ilklerde daima akıllarda kalır ister istemez; bu yüzden unutmamak da gayet normaldir. O kişiden iğrensek de ya da sevsek de onu kalbimize gömmeliyiz yoksa akla ziyan olaylar olabilir.
köyünden dışarı çıkmamış benim gibi biri, istanbul gibi, londra, paris gibi bir şehre gitse orayı unutabilir mi? aynı şekilde duygu fakirliği içinde yaşayan insan ilk defa duyguların en güzelini tadınca onu nasıl unutur?
taze gönülde ilk yaradır. o tazelikten, yumuşaklıktan bıçak fazla kaçar, yara derin olur. dolayısıyla izi de fazla olur. sonra zaten kan kaybından, ondan bundan yavaş yavaş soğur yürek, katılaşır, kabuk bağlar.
ilklerin benzersiz olmasındandır. herkes okula gittiği ilk günü hatırlar ama çoğu kişi ikinci günü hatırlar.
ilk defa aşık olunca sanki dünyada ilk aşık olan sizmişsiniz gibi gelir. aşkı kendinizin icat ettiğini sanırsınız ama sonraki aşklar sadece biraz hoşlantıdan ibarettir.
Hiçbir şeyi unutmayız aslında. Hatırlamayız, aklımıza gelmez. ilk aşkları unutulmaz kılan da budur. Yaptığımız acemilikleri sürekli hatırlarız, hatırladıkça güleriz, komiğimize gider. Sadece hatırlamak istediğimiz için unutulmazlardır.
ilk ve en masum ani olarak kalmasi unutulmama nedenlerinde ilk sirayi ceker. normal hayatta hic aklina gelmez ama arada sirada yuzunu guldurerek gelir. onu tekrar gormeyi isterdim, ufaciktim daha cinsiyet farkini bile ayiramazdim. ama kalbimde o vardi ulan ne gunlerdi ya. kizi 4 sene uzaktan uzaga sevmistim. *