caddede yürüyorsunuzdur dalgın dalgın. birden bi el dokunur omzunuza: "Sanırım bu kitap sizin?" der gülümseyerek. Önce o hoş kokuyu algılar beyniniz, ve ardından ışıl ışıl parlayan gözleri. "ee-evet benim. teşekkür ederim." dersiniz sessizce. duyaamz sizi, uzatır kulaklarını dudaklarınıza doğru ve yinelerseniz söylediklerinizi. "ben de okudum o kitabı, gerçekten hayatıma farklı bir tat kattı, özellikle ana karakterin son bölümde söylediği hayata yön veren sözler.. güzel bir seçim yapmışsınız." der kitabı size uzatırken. "bu da nereden çıktı birden?" diye düşünürken içinizden, o kitapla ilgili bir şeyler anlatmaya devam eder. yüzünüzde asılı kalan tatlı bir gülümsemeyle dinlersiniz konuşmasını, ara ara o çarpıcı erkek kokusunu duyumsayarak. "bu arada ismim bu.." diyerek elini uzatır, ve elinizi uzatırsınız siz de, yepyeni bir yola... O an eros oklarını atmıştır iki kurbana da, aynı anda. ne, nasıl, ne zaman derken bir anda kendinizi sıcacık bir gülümsemeye kaptırdığınızı anlarsınız, hiç pişmanlık duymadan.
akbank reklamlarına konu olduğu günler de olmuştur.
ilk görüşte aşk böyle başladı
adı üstünde yıldırım aşkı
hemen evlilik, hemen balayı
pek çabuk geçti cicim ayları...
koca sever klasik müzik karısı ise rock pop asit
biri ister akşam çıkmak öbürü evde oturmak
bayılır biri hamburgerle kolaya
öbürü ise enginara patlıcanlı pilava...
rüya bitti, anlaşarak ayrıldırlar
günün birinde karşılaştılar
ikisi de buna çok şaştılar.
bir kızı tavlamak için erkeklerin uydurduğu yalan mekanizmasıdır. nerede bu lafı duydu iseniz bilin ki oralarda yalan dolaşmaktadır. o nedenledir ki uzak durulması gereken kelimelerdendir.
recep tayyip erdoğanemine erdoğan aşkıdır. tayyip erdoğan ""ben hiç aşık olmadım dese de emine erdoğan ısrar etmektedir, birbirlerine deli gibi aşkı olduklarını, hatta aşklarından bir deri bir kemik kalmıştır tayyip bir dönemler. insan bu konuda neden yalan söyler ki...