Bazen insan, bunun kadın ve erkeği yok, karşısındaki kişiyi ilahlaştırır, o kişide kendisinin gerçekten ilah olduğuna kani olup, diğerine hükümranlık kurmaya kalkar, veya ben daha iyilerine layığım aymazlığına düşer, ilişkinin temelini, güven mekanizmasının temeline dinamit koyar.
oysaki iki eşit birey, iki insan, sadece içlerine doğan, hissettikleri duygunun hakkını vererek sevgilerini büyütseler sorun çıkmayacak.
Maalesef bu basit formülü bir türlü tutturamıyoruz..
ilişki süresince yapılan şeylerin çoğunu hata olarak görmüyorum. Süreç onu gerektirmiştir, öyle davranmanın doğru olduğunu düşünmüşsündür, içinden o gelmiştir. Psikopatça davranışlardan söz etmiyorum elbette. Mühim olan haketmeyen birine gereksiz tavizler vermemektir. Bak haketmeyene diyorum çünkü karşılıklı ufak tavizler vermeden uzun süreli ilişki yürütmek pek mümkün değil ne yazık ki. Fakat öyle seversin, öyle sevilirsin ki özveriler seni hiç rahatsız etmez, o istemeden beklemeden yaparsın hatta. Diyeceğim o ki, önce karşıdakine bir bakıp neyi ne kadar yapmanın doğru olduğunu bi analiz etmek lazım. O da maalesef zamanla ve tecrübe ile oluyor.
ilişki yaşamak, birbirinin kişiliğine, yaşam görüşüne, duruşuna, zevklerine, hobilerine, tercihlerine burnunu sokma, müdahale etme mevzusu değildir.
Bu kadar sığ değildir yani, derindir.
Benliğini unutturmaya çalışarak sevmek olmaz. Onun adı sevmek değil, tutsak etmektir.
Ve bu hatadır.
Herkes hayatında kendinden fedakarlıklar tavizler vermeyi öğrenecek. Sonuçta o hayat 2 kişilik yaşanıyor tek kişilik değil bunu aklınıza sokun. Kendisine dair bende rahatsız edici huzursuz edici hal ve hareketler varsa dile getirilir çözülür düzeltilmeye çalışılır. Değişmek demiyorum çeki düzen vermek. Ben buyum bilmem ne işine gelirse diyen birisi sizi sevmiyordur bitirmek bu kadar kolay olamaz amk. Sevdiğiniz insana insan gibi davranın onunda kalbi olduğunu kırıldığını üzüldüğünün farkına varın. Insan taş değil ki etkilenmesin. Karşınızdaki kırıp sonra gönül almadan bir bok olmamış gibi devam etmeye çalışmayın sirtinizi dönmeyin ona. Kiran insan özür diler gönül alır. Kırıldı diyen zayıf görüp suçlu çıkarmayın. Kendi kendime düzeleceksem sen gönlümü almayacaksan sana ne gerek var sıktır git o zaman. Algınızı sekillendirin basmakalıp gitmeyin değişime açık olun belirli ölçülerde.
Kontrolu fazlasıyla kaybetmek. Dizginleri eline vermek te denilebilir. Bizim turk erkeklerinin kronik sorunu, aha ruh ikizimi buldum bütün ne varsa yatırım yapayım kaybetmeyim kızı. Ulan o hayatında yokken de bi yaşantın vardı bu kadar değer niye? Hiç kimse için değişmeyin tavrınız duruşunuz ilişkideki ömürü ve değeri belirler. Onu kaybederim diye korkmayın. En büyük hatanız bu olur.
Bu ne allah aşkına öyle yapma böyle yapma salın bir rahatça içinizden geleni yapın. Görüşme fırsatın mı var görüş kaybetmekten kork sevdiğini sonuna kadar göster.
ilişkilere tamamen zarar veren, iki tarafı da olumsuz etkileyen ve artarsa eğer ilişkiyi sonlandıran lanet şey.
Kıskanmayın abi, rahat bırakın birbirinizi zorunuz mu var?
Sürekli beraber olmak. Artık aranızda konuşacak bir şey kalmayacak kadar. Arkadaşlar evlilik ve sevgililik ayrı kavramlardır. Sevgiliyseniz sevgili gibi yaşayın. Özleyin, merak edin, süpriz yapın. Her gün yan yana, diz dize geçirirseniz sonrasında bir gün karşınızdaki kişiye baktığınızda sıradan bir arkadaş görürsünüz veya sizi öyle görürler.
ufak tefek şeylerden kavga çıkarmak
değiştirmeye çalışmak,
sürekli ilgi beklemek,
trip atmak,
ilgi göstermemek ( biraz tutarsız oldu ama böyle * ),
yeterli olgunluğu göstermemek,
karşındakine bağlı olduğunu direkt belli etmek.