kadınlar ağlar.
terk edilir ağlar.
terk eder ağlar.
ihanet eder ağlar.
ihanete uğrar ağlar.
göz yaşı hep masumdur. erkek gibi yakıp yıkıp gidemez sünger çekemez ööür boyu anılatıyla yaşar iyi ya da kötü.
kadınların etrafında meriçler her zaman olduğu için gerçekten aşık değillerse çabuk vazgeçerler. Zaten hala gerçekten aşık ise bir şekilde gurur denen saçma şeye sarılıp hayatını mahveder. Gidip ben seni hala seviyorum dedin de yok istemez mi dediler. Hadi gidin şuradan eminim ki erkeklerde depresyonun temel sebebi şu hiçbirşey olmamış gibi bir anda terkedip giden kadınlardır.
kadınların hemen yeni bir ilişkiye başlayabilme gibi bir avantajları var. her birlikteliği olan kadının etrafında ayrılık haberini bekleyen ortalama 3 yavşak tilki veya ikamesi olan 2 aç kurt bulunur.ilişkideki bir erkeğin etrafında 3 yavşak dişi tilki bulunma olasılığı çok düşüktür çünkü işin doğasında yoktur böyle birşey. bu yüzden sonunda olan erkeğe olur, ya sinirinden çatlar, ya çatlamaktan sinirlenir ya ba daba du!
kadın şöyle üzülür böyle kahrolur falan filan bi siktirin gidin ya kadın dediğin şeytanın arkadaşıdır ilişki nasıl biterse bitsin hep arkadaş ortamı erkeği üzen hırpalayan taraf olarak bilir çünkü kadın öyle bi anlatır ki olayları çevresine erkeğin yemediği bok kalmamıştır diye bilir herkes kadınların göz yaşlarına inandığım tek nokta bir annenin göz yaşıdır onun dışında kadınlar timsah gözyaşından başka gözyaşı dökmezler tek silahlarıdır ağlamak zırlamak çünkü karşı tarafı etkileyebilecekleri en iyi vurabilecekleri yerdir gözyaşları kimi kadınlar bunu defalarca kullanır kimi kadınlarda gerektiği yerlerde benim erkeklere tavsiyem ağlayan bir kadına asla ama asla inanmayın bu söylediğimi sinir anıyla söyledi diye düşünebilirsiniz ya da saçmaladı diye de düşünebilirsiniz ama kadının gözyaşlarına kanarak iş yaparsanız veya ona inanırsanız o zaman götünüze yağlı kazığı yersiniz o zaman da bu entry i aklınıza getirmeyi unutmayın sevgilerle.
5 alışveriş, iki kere saç rengi değiştirmek erkeği tarihin tozlu sayfalarına gömmeye yeter kadın için. ama erkek gerçekten sevdiyse atlatması uzun zaman alır. hayatıan kim girerse girsin asla mutlu hissetmez kendini uzun bir süre. tavuk suyuna pilav gibi yaşar.
aslında yanlıştır. bunu söyleyen kişi sadece kısa vadeli gözlem yapmıştır. erkek kendine yediremediğinden ve güçlü gözükmek istediğinden üzülmemiş gibi yapar. bir de ilişkinin sonlarındaki stresli anlar bittiğinden kendini özgürleşmiş hisseder. o yüzden biraz mutlu bile gözükür ya da gözükmeye çalışır. kadın ise tam tersi en üzgün olduğu an ilişkinin bittiği andır. viran olmuştur, ağlamaktan heder olmuştur. bir süre bu böyle gider. kimseyle konuşmaz kendini tatlıya, yemeğe vurur. ardından kuaför, alışveriş, arkadaşlarıyla dışarı çıkmalar derken gitgide kendini iyi hissetmeye başlar. o iyi hissetmeye başladıkça erkek ilk baştaki özgürlük ve güçlülük tabirlerinin ardını yoklamaya başlar. gelen mesajların eksikliğini iyiden iyiye hissetmeye başlar. artık tam tersidir durum: kadın mutlu, erkek üzgündür...
kadın dediğin için sıradaki erkeğin en az 3 günü vardır. erkek içer, ağlar, söyleyemez sevdiğini.
gelip 2 aşk acısı çekince kadınlar mala bağlayan taraf oluyor demek olmaz, sen oduna denk geldiysen bütün erkek cemiyetinin kafası yanmaz.
bir dahakine "erkeklerle" çıkın, erkekleri sevin öyleyse.
ilişkiden ilişkiye fark etmekle birlikte kimi zaman kadın, kimi zaman da erkek daha çok yıpranır ama değişmeyen bir gerçek vardır ki; kadınlar daha çabuk toparlanır.
duyduğum en saçma önermedir. kadının aldatması yeter, erkek için atlatılamaz bir darbedir.
kadının aldatması gururu öyle bir yerden vurur ki toplanamazsınız. madem toplumsal açıdan da bakılıyor, erkek için kadından çok daha zor bir durum olduğu unutulmamalı. anlatamazsınız, affedemezsiniz, ne hissederseniz hissedin yapacak bir şey yoktur. geçmiş olsun.
doğa kadını korur. kadın doğası gereği kötü zamanları çabuk atlatır. ağlarken zırlarken görürürüz hep onları. doğa ağlasın, zırlasın, çabuk atsın içinden olanları diye onları böle ağlak yaratmıştır. bizde ne kadar acı çekiyor diye düşünürüz. oysaki o ağladıkça ne kadar rahatlıyor, bir yılan derisinden kurtulur gibi sıyrılıyor yaşananlardan. erkek öle mi taş gibi, kaya gibi içinde aylarca, hatta yıllarca kalıyor ayrılığın acısı.