ilk önce ilk aşka açıklama getirmek gerekir, öyle 5 yaşındayken aşık olduğumuz komşu kızı veya oğlu ilk aşk sayılmaz. Sanırım ilk aşk ilk kez utanacağın şeyler yapıp bunlardan hiçbir zaman utanmadığın ve kendini yargılamadığın zaman yaşadığın aşk oluyor. Utanacak şey sadece cinselliği akla getirdiyse bunun içinde yalan söyleme, gurursuzluk, yüzsüzlük gibi davranışların da olduğunu söylemem gerekir.
ilk aşkın bitmesi her aşkın biteceğinin kanıtıdır, en tutkulusu bile bitiyorsa diğerleri neden bitmesinki? ilk aşkla yaşananlar ve bitme sebepleri sonrasındaki mutsuzluğun şiddetini etkiliyor tabi. En berbat olanı da ilk aşkınızın ona aşık olmanız için türlü numaralar yaptıktan sonra "ben kimseyi sevemem, üzgünüm" demesidir. Çünkü bunu duymak bir vazgeçişe değil çabaya sevkeder insanı, sonunda aslında başkasını sevdiğini ama onun yokluğunda seninle oyalandığını öğrendiysen büyük aşkından acılar içinde vazgeçmen berbat bir sondur. Biliyoruz ki en berbat olanı her zaman kendi başımıza gelendir.
Velhasıl biten aşkların sonunda senin aklında kalanın hüzün ve karşındakinin aklında sana dair bişey kalmadığını biliyorsan bir dahaki adayın ilk kur adımında gardını alır ve koşarak uzaklaşırsın. Uzaklaştığın yerde aseksüel bir dünya vardır, hala tadındadır.
sınav kötü geçti diye okulu bırakmak gibidir.
mutlaka yılgınlığa, ümitsizliğe düşer canı fazlaca yanar insanın; ama hayata ucundan bir yerinden tutunulmalı, pes edilmemelidir. *
12 eylül darbesini takip eden neslin depolitize olması gibidir. iyi midir "lan bırakın siyaseti, okulunuzu okuyun çakallar" cihetinden yoksa kötü müdür "nirdee dünyayı değiştirecek 68 guşağı nirde bu gençlik üstadım" gibisinden orasını bilmem. bak yine yaptım. bilmem dedim! hep bu 12 eylül...