7-ilk buluşma
25-26 yasındayım. privatesozluk diye bir yerde yazıyorum. o zamanlar varoluscu yazılar filan yazıyordum. yazılarımı onemsedigim, yazı gibi yazı yazdıgım donemler.
bi cocuk var. acayip acayip guzel edebi yazılar yazıyor. mesajlasmaya basladık. sonra telefon numaramı istedi. aradı. konusmaya basladı. her ggun yazısmaya basladık. her gun bana telefon da etmeye basladı. bu boyle iki uc ay surdu. ankara da yasıyormus. oddu iktisat mezunuymus. okumayı ve yazmayı cok seviyormus. sonra olay romantik bi seye donusmeye basladı. mektuplar gelip gitmeye basladı. hala hayatımda aldıgım en romantik mektuplardır. benim kalbimin kutu kutuleri ritim degistirmeye basladı. bir gun telefonda konusuyorduk, bana dedi ki -o donem ben cok agır anti-depresanlar kullanıyorum- bıraksan ilaclarını, biraz da onlar seni hasta ediyor, seni alsam bir ege kassabasına kacırsam, bi cafe acsak, sen yemekleri yapsan, ben ortalıgı toparlasam temizlesem, ortalarda kızımız buse kosturuyor olsa. bum! orda asık oldum iste tam anlamıyla.
bi gun telefonum caldı:
-sana supriz yaptım, istanbul a seni gormeye geldim, nereye geleyim?
atakoy atrium a gel dedim. ilk gorusumu cok net hatırlıyorum. boyle sirinevler-atakoy koprusunda merdivenler iniyor. uzunca saclı, yesil gozlu, genis omuzlu. cok tatlı diye dusundum. velhasılı saatlerce konustuk. sonra birkac arkadası cagırdım aksama, bana geldiler, birkac meze hazırladım, rakı actım, muzik actık, oyle keyifli keyifli keyifli takıldık. ertesi gun benimki ankara ya geri dondu. gene mesajlasıyoruz. gene telefonla konusuyoruz. adını da koyduk artık. o hafta ben bi gece gec cıktım, annem beni evden kovdu, sokakta kaldım bes parasız gece gece, annanemin anahtarı vardı, oraya gittim, yani aslında babama gidebilirdim erenkoy de, ama ben atakoy e eve yalnız gidip sevgilimi oraya cagırmayı sectim. telefon ettim, gel dedim. birkac saat sonra kahramanım ankara dan istanbul a varmıstı. ve bu uc sene atakoy deki evde bas basa yasayacagımız sevgilik doneminin baslangıcı oldu, benim icin ankara dan yanıma tasındı. o donem ben galatasaray univ uluslarası iliskilerde okuyordum, cok ders de calıstırdı, cok odevimi de yaptı sagolsun. hatta o donem bir hikaye anlattı, bir arkadası bi kızı boyle ders calıstırmıs, kız okulu bitirmis, evlenmisler:)
o 3 senelik donem benim agır anti-depresan ictigim cok hasta ve suratsız bi donemimdi. benim en suratsız donemim icin bana "en cok senle guluyorum" diyordu tatlısım. kendisi yetim. cocuk esirgemede buyumus. bana bi gun dedi ki "hayatım boyunca tek tabancaydım, ilk defa iki kisi hissediyorum."
sohbetlerimiz bitmezdi. saatlerce edebiyat, felsefe, tarih, bilim sohbetler ederdik.
bazen gece sabah karsı yuruyuslere cıkardık atakoy de sohbet ede ede, o yuruyuslerimize bayılırdım.
genelde yemekleri ben pisirirdim, o da markete gidip alısveris yapardı.
seker bi kurulu duzen tutturmustuk o donem.
3 senenin sonunda benimki askere gitti. sansa istanbul da otogara yakın bir yer cıktı. her haftasonu ziyaretine gidiyor, sadık sadık bekliyordum. hatta orda yeni evli bi cift darısı basınıza dedi bize, ikimiz de gulumsedik.
ben bipolarım. bazen ataklarım tutuyor.
kendi kendim onu sadık sadık beklerken birden mani atagım tuttu.
ve ayrıldık. ben ayrılmak istedim. ama kafa olmus benim bi milyon, saglıklı bi sekilde alınmıs bi karar degildi.
boyle de yalan olduk.
cok sevgiyle yad ettigim bir hikayedir.
aradan 10 sene gecti. hala bazen mesajlar gelir gider aramızda.
boyle bi sey yasamamızı ben sans olarak goruyorum:)
hatta bi sıra bana evlenme bile teklif etmist, ben bakarız demistim:)
paralel evrende belki buse kosturuyordur cafemizde, ne dersiniz?
Bu yazarın aşk maceralarını oyun olarak toplasan knight oyunundan bile daha uzun sürerdi. Matruşka gibi iç içe girmiş anılar arkadaş. Sonu gelmiyor bir türlü. Bilinç altım çöktü beh bu ne lan.*
Şık ve temiz giyinmeye dikkat edebilirsiniz, hoş bir koku da fena olmaz doğrusu. Herhangi bir sürprizle karşılaşmamak adına daha önce gitmiş olduğunuz bir mekanı tercih ediniz. karşı taraf teklif eder etmez, siz hesabı ödeyebileceğinizden emin olunuz:) hödük olmayınız ve daha nicesi * have a nice day.
Bu yazarın aşk macerası yok bu kadına kimse kolay kolay bakmaz ancak geçici olarak yanında bulundurup sonra yanına kovmak için uğraşır veya toksik bir ilişkisi varsa sürekli ite kaka yanında bulundurmaya çalışır arkadaş adam gibi evlenmediysen biriyle kimse seni düzgün bir şekilde evliliğe layık görmemiş demektir erkekler de akıllandı artık kiminle evleneceği çok iyi biliyor şirket alır gibi kadın alıyor...