emeğe ve zamana saygısızlık, karşıdaki insana merhametsizliktir. terkedilen terkedildiğini bile anlamaz umut eder bekler durur. hiçbir şey söylemeden bitirenin aklında belki de alternatif kişiler vardır. o alternatiflerden sonuç alamazsa terkettiğine dönecek kafamı toparlamak için zamana ihtiyacım vardı düşündüm diyecektir. böyle yapana yazıklar olsundur, ettiğini bulsundur.
-ilişkimiz gittikçe batıyo kronik kuzu farkında mısın?
+.........................
-konuşsana bee.
+.........................
-sen beni takmıyo musun?
+.........................
-yeter artık buraya kadar. (bkz: bu ilişki burada biter)
denyoluktur!
ya arkadaşım sen bu ilişkide iki kişisin!
tek başına platonik olarak takılsaydın hadi dilediğin gibi bitir.
amma ve lakin ilişkiler iki kişilik müesseselerdir, karşılıklı olarak sevgi paylaşımı olduysa zamanında , ayrılık kararıda iki kişinin onayı alınıpta verilir.
böyle birşeye ihtiyaç duymayıp kafasına göre takılanlar karsısındakini odun yerine koyanlardır.
icabında kafasına kafasına vurulası tiplerdir.
öncelikle bir ilişki neden biter onu sormak gerekir. ilişkiyi sürükleyip götüren lolokomatifin yakıtı saygi, sevgi ve anlamak karisimindan cikip saygisizlık, kin, nefret ve anlamamak karisimina tahvil oldugu vakit o iş bitmiştir....
etki-tepkiyi dogurur, tepki ise etkiyi o onu yapar bu bunu, konusalacak bir söz kalmamiş ise, bir şeyler randimanlı gitmiyorsa ve duygusuzluk hakim ise, huysuz ehtiyarlar gibi söyulenmekten baska bir şeyler gelmiyorsa iki tarafin elinden birinden biri işe uyanir.
devam ettirip ağrı ve sancı cekmektense bir anlık aci cekmek ve cektirmek evladir.
üstelik elveda demek bazi vakitler kavgaya gürültüye ve sızının devamına neden olur.
insan dünyaya bir defa gelir, hiç kimse hiç kimse vazgecilmez değildir. dünyada 7.000.000.000 insan var. elbette birinden biri sizin için uygundur.
çoktur merak ederim insanlar hiç bir şeyin sonsuza dek sürmeyeceğini kabul etseler daha iyi olmazmiydi? hep korkular ve keleklikler içinde debelenip durup önce kendilerini ve sonra da cevresindekilerin hayatını karatiyor.
elbette yaşam dört başı mamul mutluluklardan ibaret değildir. hep kazanacaksin diye bir kanun yok. mutsuzluklar ve kelekliklerde olacaktir, fakat niye kendi kendine aci cektirir insan?
niye kabullenmez umutsuzca bir savasa girer.
kişilik ve karakter bir kalemdir. insanın yasamini ve kaderini cizer. kalem sahibi kaybetmeyi göze alamamaktan muzdarip değil midir zaten?
bu muzdariplik önce süpheyi, sonra sanrilari daha sonra ise saygizliği - ki saygisiz sevginin olmasi mümkün değildir- akabinde ve detayinda felaketleri getirmez mi?
getirir elbette, bakın ücüncü sayfa haberlerine ne oldugunu bir hatirlayin. -yazar burda göstermeci üslup yapiyor, direk yazip okuyanı gerizekalı yerine koymuyor-
sahneden geri inerken tantanasiz inebilmeyi bilebilmek bir erdemdir.
yeri ve zamanına göre bir kelam söylemezsin sadece bir not yazarsin olur biter.
olur biter ki geçen o güzel günlerin elde kalmış hatıratlarının lanetle hatirlanması için vesile yaratilmaz vesselam...
zaten şu ahir ömrümüzde kaç günümüz var doğru düzgün ve güzel gecirdiğimiz?
- ...
+ 2 kelime
- ...
+ yerli, 1. kelime ilişki o cepte
- ...
+ ikinci kelime bitiriyorum
- ...
+ ilişkiyi bitiriyorum
- evet bu, hadi bye
+ ühüüü nefret ediyorum senden sessiz sinema.
geriye dönüşü kafasının bir yerinde tutan sevgilinin yaptığı eylemdir.sessizce gidip dönmek istediğinde yine hiç bir şey olmamış ayrılmamış gibi ilişkiye başlamak niyetidir.
bir insanın acizliğini gösterir. yani aşkını yaşıyorsun, bir şeyler paylaşıyorsun ve sonra da bir şey demeden çekip gidiyorsun. böylesi adi bir insan için zaman harcanması yazık olmuştur, hatadır. üzülmeye bile değmez.
haksızlıktır. susan ve sevmeyen tarafın aksine içi kan ağlaya ağlaya karşı taraf bitirir bazen de ilişkiyi. hiçbir şey söylenmeden bitmesine dayanamadım diyerek. bitti diyemecek kadar zor ne olabilir, vicdanın yükü altında ezilen birisi yapabilir bunu ancak başka açıklama bulamıyorum.
ihtimalle zaten ne oldugu belirsiz bir ilişkidir. ne oldugu bilinen bir ilişkiyse cok ayıp ama evladım yapılır mı oyle sey? karaktersiz misin nesin? cesaretin mi yok? nedir yani?
yürümek ve gitmek, orada olduğu sanılanın coktan aşmış olması sınırları. sanrılara sürüklemek, yanıtsız sanılan sorulara tek bir yanıt bulmak, puff patlatmak içinde uçulan balonu, yere çakılmak. şekere toplanmış karıncaların kemirmesi ruhu. gidense açılmış okyanusa sen kıyıda yüzme bilmeden atarken kendini sığ sulara, gidense susmayı seçmiş,yargılanmışsın ve mahkum edilmişsin tek kişilik parodide, zincirleri kemirmek kalmış, düştüğün yerden cansız dizlerinle kalkmak...bekleme godot gelmeyecek, dünyanın en gerçek ete kemiğe bürünmüş acısı bu değil, kalk ayağa , al kalkanını eline şovalyeliğe devam.