Gunlerce, aylarca hatta bazen yillarca parcalari birlestirmeye calisiyorsun. Ve olmuyor, nasilsa... Bazen renkler ve sekiller bir birine uygun gormesine ragmen gene de olmuyor. Birlestirmeye calisirken bir birine uymadigini fark ediyorsun. Bazen de iste budur diye iki yanlis parcasi birlestiriyorsun ve uzun zamandir bu birligin dogru olmasini saniyorsun. Yeterince sabirliysan ama gozun bu puzzleye alismaya basliyor. Daha once fark etmedigin kucucuk parcalar artik goruyorsun. Hatta bunca parca altinda gerektigi parcasini fark ediyorsun. Ve inanilmaz bir sekilde o sekil ve renk farkli olan parcasi tam beklemedigin yere cok da kolay oturuyor ve bir bakiyorsun oldu bu is, ve bu kadar harika oldu ki artik onu bozmayi istersen bile, kalbin buna izin vermeyecektir.
oluşturması saatler alır... puzzleyi tamamlayıp da şöyle bir baktığınızda değil de, onu yaparken, parçalarını tek tek dizerken asıl zevki alırsınız. buna rağmen, bir dokunuş kadar kolaydır dağılması puzzlenin...
önce köşeleri ayırırsın kolay bulunur onlar. çerçeveyi tamamlarsın. renklerine ayırırsın onları sonra. sabırla birleştirirsin tek tek. bazen yorulursun ama sabredersin. görmek istersin çünkü o bütünü, hayatının en güzel köşesine asmak. ama nasıl olursa bi parça eksik olur bazen, kaybolur gider dağınık odanın karmaşasında. ararsın, bakınırsın, bütün o renkli parçalarda sabrın vardır tek tek. heyecanın. ama şöyle bir gerçek de vardır ki kimse tek bir parçası bile eksik olan puzzle asmak istemez duvarına. öylece bırakırsın o yüzden aramayı da, birleştirmeyi de. eksik bi puzzledansa boş bir duvar daha makul gelir çünkü simetri hastalığına.
insanın mutluluğunu kendi mutluluğundan üstün görmek; Ona gereken saygıyı, hakettiği değeri vermek, birbirine benzemek değil aslında, birbirini tamamlamak... eksikleri tamamlamak, yanlışları düzeltmek, doğruları takdir etmek... bir elmanın iki yarısı gibi değil, iki çarkın birbirine geçmiş dişlileri gibi olmak... Aradaki dengeyi, uyumu sağlayabilmek... Birlikteliklerimizi birbirine yük olarak değil, birbirine güç olarak kurmayı öğrendiğimizde ancak sıkıntı değil, sevgi yaşanır. kendi başına da eksik olmayan insanların birlikteliğinde zenginleşen bir hayat oluşturabildiğimizde boz-yap (puzzle) den ibaret hayatlar yaşamak zorunda kalmayabiliriz kimbilir... günümüz birliktelikleri hep boz-yaplardan ibaret, sevgi çabuk tüketiliyor, sonra yeni başlangıçlar, bir daha bir daha derken puzzle misali dağılıp, toparlanmaya çalışıyor insan...
--spoiler--
Birbirimizin eksiklerini tamamlamış, eksik parçaları yüzünden tamamlayamadığımız puzzle'larımızın bu parçalarını birbirimizinkilerde bulmuş ve sonunda çok güzel bir tablo çıkarmıştık ortaya.
--spoiler--
[ Sözlük'te bulunan "Neden Evlenmedim" kitabına ait yazılar, ek yazılar ile birlikte yaz başında aynı isim ile basılacak. Bu nedenle yazıların buradan yayınını durdurmak durumundayım. Anlayış göstereceğinizi umuyor, ilginiz için teşekkür ediyorum. Eksper Mental ]