Dört aylık zaman dilimini hatırlamıyorum.
Egom yerlerde idi hep. Okuldan çıkar soğukta onun okuldan dönüş güzergahında onlarca tur atardım. Çoğu zaman da göremezdim. Lise son öyle gitti . Üniversite sınavının olduğu günden bir gün önce buluşmuş idik birkaç arkadaş. O da vardı. O günün gecesi hiç uyuyamadım. Hiç uyumadan sınava girdim amk. Uyanık kalayım diye de kafamı soğuk suyla yıkayıp yarım saat içinde hasta oldum senelerde hasta olmayan ben.
Çok döndüm peşinde ama olmadı. Sonra ben başka şehre geldim. O orda kaldı lise bitince hemşire oldu. Olduğu hastanede görüştük. Çok değişmiş sigaraya başlamıştı. Öylesine konuştuk birkaç dakika. Üzerinden beş yıl geçti. Ondan sonra aşk kavramının derinliklerine indim. Oradan hayat derken hiçbir şeyi umursamaz olduk.
ilk aşk için değil ama söliyim.
Patronumun telefonundan rehberini karıştırıp numarasını almıştım
patronda patron hani, kazulet gibi adam, görse bittim!.
nasıl bi heycandı,adrenalindi anlatamam
korkudan ellerim titriyordu,ama yaptım
bunuda ilk defa burda itiraf ediyorum
kısa süre sonra silip atabilirim
daha niceleri var da eşgalim tanınsın istemiyorum.
annem ve abimi karşıma almıştım, sabahlara kadar ağlamıştım, sırf dinliyor diye hakan altun dinlemiştim, sigaraya başlamıştım, dışarı çıkalım dedi diye mutluluktan ağlamıştım, dünyanın en saçma şarkısında elimi tuttu diye şarkıyı best of ilan etmiştim. üstünden 6 koca sene geçmiş, aklımdan çıkmış, yalnızca arkadaşımın abisi ve arada gördüğümde ayak üstü sohbet ettiğim bir insan olarak hayatımda yer alıyor o yüzden çok da abartmamak lazım bu aşk işlerini.
her zaman derim kalbi temiz insanım. düşmanım bile olsa hakkında iyisini düşünürüm. velhasıl kelam üniversitenin ilk senesi hazırlık döneminde sevgili olduğum kızla daha doğrusu ilk aşkımla ilişkimiz devam ediyordu. sürekli istanbul-izmir arası gidip geldiğim için pekte mesafeler sorun olmuyordu. ben ondan bi yaş büyük olduğuö için dokuz eylülde okuyordum. o ise sınava hazırlanıyordu. sancılı bir süreçti benim için ona destek olmak kendi hayatımı sürdürmek derken puanlar açıklandı tercih zamanı geldi. başlarda hayalimiz her sevgili gibi o da izmire gelsin mutlu mesut okulumuzu bitirelim aşk hayatımıza devam edelimdi. ama sonlara doğru aramız tercihler sebebiyle bozuldu. herşeye rağmen seviyorum lan seni kafasıyla sadece 1 izmir tercihi yapmasına razı oldum. hayatında ilk kez aşık olan bir erkek için kaybetmektense ona her an sahip olmak bire huzur vericiydi. neyse bir sabah uyandırıldım erkenden. telefonun ucunda biri hayatımı siktin niye seni dinledim ki bak şimdi ne kadar kötü haldeyim diye bağırıyordu. tepki vermedim onu daha da sinirlendirmek istemiyordum. haklısın özür dilerim dedim sakinleş biraz tekrar konuşalım dedim.
(dediğim gibi kalbi temiz insanım 25 tercihten 24ü istanbul ve sadece ege üniversitesi tutmuştu)
hazırlanmaya başladım yanına gitmek istiyordum. tekrar aradı harareti devam eden araba gibi dumanlar saçarcasına bağırıyordu. kolay kolay sinirlenen bir insan değilim ama haddini aşmanında bir sınırı vardı. kavga ettik. 1 ay kadar kavgalarla sürerken en sonunda ayrılmaya karar verdik. geriye dönüp baktığımda harcadığım ucak biletleri beylikdüzü-kadıköy metrobüs yolculukları ve daha fazlası vardı. olsundu insan hayatında 1 kere gerçek anlamda aşık oluyor. ve onu da şuan çoğu insanın yaşamak istediği "izmir" yüzünden kaybediyosun. belki de bu şehri bu yüzden hiç mi ama hiç sevmiyorum. neyse ki bu yıl kurtuluyorum. mezun oluyorum.