haftalık ders programına bakıldığında, dersler arasında en çok istenen derstir. ilk iki dersin beden olduğunu gören öğrencinin içine huzur dolar, okula neşeyle gider. sevincinden yolda bi keyif sigarası yakar.
bazıları ise karamsardır, "ulan ilk iki ders beden olur mu bee, hay ben bu programı hazırlayanın ta a.q" diye düşünebilir. görmezden gelinmelidir.
rahatsız bir durumdur. okula eşofmanla gitmek rahattır, güzeldir ama okul forması çantada ezilir, büzülür, kırışır. askıyla götürsen komik olur. taşıması da zordur. en iyisi formayla gitmek, soyunma odasında eteğini gömleğini güzelce asmak ve eşofmanı orda giymektir.
sabah okula eşofmanla giderek diğerlerinden 2 ders süresi boyunca da olsa farklı olma duygusunun tadılmasını sağlayan olaydır. lakin beden eğitimi hocası derste futbol oynatmak yerine jimnastik hareketleri yaptırmasıyla hiçbir anlamı kalmayacaktır.
kesinlikle istemediğim bi durumdur. Sabah sabah terlersin kokarsın, işin gücün yok, mis gibi beden dersinden sonra abidik gubidik derslere gir, kafa patlat.
sabah girişte kıyafet kotrolü vardır, ceketini almamışsındır, sakalın da uzundur, en iyisi direk spor salonuna gireyim dersin. ** spor salonunun dış kapısını tıklatırsın arkadaşlar kapıyı açsın diye. o da ne beden hocasının * erken geleceği tutmuş! 'aq ben böyle işin' dersin ve okula alınmazsın.
son iki dersin beden olmasinin yaninda sonuk kalan lise zevkidir. zira son iki derste zaten kafa kalmamis, rahat rahat top oynamaya zemin musait olmustur. hem okul cikisi esofmanlarla olmak, sabahki okul uniformasinin kirismasi kasmasindan da kurtarir.
öğrencilik hayatının en mutlu günlerindendir, haftalık programda ilk dersin beden eğitim olduğunu görmek. okula eşofmanla gitmek, o kafayla okulda ki belki en havalı çocuk olmaktı.