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük