ilişkilerin kilo aldırması

entry6 galeri0
    ?.
  1. "experimental sen kilo mu aldın?" diye sordu az önce gıcık iş arkadaşım, sabah gömleğimin düğmelerini iliklerken yaşadığım sıkıntının, gömleğin yıkanınca çekmesi olmadığını anladım bu soruyla birlikte, halbuki giyinirken çamaşır makinasına az sövmemiştim, o cefakar, o pisliklerimi temizleyen ahutuşlu makinamın günahını almıştım. göbeğime iki şaplak attım, "aldım galiba biraz" dedim, ve "ehe ehe" diye gülerek, masama döndüm. yerime oturur oturmaz göbeğim gömleğe bir baskı gerçekleştirdi, düğmeler düğme olalı böyle çile çekmemişti, iyi ki süveter giymişim diye düşündüm, en azından ofis çalışanlarının göz estetiğine zarar vermiyordum bu şekilde.

    kilo aldığıma dair şüphelerim yaklaşık bir hafta önce, ahugözlüm bana "tontiğim" diye seslendiğinde başladı, gerçi öncesinde de bir "yiğidim", bir "civanım" dediği yoktu ya, neyse. "tontiğim"'i ilk duyduğumda, "yahu bu kazak biraz kalın herhalde, topik gösteriyor beni" diye düşünmüştüm, ama ertesi gün evde üzerimde sadece incecik bir t-shirt varken "şopşipim" diye seslenilince içime cidden bir kurt düştü. eğer size yönelen hitapların içinde ki "ş" harfleri artıyorsa, bu kilo aldığınız anlamına geliyordu.

    ne zaman başlamıştım peki kilo almaya, tabiki de ilişki ile birlikte, ilişkiler kilo aldırırdı insanlara, bu normaldi; ilişki yemek yemek demekti. sabahları süpersonik içerikli ve uzun süren kahvaltılar, sıkca dışarıda yenen yemekler ve en önemlisi birlikte hazırlanan mükemmeltronik akşam yemekleri. normalde akşamları yemek yemeyen, ve buzdolabı boş olan ben, buzdolabında kalan yemekleri yerleştirmek için yer bulamıyordum artık.

    yahu bir de ahugözlü'de yemek yemeyi seviyor ve de zerre kilo almıyorsa ben ne yapabilirdim ki, çikolata canavarı olan ahugözlü'ye özenip yedikçe yiyordum, o aynı kalıyor, ben şişiyordum. eskiden cafe'lere sadece kahve içmeye oturan ben, artık masada garip diyaloglara maruz kalıyordum;

    - ben kahve içicem, sen ?
    + ben waffle istiyorum, ama fondü'de istiyorum, karar veremedim..
    - ikisini de alalım aşkım, waffle'ı fondü'ye banarak ye, ehe ehe
    + aaa süper fikir!!
    - ?!?

    böyle bir diyalog sonrası, ben de yiyordum tabiki, karşınızda sürekli kilolarca kakao ve çikolata tüketen biri varken, sadece kahve içmek çok zordu. ama başarmalıydım, pişirdiği onca güzel yemeğe, hazırladığı güzel sofralara, ve film izlerken atıştırılan abur cuburlara "hayır" demeliydim, artık rejim vaktiydi, bundan sonra;

    sabahları yeşil elma hartlanacak,
    öğlenleri yeşil paketli bisküviler kırtlanacak,
    akşamları yeşil salata lüpletilecek,
    üstüne yeşil çay içilecek
    ve yatmadan önce yeşil yeşil zıçılacaktı.

    kararlıydım, rejim ve spor şarttı aksi takdirde yılbaşına kadar, "ho ho ho" diye gülen bir noel babaya dönecektim.

    telefon çaldı.

    - eksper yeni yaptığım çorbayı beğendin mi?
    + aşkım daha içemedim, eskisi duruyor onu içiyorum hala...
    - aaa o duruyor mu,? bozulur bak onlar bitir bu akşam.
    + aşkım ama çok olur...
    - aa ama sen de hiç yemiyorsun, mantı da duruyor deme bana sakın!
    + duruyor aşkım...
    - bitecek onların hepsi! köfte ile bulgur pilavı yapıcam yarın sana, bayat ekmek var mıydı evde?
    + ama...
    - yemek sonrası da dondurma yeriz, bolca çikolata sosu sıkarız üstüne.
    + yaaaaaaaaaaa....
    20 ...
  2. ?.
  3. her durumda geçerli olmayandır. özellikle uzak mesafe ilişkisi yaşıyorsanız ve sık kavga ediyorsanız kilo vermeniz de söz konusu olabilir.

    yani biraz yapı meselesidir.
    4 ...
  4. ?.
  5. 21 gram filmine göre he nefes verişimizde 21 gram veriyormusuz.

    o zaman bende şöyle söylüyorum her nefes alışımızda da 21 gram alıyoruz.

    yani şişmanlıyoruz.

    çünkü biz...

    nefes almasını bilmiyoruz.

    amerikada insanlar neden o kadar şişman biliyor musunuz ?

    onlar nefes verirken fazla üfürmeyip 18 gram veriyor ;

    alırkende 21 gram alıyor.

    her nefeste 3 gram.

    her iki saniye bir nefes.

    iki sn= 3gram

    bir dakika = 90 gram

    gerisini siz hesab edin.

    not: yukarıdaki açıklama 21 grams dan alıntıdır.
    5 ...
  6. ?.
  7. 1.
  8. okulun derme çatma yemekhanesine giderken arkadaşım seslendi arkamdan: "ayı gibi olmuşsun salcali."
    tam da beleş yemek yemenin zevkine varacaktım halbuki. kartı uzatıyordum görevlinin gözüne gözüne.

    salcali: eyvallah abi, gel de sıkıysa yüzüme doğru söyle.
    gözleri iyi gören arkadaş: yüzüne de söylerim. zira göbeğin de gözüme girecek neredeyse.
    salcali: boyun kısa ondandır.

    birisi bana kilo aldın diyorsa kesin haklıydı. zira evde bırakmayı sevmiyordum. hep yanıma alırdım.
    arkamı döndüm tekrar ona. göbeğimden çekindim. içime falanda çekmedim. inadına şişman görünmek için her şeyi denedim. yanaklarıma hava doldurdum. içimden geçirdim: "böyle de sevimliyim." özgüvenimi kilo aldığımı söyleyerek zedeleyemezdi elbet. çünkü her genç kızın kilo almak için bir sebebi vardı. olmalıydı. bunlardan biri de aşktı. aşk bol seratonin demekti. mutlu olan her insan da benim gibi yemek yerdi...
    6 ...
  9. 2.
  10. ''ben yediriyim yiğidime'' * , ''ben yediriyim minnoşuma'' * mantığı ile ortaya çıkan, sevgililerin birbirini kıskanmasından kaynaklanan, ilişkilerin monotonlaşma evresinde gerçekleşen ve ayarsız yeme durumundan kaynaklanan; karşılıklı şımarma olaylarının sonuçlarıdır.

    edit:yimemişin? yidim...
    1 ...
© 2025 uludağ sözlük