Lise sondaydım. Tipsiz çirkin kendi dünyasında boka batmış, en berbat günlerini yaşayan rezil bir heriftim. Sonra bir anda çıktı karşıma. Aşık oluverdim. onu düşünürken buldum kendimi. itiraf ettim, sevdim, ellerini tuttum tepki bile vermedi. Ama işte bir sorun vardı: ben berbat bir heriftim. Bütün çevresi bunu söylerdi ona, e haklılardı. Sonra reddetti işte, hem de acımasızca. Alay konusu oldum, içimdeki rezillik duygusu beni paramparça ederdi. Onu görmemek unutmak için koca bir yıl sınıftan çıkmadım. görürsem dayanamayacağımı biliyordum. Sadece kitap okudum ders çalıştım, başımı öne eğdim bütün sene. Ve Hiçbir yeri kazanamadım. Sonra okul bitti. O da bitti. Bir daha ne gördüm ne de duydum. Şu an kim bilir nerededir acaba, kiminledir, ne durumdadır. inanın bilmiyorum. Varsın bilmeyeyim. Böylesi daha iyi.
geçiyor sözlük, her şey herkes geçip gidiyor hayatınızdan bir bir. Unutamam diyorsunuz ama unutuluyor.
Aradan 14 yıl geçti dile kolay!
Bir sonbahar günü,yapraklar kavuşurken toprağa cam kenarından gelişini gördüm,durdum sonra sadece durdum.
Ardından gel zaman git zaman,bu arkadaşlarıyla beraber şarkı söyledi ;
Mıh gibi aklımdadır bütün sözleri,o zamanlar yalın popülerdi ne zaman zalim şarkısını dinlesem o güne geri gider gülümserim,bütün acılara rağmen.
ilk aşk üzerine söylemek istediklerim tabii ki sadece bundan ibaret değildir sadece uzun bir süredir kendim kayıptayken,geçmiş kayıplardan bahsetmek olmaz.
4-5 yaşındayım. Çocuk çocuk oturup büyümeyi bekliyorum. Büyük bir sabır işi. Kapıdan o giriyor. Kırmızılı beyazlı ekose bir ceketi var. Aynı desende bir de etek. Adını duydum ve vuruldum. Birkaç ay sonra bir daha onu göremeyeceğim bir semte taşındık. Olsun dedim aynı şehirde nefes alıyoruz.
3 sene sonra o şehirden ayrılırken ilk kez aşkımdan ağladım.