insanlar ilk görüşte aşk denen şeyin büyüsüne kapılıp gördükleri güzel ve alımlı insanları bu kategoriye koyarlar. Aslında bu bilinçaltının ilk görüşte aşk olduğuna onu inandırma çabasının ürünüdür. Zira birdaha dönüp baktığı zaman aynı insanın götüne benzediğini de düşünebilir.
inandigim bir duygudur. ask ya da sevgi cok onemi yok. ama yasadim. cok seneler once kim oldugunu bile bilmedigim bir insani ilk gordugum an nefesim daraldi. onu gormek icin sabah erkenden ise gittim, o merdivenlerin dibinde bekledim, bellimi ediyorum diye icim icimi yedi, elimden bir sey gelmiyordu. daha 18 yasindaydim. her yer daha guzel gozukuyordu gozume. benden cok buyuktu. hala cok buyuk. ve ben hala o merdivenlerde kaldim.
şimdi sözlük sadece ama sadece bugünki tecrubelerimle ilk görüşte aşkı ele alacağim.
Şahsen plaj benim için podyumdur (izleyici ben oluyorum). Güneşlenirken en sevdiğim şey potansiyel aşklarımı süzmektir. sonra o derin sularda yüzerken de rotamı bir timsah misali hem yakışıklı hem karizmatik bebektolara göre çizerim. Nerede yakışıklı ve yalnız ilgiye muhtaç hayatın renklerini bir de benim yanımda görmesi gereken esmer yada buğday bebikto varsa ben ordayım.
Tabikide kolay beğenmiyorum, fakire karı boşamak kolay hesabı, önümden üç yüz kişi de geçse takibe aldığım bebikto sayısı en fazla üç olur. bu sefer karadeniz ve marmara plajlarında da değildim, bol bol hans ve peter bulunan almanya plajlarından birindeydim.
Bugünki ilk ilk görüşte aşkım kırmızı donlu yarimdi. Onu ilk gördüğümde dedim ki evet tanrı kırmızıyı onu göreyim diye yaratmiş (töbe töbe). hemen peşine gprs misali bakışlarımı taktım. çevresinde biraz gezindikten sonra aşkım katlanarak arttı. Artık bir platonik aşıktım. Kırmızı donlumu biraz daha takip edince bazı acı gerçekler bana göz kırpmaya başladı. Önce içindeki piç ruhu fark ettim. Bir km uzunluğundaki plajda bir uçta latin amerikavari bir kızla öpüşürken, öbür uçta asyalı bir kızla işi pişiren kırmızı donlumu kırmızı listeye alıp, bu tipten bu karaktersizlik nasıl çıkar diye düşünerek yerime döndüm. ilk ilk aşkım hüsrandı.
derken sözlük, karşidan üç silüet gözüme çarpti. Önce başıma güneş geçti sandim. Ama hayır olamaz, elin ecnebi memleketinde alışkanlıktan sanırım üç kere fatihadan sonra birden baba oğul kutsal ruhu anarken buldum kendimi. Gelen gruba ismi takmıştım. içimden bir ses ikinci ilk görüşte aşkımı bulduğumu söylüyordu. Bazen hayat sana beklenmedik anlarda göz kırpar.
Baba oğul ve kutsal ruh üçlüsünden babanın karşılığı olan fosforlu yeşil donlu yarimle göz göze geldiğimiz an... Allah'ım o ne endam o ne bakış, nasıl bir kavruk ten...hemen yeni aşkımın karakterini de hayal ederek planlara başladım. Önce güzel bir dünya turu, mesela o kavruk tenle güney amerikanın kitabını yazabilirdik. Yeni yarim havlusunu tam saat üç yönüme sererek aşkımızın ilk anları için mükemmel ortamı hazırladı. ilk yarım saat hedefi tanımakla geçti, sonra çizdiğim stratejiyle planı işlemeye koydum.
