ilk aşkı unutamamak

entry33 galeri1
    26.
  1. ajda pekkanın,"kimler geldi hayatımdan kimler geçti,hiçbirisi hasretini gidermedi,en güzeli senin kadar sevilmedi,kimler geldi kimler geçti."şarkısıyla tanımlanabilir.
    2 ...
  2. 27.
  3. --spoiler--
    Aşkın, beyinde muhakeme yeteneğini çalıştıran bölümü etkisiz hale getirdiği, beyindeki kimyasallardan serotoninin aşıklarda ve saplantılı kişilik bozukluğu olanlarda aynı seviyede olduğu belirlendi.

    insanoğlunun en güçlü ve coşkulu ruh hallerinden olan aşkın nörolojik temellerini araştıran nörologlar, bu sevgi ve arzunun yoğunluğunu ölçtüler. Londra Üniversitesi Nörobiyoloji profesörlerinden Semir Zeki, fonksiyonel MRI kullarak yaptığı araştırmada, 17 kişiye önce sevdiği kişinin, ardından da arkadaşlarının fotoğrafları gösterilerek, serebral kan akışları izlendi. Araştırmada insana müthiş mutluluk ve haz veren aşkın, kişilerdeki ''muhakeme yeteneğini yitirdiği'' ve ''saplantılı kişilik bozukluğuna'' neden olduğu ortaya çıktı.

    BEYiN KiMYASI DEĞiŞiYOR

    Araştırmaya göre, aşk, beyinde güven, inanç, haz duyma ve ödüllendirme fonksiyonlarını etkinleştiriyor. Aşık olanlarda oksitosin ve vazopressin maddeleri fazla salgılanıyor ve bu da karşıdaki kişiye olan bağlılığı artırıyor. Tek eşli kadın ya da erkeklerde daha çok oksitoksin salgılanıyor. Aşıkken depomin ve norepinefrin artıyor. Depomin motivasyon artışına, mutluluk, heyecan, uykusuzluk, kalp çarpıntısı ve nefes darlığına neden oluyor. Norepinefrin de heyecan ve enerji düzeyini artırırken, uyku ve iştahı kaçırıyor.

    ZiHiN YANILMASI

    Aşk, insan beyninde muhakeme ve yargılama yapan bölümleri de etkisiz hale getiriyor. Aşık olan kişiler, sevdiklerine karşı muhakeme yeteneğini kaybediyor. ''Aşıkken tamamen kör oluyor'' ve aşık olunan kişinin olumsuzlukları beynin bu bölgelerinin çalışmaması nedeniyle görülemiyor.

    Beynin 'zihin teorisi' olarak adlandırılan ve başkalarıyla farklılıklarını ortaya koyan mekanizması da aşık olunca devreden çıkıyor. Bu nedenle kişiler aşık olduklarıyla aralarında bir ayrım yapmıyor ve onu kendisi gibi görüyor.

    TAKINTILI SEVGi

    Araştırma, aşkın, insanları nasıl saplantılı hale getirdiğini de açık şekilde ortaya koyuyor. insanların beynindeki kimyasallardan serotonin seviyesi aşık olanlar da, saplantılı (obsesif kompülsif bozukluğu) kişilerinkiyle aynı seviyede bulunuyor.

    Aşk bir yandan kişiye huzur ve güven verirken, diğer yandan ayaklarını yerden kesiyor. Beyindeki 'medial insula' bölümü aşkla aktive oluyor. Agresif davranışlarla ilgili bu bölüm aşık kişilerde çalışıyor ve anlaşmazlıkların üstesinden gelmeye yarıyor. Aşk, duygulanım, dikkat, motivasyon ve hafıza ile ilgili beyin alanlarını aktif hale getiriyor. Bu yapıların aktifleşmesi, stresin azalmasına neden oluyor.

    AŞKIN ÖMRÜ 3 YIL MI?

    Sinir hücreleri arasında hedeflere uygun bağlantıları etkileyen uyarı maddelerinden sinir büyüme faktörü de (NGF) aşkın süresini biçiyor. Ellerin terlemesine ve heyecanın yükselmesine de neden olan NGF değeri tutkulu aşkın ilk zamanlarında yükseliyor. Araştırmada insanın doğası itibarıyla bu tutkuyu sürdüremediği ortaya çıkıyor ve arzunun şiddetiyle doğru orantılı artan NGF değeri en fazla 3 yıl sonra azalıyor.

    ZENGiN KIZ iLE FAKiR GENCiN AŞKI

    Araştırmayı yapan Prof. Dr. Semir Zeki, AA muhabirine ''nöropotik aşkı'' anlattı. Aşkın, beynin ortaya çıkardığı bir ürün olduğunu belirten Zeki, ''Aşık olan kişinin beyninin depomin içinde yüzdüğünü'' ve bunun beyindeki motivasyon ve hedefe yönelik konsantrasyonu artırdığını söyledi. Aynı belirtileri bağımlıların da gösterdiğini dile getiren Zeki, ''Beyindeki bazı kısımların aktivasyonunu yitirmesine neden olan aşkın rasyonel olmadığını'' vurguladı. Zeki, ''Bu kadar rasyonellik dışı bir şeyi rasyonel şekilde izah etmeye çalışmaktan ziyade neden bu kadar rasyonellik dışı olduğunu anlamaya çalışmak lazım'' dedi.

