Hayatın seraplarından biridir. Nicesini gösterir insana sadece evliliğe dair olmaz. insanın beslediği hayallerin bir kısmı günün birinde gerçeklikten yansıyan ışıklar karşısında dağılıp gittiği sık görülür.
olmayacak şey değil, evet. ama lütfen ya. her sevgiliyi böyle sanmak nedir. içten içe inanmak güzel tabiki. ama biraz mantık, bu kadar körü körüne bağlanılır mı?
aşkın cinselliğe indirgenerek metalaştırıldığı, aldatmanın ve çok eşliliğin normal olarak görüldüğü, aşırı bireyciliğin ve bencilliğin egemen olduğu çevrelerde garip garip bakılan insandır. halbuki aşkın anlamını ve evlilik-aile kurumunu yozlaşma tehlikesinden kurtaracak olan insan da bu insandır. işte bu yüzden bu insanların değeri bilinmeli, bu insanların onuruyla ve gururuyla oynanmamalıdır.
Bendim bir zamanlar. ilk aşkımla 8 yıllık bir beraberliğimiz olmuştu.
Ergenliğe giriş dönemimden 21 yaşıma kadar birlikteydiö onunla.
Biz sevgiliden öte birbirimize bir dost, sırdaş, kardeş, bir aile iddik.
Ben onun içini dışını bilirdim. En az annesi kadar tanırdım,
Söze başlamadan ne diyeceğini bilecek kadar iyi tanırdım onu. O da beni.
Zamanla soğudum ondan.. Değiştiğimi, değiştimizi fark ettim.
Sonra olmadı; ayrıldık.
Yani kısaca her zaman her şey istediğimiz gibi gitmeyebilir.
Büyük bir hayal kırıklığı yaşayacak olan insan kişisidir. Ona aşık olduğu andan itibaren hayaller kurar. Evlendiklerini,çocuklarının olduğunu falan hayal eder. Ona göre bunlar kesinlikle gerçek olacaktır,çünkü bu gerçek aşktı. Başka bir ihtimal söz konusu olamaz onun için,ta ki gerçeklerle yüzleşene kadar. Bir gün anlar ki o hayaller gerçek olmayacak. Sevdiği insan onu asla sevmeyecek. Ve bırakır hayal kurmayı. Düşler yerini soğun hayal kırıklıklarına bırakır. O artık asla eskisi gibi sevemeyecektir,çünkü neyin ne olduğunu anlamıştır bir kere. O saatten sonra ona tek bir şey söylenebilir: