tabi o zamanlar kış, tutmasi daha rahat, okulda açıyoruz orucu yani.
ama cocukluk iste, uslu durmayinca daha ogleden basladi susuzluk, bekle babam bekle saat gecmiyor amk. surekli hocaya kufrediyorum icimden oku artik amina kodumun oglu diye. orucu kufurden bozuyorum ama yine de bir sey yemiyorum yani.
neyse iftar oldu, suya abandim direkt, vidanjor moduna aldim kendimi. dedim bi daha tutarsam beni siksinler.
seneler sonra lan dedim o zaman kucuktum, tekrar deneyeyim belki simdi olur.
denedim, bu sefer aclik susuzluk degil mesele, hadi amk ezan okunsa da bi posta attirsam diye krize girdim. bunye 12 yasindan beri istisnasiz her gun ayni performansi sergileyince bagimlilik yapmis, geçmiyor zaman amk. kafadan gecenler zaten oruc moruc birakmadi yine.
iftardan sonra aklimdakini uyguladim, banyomu yaptim ve yine dedim ki bir daha tutarsam beni siksinler.
elimizle olan nimetlerin kıymeti anlaşılır,afrika da bir lokma ekmeğe muhtaç yaşayan insanlara göre ne kadar lüks içinde yaşadığımız bir nebze olsada insanın aklına gelebilir.birtek kuş sütü eksik olan iftar sofralarında tıka basa yememek daha iyi olur.kaş yapayım derken göz çıkartılmamalıdır.
yemek yenir balkona çıkılır.
kimisi sigara için çıkar kimisi temiz hava almak için.
her evden çatal bıçak sesleri.
herkesle aynı anda dua etmenin, yemek yemenin tuhaf bi şekilde verdiği sonsuz huzur.
görevini yerine getirmenin mutluluğu ve her şeye daha iyi bakabilme yeteneği. Tabi bu hisler karnımızın doymasından da kaynaklanıyor olabilir. Her zaman bahsettiğimiz ama hiç hayata geçirme fırsatı bulamadığımız güzel ahlaklı biri gibi hissederiz. Allah kabul etsin inşallah.