    Aşık olan kişilerde 'özgür iradenin' yok olduğunu vurgulayan Zeki, zengin kızın fakir gence aşık olabildiğini belirterek, ''Böylesi durumlarda anne-babalar, arkadaşlar olarak biz rasyonel şekilde muamele etmeye çalışıyoruz. Bu durumda nasihat vermek çok saçma ve vakit kaybı. Bu duruma tahammül etmek gerek. Aşk rasyonel olmadığı için böylesi bir durumda bizim tepkimiz de rasyonellik dışı oluyor'' diye konuştu.

    Zeki, ''Aşk bir hastalık ama tedavi etmeye gerek yok. Hayatınız boyu devam etmesini istediğiniz bir hastalık. Arzu edilen bir felaket'' dedi.

    Kadınların, aşkta erkeklere göre daha itinalı ve çok daha verici olduğunu belirten Zeki, erkeklerin 'karşılıksız alma ve sürekli tüketme' derdinde olduğunu savundu.

    Kadınların psikolojik açıdan erkeklere oranla çok güçlü olduğunu ifade eden Zeki, kadınların aşkının daha uzun sürdüğünü, ancak vazgeçtikten sonra da daha kolay unuttuklarını söyledi.
    --spoiler--

    kaynak: http://www.psikoloji.gen.tr
    dahası ilk aşkın asla unutulmaması bilimsel olarak da kanıtlanmıştır. yıllar sonra dahi siz ilk aşkınızı gördüğünüzde beyninizdeki hormonlar tekrar çalışmaya başlar, adrenalin salgılanır.
    elbette ki işin bilimsel açıklaması bu.
    bir de bilimin çözemeyeceği duygularımız var ki, onlar adamı vezir de yapar rezil de...
    6 ...
  4. 28.
  5. unutamamanın sebebi basit aslında.

    ilk aşk öyle masum ve saftır ki, unutulamayan o saflıktır. Sonrakilerde hep oyun oynanır. karşıdakini tavlamak veya kendine aşık etmek için gerçekte olduğundan farklı davranılır. Dolayısıyla ilk aşkta var olan o saf ve masum heyacan asla yaşanamaz. unutulamayan da adına ilk aşkım dediğiniz kişi değil, içinizdeki bozulmamış duyguların hazin hatırasıdır. bu durumda ilk aşk aslında herhangi bir kişi olabilir. ama sorun bana, ben hala ille de o diyorum.
    1 ...
  6. 29.
  7. unutamıyorum lan tabi. çünkü çok masumdu daha 5. sınıfa gidiyordum. lise 1 e kadar da beraberdik. evleniriz sanıyordum o yaştayken.

    5. sınıfın başında okulun en yaramaz sınıfında en yaramaz grubun en yaramaz öğrencisiydim ve okul yönetimi bizim sınıfı ayırmaya karar vermişti. Ben de başka bir sınıfa gittim ama bizim gruptan kimse yoktu. arkada bir yere oturdum ilk günlerde. sonra ortam yapınca orada da yaramazlık yapmaya başladım. kadın bir öğretmenimiz vardı aylindi adı.

    Aylin hoca beni dizginlemek için iki tane kızın arasında oturttu. solumda aslı oturuyor sağımda ise neslihan. aslı sağ eliyle yazı yazıyor, neslihan ise sol eliyle. ben ikisinin arasında sıkışmaktan yazı bile yazamıyordum. bir gün beslenme saatinde üçümüz de açtık yemeklerimizi. aslı gayet titiz ve temiz bir kızdı, her şeyi vardı çıkarıp yiyordu. ulan ben de ekmek arası domates peynir ve meyve suyu vardı. neslihan ise aslı kadar olmasa da menüsü zengindi. ben annemin ekmeğin arasına ne koyduğuna bakmak için içini açtığımda aslı hemen "ıyyy iğrenç o ne ya, yeter ben senle oturmak istemiyorum" diyip hocaya şikayet etti. ben dona kaldım. aslı gitti başka sıraya pılını pırtısını toplayıp. neslihan o sıra bana yemyeşil gözleriyle dönerek " ya boşver onu ben çok severim, güzel oluyor " dedi. ben de madem öyle paylaşalım yemeğimizi dedim, o da kabul etti sene sonuna kadar beraber oturup beslenme yaptık. yazın da açıldım ve çıkmaya başladık. 3 sene orta okul bir sene lise hazırlık yarım dönem de lise 1 derken 4-5 sene birlikteydik. sonra zalımın kızı beni başkasıyla aldattı gitti. ama şiir gibi kızdı özledim acaba nerede ne yapıyor.
    1 ...
  8. 30.
  9. ilk aşkın kendisinin ilk aşk olduğundan haberi olmamasından daha kötü değildir.
    5 ...
  10. 31.
  11. nasıl unutayım her sabaha beraber uyanıyoruz.
    1 ...
  12. 32.
  13. şaka maka var böyle bişi.
    unutamamak değil de arada bi akla gelmek.

    alın size poncik poncik başlık.
    7 ...
  14. 33.
  15. ılk ve asık olmaya değdığını düsündüğün bırıyse sayet her seye rağmen unutulmaz oluyor. unutmak değıl gözünde daha çok büyüyor kalbı resmen.
    0 ...
© 2025 uludağ sözlük