aşk denilen kelimenin ağırlığını taşıyamayacak kadar ucuz bir kolaycılığa kaçarak ilişkiyi sadece '' cinsellik'' zanneden bir anlayışa saplanıp kalmış olan ıslah edilesi gençtir.
üzülürüm kendisine. kızamam. her şey hızla değişiyor çünkü. küresel ısınma, cep telefonları, nesli tükenen hayvanlar, ve "bir insanın bir insana söylediği en büyük yalan; aşk". üzülürüm kendisine, hayatı boyunca aşık olamayacak diye. kimsenin önünde isteye isteye diz çökemeyecek diye -ha çöker belki ama değil aşk için-. habersizdir hayalgücünden. bilemez öyle yaptığını farz etmenin öyle yapmaktan daha güzel olduğunu. dediğim gibi üzülürüm kendisine. kızamam ama.
ilişkileri belirli günler buluşup, herhangi bir yerde "-ya bişeyler için ya da gidin." cümlesini duymayacak kadar hesap kabartıp geçen süre içinde "etraftan cok da dikkat cekmeden" öpüşmek,koklaşmak, punduna getirirse ellemek durumlarından ibaret olan, sevgilisi olduğunu iddia ettiği kişi ile başka herhangi bir ilişkisi olmayan (seks, gündelik hayat, kültürel faaliyet vb.) insan. genelde ilkgenç ya da ergendirler.
muhtemelen ergenlik çağının ortalarında olan kişiye ait bir düşüncedir. haklıdır ilk etapta böyle düşünmekte, gerçek anlamda bişey yaşamadan bilemez tabi. daha küçüktür, toydur. ama biraz büyüdüğünde duyguları harekete geçip birinden hoşlanınca, çok sevip sonrasında da aşık olduğunda bambaşka bişey olduğunu zaten görecektir.*
(genellikle) toydur. bazı şeylere açtır. bir de bir ihtimal "ilişki" denen şeyi bir körün filin sadece bir yerini tutarak "fil" tarif etmeye çalışması gibi tarif etmeye çabalamaktadır.
1 milyara 1802 yılında ulaşılmıştır.
2 milyara 1927 yılında ulaşılmıştır.
3 milyara 1961 yılında ulaşılmıştır.
4 milyara 1971 yılında ulaşılmıştır.
5 milyara 1987 yılında ulaşılmıştır.
not: yukarıdaki verilere göre, son 72 yılda dünya nüfusu üçe katlanmıştır.
şu anda dünya nüfusu: 6.973.738.433'tür.
bu da not: bm tarafından 2002 yılında yayınlanan tahminlere göre:
7,5 milyara 2020 yılında ulaşılacaktır.
8,1 milyara 2030 yılında ulaşılacaktır.
8,6 milyara 2040 yılında ulaşılacaktır.
8,9 milyara 2050 yılında ulaşılacaktır.
allah aşkına insanlar ilişki içerisinde olmadan bile yiyişebiliyor, ilişki içerisinde olanlar nasıl yiyişmesin?
istatistikler de bunu göstermiyor mu?
eş ile; çeşitli aktiviteler yapmak, kandil gecelerinde stv'yi açıp eli göğe açmak, ben bilmem eşim bilir adlı yarışma programını kahkahalar içerisinde izlemek, karşıdan karşıya geçmek isteyen ak partili bir teyze görüp onu karşıdan karşıya geçirmek, ilişkiler içerisinde yiyişme olmadığı manasına gelmez ki!
hiiiiç sosyal mesaj vermeyin efendiler. bugün insanlar asansör köşelerinde, gizli kenar kuytu yerlerde cinsel girişimlerde bulunuyorsa, bu düpedüz yiyişmenin kötü bir şey olarak addedilmesindendir.
yiyişmek mi. iki saattir bahsettiğim şey, iki çiftin; bellona marka üçlü kanepenin ortasında oturup yapılması gereken hareketlerinin, migros'un süt ve süt ürünleri reyonunda yapılamamasını konu edinen hal ve hareketler tabi ki. yiyişmek çok ayıp bir kelime. ama bu benim suçum değil. bakın tdk yiyişmek hakkında ne diyor?
yani efendiler buradan çıkarılacak sonuç şu: yiyişmek kötü bir şey değildir. bırakın gençler yiyişsinler, yiyişenlere saygı duysunlar. hangimiz yiyişilmeden meydana geldik ki? soğutmayın gençleri yiyişmekten. gerçi tayyip mayyip erdoğan üç çocuk derken halkın birbirini gibmesinden mi bahsetti orasını tam kestiremiyorum ama ilişki içerisinde yiyişmek çok doğal bir şey. bırakınız sansınlar, bırakınız öpsünler.
yazımı bir örnekle sonlandırmak istiyorum efendim; hollanda'nın stekelenburg bulvarı'nda bir çift yiyiştiğinde hollanda'nın en kral ak partilisi bile bu durumu gayet doğal karşılıyor, fakat!!! laik diye tabir ettiğimiz sahil boyunca uzanan şili ve türkiye'nin izmir'inde el ele tutan çift görülünce "bism, süpa, tövbe tövbe.." gibi, kuran kursunda öğrenilmiş dere çatma kelimelerle tepki veriliyor. başımıza daş yağacak daş!