lise yıllarımda deli gibi aşık olduğum bir kız vardı. her lise aşkı gibi bambaşkaydı, gözleri çok güzeldi..
biraz ürkek fazla korkaktım. içimde azımsanmayacak bir heyecan fırtınası kalbimin kıyı kesimlerini vurmuş kasırgaya dönüşmek için nabız yokluyordu. ben de sevdiğim kız olan berfin i yokluyordum her 10 dakikalık teneffüs aralarında.
10 dakikalık teneffüs araları bana saniyeler gibi geliyor onu görür görmez einstein in izafiyet teorisi hakkında ne kadar da haklı olduğunu düşünüyordum.
onu görünce zaman çağlayan misali akıp gidiyor, onsuz zaman ise juggernautların yürüyüşü kadar yavaş geçiyordu.
nihayet bir fırsatını bulup kıza açıldım. onun da bana karşı boş olmadığını anlayınca pazar günü saat 7 gibi buluşma sözü aldım. heyecan içinde pazar gününü bekliyor aynı anda kara kara düşünerek cebimde son kalan 20 liğe bakıyordum..
son 20 likti belki ama onunla geçireceğim bir saniyeye bile değerdi. pazar günü oldu saatler geçmek bilmiyor adeta benden rüşvet almak için bekliyorlardı. rüşvete karşıyım deyip yüz çevirdim saatlere. saatler de aynı karşılığı verip yavaştan akmaya devam ettiler.
yağmurlu pazar gününde saat 6 gibi evden çıktım. anayola mesafe 10 dakika kadardı. her zamanki hızlı adımlarımı tekrarlayarak otobüs beklemeye koyuldum. hiçbir zaman vaktinde gelmeyen otobüs yine vaktinde gelmemişti ve yolun diğer tarafında sıkışan trafik beni karamsar düşünmeye itiyordu.
ya tam zamanında buluşma yerine gidemezsem ya kız benden umudu kesip beni beklemezse? gibi gıcık ve çalışmadığım yerden gelen sorular o zamana kadar otostop çekmemiş olan beni otostopa zorladı.
iş bankasını önüne geldik, tam arabadan iniyordum ki o kedi gibi adam canavara dönüşmüştü...
adam: hopppp kardeşim parayı vermeden nereye gidiyorsun? callofcu: ne parası abi? adam: lan bu taksiyi babanın arabası mı sandın? callofcu: taksi mii? adam: evet 20 lirayı alayım.. callofcu: buyur abi..
deyip son kalan parayı uzattım. Araba uzaklaşırken taksi oldugunu belirten isikli isaret daha yeni yanmaya baslamisti.. O aksam hava karanlık ve yağmurlu olduğundan gelen ticari taksiyi normal bir araba sanmistim. Tabi ki sari ışığının yanmamamasi asil sebepti.
Beş parasız kalmış, ilk kez otostop çekecekken elime yüzüme bulaştırmıştım.
buluşma yerine gidip uzaktan baktım.. sevdiğim sevgilim benibekliyor bir yandan saatine bakıyordu. param yoktu yanına gidemezdim, içeceği kahvenin parasını ona ödettiremezdim..