yani ne kadar yakışıklı ve güzel olursak olalım, "selam naber?" derken, bi' bakalım bakalım ne durumdaymış diyerek popoya voleybolcu tebriği koyamayız.
ilk günden "bunun içi çekiyor..." derler. lütfen biraz ağırdan satın.
- kıza ''nereye gidelim, nereye gidelim '' diye sorup durmayın, seçin bir yer götürün işte.
- çok lüks olsun diye kasmayın, kızların çoğu ''çok lüks''den ziyade ''çok ihtimam, çok sevgi görme '' gibi şeylerin peşindedir.
-kızın seçeceği yemeğe fiyatı düşünerek müdahale etmeyin, '' ya şimdi bu çok ağır olmaz mı '' gibi, yemiyorlar.
-aşırı salaş bir yere de götürmeyin, kız bir beğenmez bakıverir, o yemek sizin boğazınızda düğümlenir
-hesabı kesinlikle kıza ödetmeyin, alman usulune hele asla girmeyin
-hesap konusu önemli arkadaş.. ilk yemek bu, siz ''hayat müşterek'' tadı yaşamıyorsunuz. kızlar zaten her ihtimali hesaplarlar genelde, cebinde o yemeğin hepsini ödeyecek parası, eve dönecek taksi parası vs vardır muhtemelen, hesabı ödemek sembolik bir şey.
-kadınların alt bilincinde ''mağarada savunmasız ve gebe kalırsam beni yırtıcı hayvanlardan koruyabilir mi, bana güzel besin getirebilir mi '' düşüncesinden izler oldugunu unutmayın, senin de var, '' bana saglıklı yavruyu doğurup besleyebilir mi '' diye düşündüğünden memesine kalçasına bakıosun kızın zaten.
- kendinize güveniniz tam olsun, garsonlarla laubali olmayın fakat orası babanızın mekanı kadar rahat ettiğiniz bir yer olsun, erkek dediğin her yerde rahat eder.
-abuk sabuk sorular sormayın, garsonlarla vs tartışıp kılçıklık yaratmayın
-hesap geldiğinde göstermeden ödeyin, masanın altından. eski adamlar öyle yaparlardı.
-adisyonu çıkarıp ''lan soktular mı bize '' diye ne yazılmış hesaplamayın. sap arkadaşlarınla nevizadede bira içmiyorsun.
-kızı eve bırakıyorsanız, aptdan girene kadar bekleyin, gazlayıp gitmeyin, ona da çok bakıyorlar.
lütfen ikinci buluşmada da yapamayacağınız şeyleri yapmayın. hediyelere boğmayın. kaynımızın kınası değil yaşanan. hatta bence günlük hayatınızda nasıl giyiniyorsanız öyle giyinin. fazla makyaj, abiyeler, dev çantalar... of. sadelik kazanacak.
kızın yanına değil karşısına oturun
temiz olun
yayık yayık konuşmayın
çok mesafeli de çok samimi de olmayın
el hareketleri kesinlikle yapmayın
buluşma sonu nereye gidecekse mümkünse oraya bırakın.
Buluştuğunuz kişinin elini tutup bara götürmemelisiniz. işten yeni kovulmuş olabilir ve parası yetmeyebilir. Sürekli olarak umarım pahalı içecek istemez diye iç geçirir.
-aynı şekilde restorana girdiğinizde de sandalyesini tutup oturmasına yardımcı olun.
-yemek ve içki seçerken sana bırakıyorum derseniz karşı tarafın hoşuna gider, yemeği beğenmeseniz de muazzam seçim falan deyin.
-garsonu çağırırken el kol sallamayın, göz kontağı kurup baş hareketiyle çağırın. hesap isterken de elinizle yazı hareketi yapmayın garsonu çağırıp söyleyin.
-yemek yerken kibar olun, koca koca parçaları ağzınıza tepmeye çalışmayın.
-telefonla asla ilgilenmeyin, açmanız gereken bir çağrı gelirse izin isteyin.
-kürdanla falan işiniz varsa yine izin isteyin ve tuvalete gidip halledin.
-hesap istediğinizde, paranızı veya kartınızı göstere göstere koymayın. gelen hesap cüzdanını masanın altına doğru indirip orada yerleştirin parayı.
-hanımefendiyi eve bırakınca, apartman kapısından girene kadar oradan hareket etmeyin.
kendinizden bahsetmek, sürekli lafı bi şekilde kendinize getirmek. olumlu veya olumsuz, kız kendisiyle ilgili bişey dese bile onu bi şekilde kendinize uyarlamak. siz kimsiniz olum ya?
özetle; kendinizden çok bahsetmeyin. hatta hiç bahsetmeyin!
gönlü olan kızı dürümcüye de götürsen o iş olur, olmayanı da istersen michelen yıldızlı restorana götür akşam birbirinize arkadaşça sarılır, vedalarsınız. bir daha birbirinizi görmemek üzere. bunlara kafa yorana kadar gidin burnunuzu falan yaptırın ameliyatla madem o kadar önemliyse. bakın burası çokomelli; keza kızlar öyle yapıyor.
adam yanağımı sıkmıştı ya. ya afedersin dayanamıcam yanağını sıkabilir miyim çok tatlısın demişti bi de. anam çilekeş anam gibi yüzümü sıkıştırmıştı resmen. yapmayın.
erkeğin evinize, gideceğiniz yere bırakmasına müsade edilmemesi. evet güzel bir düşünce olabilir, ne hesap ödetme ne evine bıraktırma, önce gücünü ve bireyselliğini kabul edip ona saygı duyduğunu gör. sana saygı duyduğu için senin yanında daha fazla kalmak istediği için seninle gelsin.
diğer türlü kendilerini bekçimiz ilan etmelerini sağlayıp her işimizi kendileri yapmaya kalktığında biz kendi hayatımızda seyirci gibi kalıyoruz. halbuki bizim hayatımız, bırak da evime kendim dönebileyim ya da bir sorun yaşarsam kadın gibi üstesinden gelebileyim. arabamı yaptırabileyim, bakıma götürebileyim mesela. sapık ve katil mi var, canavarlar mı var. kendi hayatımı her şeyden önce ben koruyabiliyorum, bir adım geri dur, eğer zarar gelirse orda olduğunu bilmem yeterli şeklinde davranmak en güzeli.
ne hesap ödetmek için bekleyin, ne işinizi yaptırın kızlar. sizin de paranız ve sizin de hayatınızı yaşayacak gücünüz var. yanınızda olmak isteyen, yükünüzü hafifletmek isteyen güzeldir ama güçsüz olmanızı bir iş yapmanızı engelleyen adamlar güzel değil.