Yariktom usul usul suda ilerlerken, yanında kutsal ruh arkadaşıyla, ben gözlerini kapatıp suda yatan kız modeli olarak yavaşca ilerleyip yariktoma çarptım. ilk aşkımın ilk konuşması tarihi anlar... Özür dilerim-ay çok pardon-kusura bakmayin iyi misiniz filan derken mükemmel gülümsemesiyle beni büyüleyerek arkadaşına yöneldi. Ben de aşk sarhoşluğuyla olanlari değerlendirmek için kıyıya dönerken son kez arkama dönüp baktim. O an ben seni ellerin olasın diye mi sevdim yarim sözleri kulaklarımı acıtmaya başlamıştı. Meğer bizim kutsal ruh babayı götürüyormuş. Hayat bu muydu? ilk aşkım için dünya ahiret bacı mıydım? Benim olması için dünyaya bir kas kütlesiyle mi gelmeliydim?
yine yerime dönmüş güneş altında hayatı sorgularken, günün son ilk aşkımın gelip beni bütün bu hayal kırıklarından kurtaracağını nerden bilebilirdim ki? hafif uyuyakalmamdan yeni uyanmıştım. etrafı algılamaya başladım yoğun güneş altında. önce siyah bir şort gördüm. yeni yariktomun donu siyahtı. teni de siyahtı aslında siyah değil de, bir esmer bir esmer, çikolata mübarek sözlük bu kadar güzel olur. yeni siyah donlu yarim tüm dünyamı alt üst etmişti, içimden bir ses bu sefer oldu diyordu. ama emin olmam için gözlerine bakmalıydım. yariktom suda akrobatik hareketler yaparken birden dengesini kaybederek düştü ve o an göz göze geldik. tamam budur dedim, bu zeka dolu bakışlar, merhametli yüzü, anlayışlı ifadesi, sevgi dolu havası... al sabahtan akşama kadar yanında gezdir, öyle bir şey kereta. bide gülümsemez mi, o an çay olsa içindeki şeker gibi eridim sözlük.
bu sefer on numara beş yıldızdı. ben bu adamı alır kübaya da götürürüm, oyun da oynarım, lunaparka da götürürüm, her yeri gezdiririm bulutlara da baktırırım yeri göğü tekrar tanıtırım ki diye sevinçten havalara uçuyordum. bide durmadan gülümsüyor kereta nasıl da bakıyor, baktığımı bilmese de kendi kendine ne kadar sevgi dolu sözlük görsen. neyse bu iş metroya kadar sürdü. peşimden geliyor kereta nasıl da karizmetik allah'ım valla buna kurban kesilir diye düşünüyorum, ilk görüşte aşk ilk kez on ikiden vurdu diyorum. derken, yanıma yaklaştı. yaklaştıkça nedense o ana kadar göz ardı ettiğim acı gerçek beni bitirmeye başlamıştı. gerisini anlatmaya gerek yok, aynı boydaydık. daha fazla anlatamayacağım. zaten kıssadan hisseyi herkes anlamıştır. aslında herkes olduğunu söylese de, yoktur.
ilk görüşte aşkta sadece bazen şans yanınızda olur. zaten aşık olacağınız kişiye ilk görüşte aşk olduğunu sandığınız bazı şeyler hissedersiniz denk gelir. mesela benim siyah yeşil ve kırmızı donlu yarimlerinden biriyle bir aksilik yaşamasaydık o da ilk görüşte aşk olacaktı biz öyle sanacaktık. peki gerçekte öyle mi? tabiki hayır.
cok asiri begenidir. hormonaldirde.
ama bence zamanla insanlarin tipini huyunu sevmek daha mantiklidir.
ilk goruste giyimimiz tipimiz ile begeniliriz.
ee ama muhabbet huy vs ile ugurlaniriz.
zamanla ilk gordugunde pek begemmedigin insana alisirsin. ondan guzeli yakisikli olmaz.