güzel memleketimin her köşesinde değişmeyen bir tabudur. biz babadan böyle gördük misali ilk adımı erkekten bekleriz. ama neden erkekten bekleriz he? erkeklerin bitmek tükenmek bilmeyen egolarını şişirip balon yapmamak için. zira bir erkeğe gidip 'ben senden hoşlanıyorum inanılmaz etkileniyorum senden, geceleri rüyalarımı süslüyor, beyaz atlı prens olarak at koşturuyorsun yüreğimde' desek, ki diyenlerin yarısından çoğu sırf erkeklerin bu egolarının tavan yapmasından mütevellit sırıtan bir surat tarafından reddedilmiştir.
ayrıca, şöyle bir gerçek var. bu şekilde adım atan kızımız nedense şu şekilde itham edilir, zavallım yaa* -bak görüyor musun necati bak bak bak... hıh işte o kevaşe bana teklif etti- yuh be arkadaş, erkek milletinin bu balon türü abartmaları ne zaman son bulacak. sana yüreği meyillenmiş bir kadına denir mi bu hı? sığar mı lan erkekliğe?
her ne ise işte kadınlar bu yüzden, erkelerin bu ağır ithamlarından kendilerini korumak için uzak dururlar erkeklerden. neden onlara bu şekilde prim verelim ki, öyle değil mi hanımlar? haklısın anac sevgi dolu melek dediğinizi duyar gibiyim. ilk adım centilmenlik adına erkekler tarafından atılmalı efendim. bunun zartu zurtu yok. atacaksın ilk adımı. aynı ithamlarla karşılaşacaksın diye korkuyorsan erkek adamsın, kötü bir şekilde itham edilebilirsin, yaftalanabilirsin.
mesela; -bak şüküfe bak bu züppe var ya, hıh o bana yanık- hıh buyur burdan yak. olabilir sen erkeksin elbette bu tür konuşmaların karşılığını verebilecek güçtesin. anladınız işte siz. ilk adım size düşer beyler. alınmayın. çekinmeyin, seviyorsanız konuşun bence*
yanlıştır efenim yanlışşş.
katılmıyorum bu önermeye ben. ilk adımı her zaman erkekler atmaz, sadece ilk adımı her zaman erkeklerin atması istenir, beklenir hepsi bu.
istiyoruz ki eğer bizden hoşlanıyor, ilgi duyuyorsa bir şekilde belli etsin, açık versin, hissettirsin. sevdiğimizi söylemekten korkuyoruz çünkü. reddedilmekten kaçıyoruz ve en olumsuzunu düşünüyoruz. ışığı görmesine izin verirseniz zaten size ilgi duyan bir kadın, bu duruma kayıtsız kalmayacaktır. olumlu, olumsuz bir cevap mutlaka alırsınız.
reddedilmekten bu kadar korkmayın beyler. aynı şekilde kızlar da.
birine aşık olmak kötü birşey değil, suç işlemiyoruz. '' seni seviyorum '' cümlesi bir soru cümlesi değildir. birine '' seni seviyorum '' dediğiniz de acaba ne cevap verecek diye endişe kapılmayın. zira seni seniyorum bir soru cümlesi değil, bu yüzden reddedilme dürtüsü bazı güzelliklerin önünü kesmesin. birbirinize seni seviyorum demekten korkmayın.
görünüş öyle olsa da aslında ilk adım her zaman kadından gelir. erkeğin adım atmasını isteyen bir kadın kuyruk sallamasa hiçbir normal erkek gidip bir kadına sulanmaz veya teklif etmez. kadın erkeğin adımından bir tespit yapar ve zaten verecekse verir vermeyecekse vermez nadiren de adım atış yöntemini beğenir veya beğenmeyerek ilk tesbitini değiştiren kadın görülmüştür. bazı karaktersiz kızlar ise bir erkeğe pas verip onunla dalga geçerler. teklif edersin kabul etmez ancak pas vermeye devam eder.
yani çoğunlukla erkek ne yaparsa yapsın boştur. tabi adım atacak cesareti olmayan erkeği de zaten bir kadın istemez. çok istiyorsa "bu mal harekete geçene kadar biz yaşlanırız" deyip kalkıp kendi gelir.
nadiren kadın kuyruk salamadığı halde yanlış anlayan ayılar da yok değildir. bazen şanslarına bir armut kız düşer. nasıl kuyruk sallayacağını bilmeyen etrafında ayıların ilk tercihi olan güzel kızlar vardır. çaresiz bu armutları ayılar yer.
ilk adımı erkekten beklemek hatadır. ortada bir beğeni varsa gidip rahatlıkla söylemek lazımdır. çünkü hoşlandığını söylemek ayıp bir durum değildir. korkulardan kurtulmak lazımdır. kısacası ilk adımı kızlar da atmalı.
kuralı muralı yoktur. hoşlanıyorsan, onda kendinden bir şeyler buluyorsan, samimi isen yürüyeceksin. meydan senin.
önemli olan samimiyet.
gerisi gelir.
kullan at düşünenler için durum farklı tabi onlara sözüm yok.
kadın erkeğin ilgisini ilk dakikadan şıp diye anlar. ama erkek kadının ilgisini anlayamaz.
ulan madem kadın anlıyor, erkek anlamıyor o zaman ilk adım neden erkekten beklenir diye düşündüren durumdur.
kadın cinsinin ego orgazmları yaşadığı için çok işine gelen ve değişmesini istemediği, erkeğin ise ağzına ishalli sıçan bir durumdur.
doğurganlığın dişiye özgü olmasından kaynaklanan durumdur. erkek, hormonal etkiler dolayısıyla daha aktif bir yapıdadır. erkek her daim döllemeye hazırdır lakin dişi, her daim döllenmeye hazır olmayabilir. bunun da, doğal seçilim süreciyle bağlantılı dürtüsel bir çekingenlik olduğunu sanıyorum.
çünkü erkeğin üzerine düşen rol ve sorumluluk daha fazladır. bir kızın bir erkeğe gidip 'senden hoşlanıyorum ' vs tarzı konuşması hep o kızı erkek gözünde basit göstermiştir ki zaten bu rol erkeğe düşüyor. nasıl ki evlenince evin erkeği benim diyerek kükrüyorsa bu gibi cefaları çekmeside çok normaldir.
ama şimdi artık kızlar erkeklere gidiyor, erkeklerin zahmet etmesinede gerek kalmadı buda bir gerçek..