Maalesef çoğunlukla sorun yaratıyor. Üstelik sorunu daha çok erkek yaratıyor. Çünkü erkeklerin çoğu, birlikte oldukları kadının sosyokültürel veya sosyoekonomik açıdan daha üstte olmasına tahammül edemiyorlar. Ha, hemcinslerimden erkeği ezmeye çalışanlar da vardır mutlaka.
Ayrıca çok aşık olduğum sevgilimden ayrılmama neden olan durum bu oldu. Ben doktora yapıyorum, sevgilim lise mezunu ve üniversite terk. O nedenle kendisi bana alenen söylemese de hep alay edip aşağı çekmeye çalıştı. "Sen hayata dair ne biliyorsun ki? Ben hayat okulunu bitirdim" minvalinde konuştu. Beni değersiz gördüğü için de ayrılmak zorunda kaldım.
"Davul dengi dengine çalar" atasözümüz gerçekten doğru. Çok sevmek, sadık olmak, fedakarlık yapmak yetmiyor. Erkekler diyor ya kadınlar para ve statüye bakıyor diye, bakmayanı da canından bezdirip o yokmuş gibi davranarak psikolojik şiddet uyguluyorsunuz beyler.
Bir erkek olarak gerçeği söyleyeyim, kadının daha yüksek statülü olmasını hiçbir erkek kaldıramaz. O nedenle ya kadının üstünlüğünü kabul edip kadına tâbi olur, ya da kadın çok aşık olsa bile aşağılık kompleksi nedeniyle eziyet eder. Bunu fiziksel olarak yapmasa bile psikolojik olarak yapar. Kadını yıpratıp bağımlı hale getirmeye çalışır. Erken farkedip kurtulursanız gaslighting gibi bir işkenceye maruz kalmazsınız. Sözlüklerde veya sosyal medyada "karılar paraya ve diplomaya bakıyo ağğğbiiii" diye zırlayan mallar üstün bir kadınla beraber olunca götleri kalkıyor ve o kadını ego tatmini için kullanıyorlar.
ODTÜ mezunu öğretmen kadın ile Hakkari üniversitesi mezunu erkek öğretmen ilişkisi bile sorunlu olur. Doktora-lise zaten imkansızmış. Hanım kızımız çok sevmiş ama hayvanın birine denk gelmiş. Olay bu maalesef.
Kadının erkeğin egosunu şişirmesini sağlayan şey. Erkek o saatten sonra karşısına çıkan her kadına bir kulp takmaya başlar çünkü eğitim seviyesi yüksek bir kadın ona bakmıştır.
Nedense değişik bir çekimle birlikte çoğu kadının başına gelen durumdur.
Ben avukatım biten ilişkim lise mezunu bir adamdaydı. Ben şehirde büyüdüm, o küçük bir ilçeden dışarı çıkmamıştı.
Efendiliğine, mertliğine vurulmuştum onun. Dedim bu adamdan bana eş olur, çocuk doğursam baba da olur. Neyse tabi birlikteliğimizin ilk üç ayında hep prenses gibiydim daha sonra kısıtlamalar başladı. Ben işe gittiğimde gelip ortamımı ziyaret etmeler. Herkese kabadayıvari gözdağı vermeler ve konuştuğumuz ortamda kendisinin en zengin, en yakışıklı olduğunu ispatlama çabaları başladı.
Sonra huzursuzluklarımız oldu. Benim statümün ona denk olmaması bu sefer onu gücünün etkisi altında kalacak pasif kadınlara yönelmeye başladı.
Tahminimce kendisi de gidip öyle biriyle evlenecektir. Biz yürütmedik. Denk olmak mühim arkadaşlar.