Bu bir özeleştiridir. Herşey narin kadını elde edene kadar. Halbuki ilk haftalar o kadar güzel ki. Gözlerine bakmak bile kalbini yerinden fırlatıyor. Nefes bile alamiyorsun, elini tutmaya kıyamiyorsun, her saniye beynin onu dusunuyor. iliskinin rutinlesen safhalarında da o yavşak öküz benliğimizi ele geçiriyor ve ilişkinin de a.ına koyuyor. Hığööö. Evet.
yalan olan şeydir. kızlar hep prenses erkekler hep öküz değil mi amına koyayım? sokacağım artık kızlara yapılan pozitif ayrımcılığınıza, kızlar çiçektir benzetmelerinize. yeter be amına koyayım. sonra da eşit değiliz kahrolsun çekiyorlar..
erkek başta her şey güzel olsun diye uğraşır narin davranır sonralarda kadın ilk tribini yapar ilk anlayışsızlığını gösterir ilk defa lafınızı dinlemez her şey karşılıklı derken bencil davranır ve kalbinizi kırar ve her safhada farketmeden odun oluruz öküz oluruz. orospuluk burda işte kadın ne yaptığına bakmadan odun damgasını yersiniz ve salak salak nerde hata yaptım acaba diye düşünürsünüz.
ilişkinin oturmaya başladığı safhadadır.
Ha bu Sadece erkekler öküzdür kadınlar saraydan dün gelmiş asil prensestir manasında değildir. Burda konu öznesi erkek olduğu için öküzleşme safhasından söz ediliyor. Yoksa aslanlar gibi gerine gerine hiç de erinmeden öküzleşen dişilerimiz de az değil, biliyoruz.
her başarılı erkeğin arkasında kadın arayanların, başarısızlık söz konusu olduğunda susmasının sonucudur. erkek öküzleşiyorsa mutlaka etki tepki yasasına göre birşeyler olduğu içindir.
"aaayyyyhhhh sevgilim ben çok komplikeyim taaam mııa"
Her erkek öküzdür kadınlara göre... Bu tamamen erkek ile kadının olayları değerlendirme farkından kaynaklanır. ilişkinin ilk dönemlerinde her iki taraf da büyüyü bozmamak için aşırı temkinli ve düşünceli yaklaşırlar birbirlerine. Karşı taraftan hiçbir beklentinin olmadığı, karşıdan gelen en ufak işaretlerin bile değerlendirildiği, iki tarafın da birbirine mükemmel kişilik olarak görünmeye çabaladığı bir dönemdir. Bazı şeyler kesinleşmeye başladığında gelecek planları ve doğal olarak ilişkiden ve karşı taraftan beklentiler doğmaya başlar. Bu ikinci dönemin ilk başlarında gösterilen aşırı anlayış ve ilk dönemdeki kusursuz tanıtım dönemi; karşı tarafın beklentilerini yükseltmiş, çıtayı en yukarıya taşımış ve beklentileri "karşındakini sev" seviyesinden "karşındakini aklındakine dönüştür" seviyesine getirir ama her gömlek her bedene olmaz tabiki... Dolayısı ile gün geçtikçe gerilmeler yaşanmaya başlar. Bu gerilmelerin kadınlardaki tepkisi alakasız konulara takarak kavga çıkarmak ve trip olarak gözlenirken erkeklerde bu dönem boşvermişlik ve tepkisizlik olarak gösterir kendini. işte bu tepkisizlik dönemi "öküzleşme dönemi" olarak anılır. Bu dönemin yaşanmaması her iki tarafın da en baştan kim oldukları ve beklentileri konusunda dürüst olmaları, karşısındaki kişinin hayatına dahil olması için çabalamak yerine aklındaki kişi olup olmadığını tartmaya çabalaması ile çözülebilecek bir durumdur. Bu durumu Shakespeare; "Beğendiğiniz bedenlere aklınızdaki ruhları yerleştirip adını aşk sanıyorsunuz!" sözleriyle açıklamıştır.
Maalesef çözüm bu kadar basitken, çoğu ilişki bu kadar duygudan yoksun ve mantığa dayalı başlamadığından dolayı öküzleşme dönemi kaçınılmazdır....
kızlarda da hafif bir kendini salma ve rahatlama olur ve iki bireyde birbirini o şekilde kabul edip mutlu olursa demeyin keyiflere rahatlık, aşk, seks, gezme tozma vs vs.
