rivayete göre hz. adem çeşitli dilleri bilerek yaratıldı. sonrasında çocukları da bu dillerden birini öğrendi ve dünyanın farklı bölgelerine göç etti. bu şekilde bulundukları topraklarda diller kullanıldı. bu şekilde günümüze kadar belli başlı diller geldi.
not: vallahi böyle yazıyor. mantıklı da geliyor aslında. konuşulan diller nasıl bulundu mesela? bunu da düşünmek gerekiyor. bu insanlar ah uh guh diye anlaşmadı hiç bir zaman. buna hala inanan varsa onun da ayrıca .mına koyim tabi ki.
bilimsel olarak ilk insanlar işaretlerle anlaşıyorlardı. çıkarabildikleri sesler bebeklerde olduğu gibi sınırlıydı. gırtlağın evrimi ile doğada duydukları sesleri taklit ederek dil oluşumu başlamış oldu. iletişim kurabilen toplulukların üstün olması sebebiyle doğal seleksiyon çalıştı ve dil gelişti.
hala bunu bilmeyen cahiller var aramızda. 500 milyon yıllık tarihin başladığında ilk keşfedilen dil Kürtçeydi ve hala aynı tazeliğini ve yalınlığını koruyor. Latince ve Kürtçe arasındaki benzerlik ve ses uyumu sanıldığının aksine latince sebebiyle değil ilk dil olan Kürtçe sebebiyledir.
Yanlış hatırlamıyorsam Dante'ye göre ibranicedir, ancak bunun bilimsel bir temeli yok.
Ancak dil bilimi alanında bilinen ilk çalışmalar hintli bilginlerin Sanskrit dili ile ilgili yaptıkları çalışmalardır.
arapça diyenler nasıl bi çelişki içerisindeler anlamıyorum. bu konuda komik olmadan diyebileceğiniz en mantıklı şey;
doğal olarak allah, ilk kutsal kitabı adem'e öğretmiş olduğu için kendi diliyle gönderecektir. o zaman ilk kutsal kitap tevratsa, adem'in yazı dili ibranicedir.
tanrı gönderdiği ilk kitabı neden ademe öğrettiği dilde göndermesin ki?
bu konuda buraya yazılacak "şu dil" şeklindekilerin tamamı fantezi olacaktır. hangi dil olduğu bilinmiyor arkadaşlar, önümüzdeki asırlarda da bu bilgiye ulaşılabileceğini zannetmem.
direk cevaptan ziyade genel duruma bakmak makul olabilir. hangi dilden ziyade önemli olan dilin varlığı ve onun nasıl anlamlandırdığıdır.
thomas hobbes "leviathan" adlı eserinde dilin önemini "bütün icatlar içinde en soylu ve yararlı olanı, isimler ya da isimlendirmelerden ve onların bağlantısından oluşan konuşmadır."şeklinde tanımlar.bir diğer önemli isim a.humboldt ise dili "sonlu sayıdaki aracıyı sonsuz bir şekilde kullanmak" şeklinde tanımlar.can alıcı nokta diye de tabir edilen noktayı noam chomsky tespit etmiştir. "nasıl öğreniriz?"
cidden düşündünüz mü,zeka seviyesi ne olursa olsun-zihinsel engelliler dahil değildir-insan bebeklik döneminde karmaşık olan bu iş için bir öğrenim görmeden,zahmete girmeden,kısa bir zamanda nasıl üstesinden gelebilir? bunun eğitim sonucunda veya anne babadan tasarlanmış bir şekilde çocuğa öğretildiği savunulabilir fakat dünyanın eğitimsiz bölgelerinde ki insanlara da baktığımızda gelişmişlik düzeyi ve zeka ile bir alakası yoktur.dediğim gibi asıl nokta "hangi dil" değil sadece "dil"dir.