genel olarak ilişkilerde görülen durumdur. hep bir kişi diğerine göre daha çok sever ve öbür kişi daha umursamaz olur. çok seven taraf için kötü bir durumdur. üzülmeye mahkum olma durumudur.
güneşin her sabah doğup her akşam batması kadar gerçek bir durum var ki, böyle bir ilişki bitmeye mahkumdur.. he dersen ki ben kutupta yaşıyor ve hayattan böyle zevk alıyorum arkadaş her gün penguenler beyaz beyaz ayıcıklar agucucu.. orası kişisel tercih alanıdır ve dışardan müdehaleye kapalıdır.. ama emin ol o batmayan güneş 6 ay sonra kutuptada batıyo!! tarafımdan sürdürülmüş ince, detaylı gözlemler ve yaşanmışlıkları dinlediniz..
mesqoo.. uludag sözlük haber ajansı(usha), istanbul...
ilişkinin içindeki değerlerin ölçülebilir olduğu iddasıdır. Karşılıklılk ve ego sorununun bir parçasıdır. Kanımca, ilkokuldan beri yol problemi çözmenin beyinde yarattığı ölçme tutkusudur. Şahıs şöyle düşünür:
-Necla beni 10 birim seviyor, ben neclayı 20 birim seviyorum. Öyleyse bu sevgi seli necla'yla ben takılmadan necla'nın beni terk etmesi ve aramızdaki mesafenin aynı noktaya gelmeden dönüş yapan araçlarınki gibi artması ile sonuçlanır. aramızdaki mesafe bu koşullar altında sonsuza uzanan bir fonksiyon çizer.
-Olayın fizik boyutunda: vektörler kesişmeden sonsuza zıt yönlerde hareket eder.
-Olayın kimya boyutunda: 10 necla, 20 hüdaverdi tepkimesi, neclanın soygaz olması sebebiyle gerçekleşmez.
Arkadaşlara yapılan açıklama:
-Yok abi, necla yalan oldu, geçen 1 başka adamla görmüşler, ben gelemem öyle lagalugalara.. hadi kızım naş dedim. Ööyle bakakaldı.
bir taraf daha fazla fedakarlık yapar;daha çok sever.ilişki bittiğinde de en büyük acıyı yine o çeker.
yalnızlığında en büyüğü en çok seven tarafa kalır.
büyük bir celişkidir çogu zamnda dogrudur ama herkes kendi tarafından daha çok sevdigini düşünür karşısındakinin kendisini daha az sevdigini düşünür sürekli,sevdiginide fark etmiyebilir ki bu yüzdendir ayrılıklar kalp kırmalar. sen sevdikten sonra bunun bi ölcüsü olmaz.
eşit olması zaten mümkün değildir dediğim hadise.nasıl eşit olduğunu söyleyebilirsiniz ki duyguyla ilgili bir şeyin.mutlaka birisi daha çok sevecektir. biri daha çok fedakarlık yapacaktır. * birisi kolayca kesip atarken, biri bağlanıp kalacaktır. neden aynı olsun ki? ruhlar farklıysa denge söz konusu değildir.
kişinin yetersizliğini örtbas etmesi için kullandığı bir yalandır..
bu düşünceyle giderek karşı tarafı sıkar, ilgisiyle boğar, güvensizliğini kapamaya çalışır..ancak karşı taraf sonunda dayanamayıp tepki verince daha da güvensizleşip iyice mantıksız hale gelir..
lişikiyi kendi çabaları ile yaşadığın farkında olmayan insandır, çoğu zaman herşeyi o yapmıştır denemiştir, yorulduğunu örtpas etmeye çalışmıştır. ama final geldiğinde bunu saklayacak gücü kalmaz ve acıların en büyüğünü, yalnızlıkların en acısını ve içindeki boşluğun her yerini kapladığını gören o olacaktır..
kimin daha çok sevdiğinin anlaşılması zordur. her iki tarafta çok sevdiğini düşünüyorsa zaten düşünücek bir şey yoktur. önemli olan, yeri geldiğin de her iki tarafın da fedakarlık yapabilmesidir.
Bir eksiklikten doğan bir ilişki olduğu için normal bir durumdur, yani bir taraf çok sevecek kovalayacak karşı taraf egolarını tatmin edecek, ailesinden görmediği sevgiyi görmek isteyecek, birisinin yalvardığını, peşinden koştuğunu net olarak görecek, diğer taraf yok sayacak kendini, geçmişini yok sayacak bir karşı cins için herşeyi verdiğini görecek, kendisiyle gurur duyacak şöyle seviyorum böyle seviyorum diye, sadist ve mazoşist duygular dönecek ortada ve kişiler gerçek sevginin ne olduğunu asla bilemeyecek ve gerçekten sevmenin tadına varamayacak. kişiler üzlmesinler çünkü yerler çabuk değişecek sürekli rol değiştirecekler böyle seneleri geçirecekler.
ilişkide bir taraf aşık olur, diğeri ise onun aşkını sever... bunun sonucunda da bir taraf daha çok seviyor diye düşünülür. sevgiyi dengeleyen aşk ölçer değil, değer ve saygıdır.
bir hint atasözü "aşkta kalplerden biri daha soğuktur" der. çok sevildiğinizi bilirsiniz de hiçbir zaman o sizi, sizin onu sevdiğiniz kadar sevemez. sizin aklınıza gelen incelikler onun aklına gelmez. o sizin kadar yaratıcı değildir ya da belki sizin kadar çaba sarf etmiyordur küçük anların daha mutlu geçmesine...kimi zaman sonra o ilişki bittiğinde "sevil de sevme, ağlama ağlat, yoksa zehr olur bu tatlı hayat" tadında şarkıları lay lay lom diye söylerken bu sefer karşınıza sizi çok seven, size deli gibi aşık birisi çıkar. sesinizi duymak icin ruhunu teslim ediyordur, size sürprizler hazırlamak icin didiniyordur, kıçını yırtıyordur sizi mutlu etmek için tabiri caizse... bu durum size birşeyi hatırlattı di mi? eski ilişkinizde sizin tavrınızı... peki ne oldu? o zaman kalplerden size ait olmayanı soğukken artık size ait olanı soğuk. yani değişen bir şey yok. sadece artık bu yeni ilişkinizdeki partneriniz sizin bi önceki ilişkide hissettiklerinizi hissediyor.binlerce yıllık felsefe yine kendini doğruluyor. aşkta kalplerden biri hep diğerinden soğuk oluyor. digerinin kalbini titretiyor.
mutlak bir şekilde her ilişkide var olan sorunsaldır. kimse birbirine karşılıklı tam tamına eşit duyguları besleyemez ve zaten nasıl mümkun olabilir ki bu? laboratuvar ortaminda yasamiyoruz.... sorulsal da denir mi buna bu durumda; her ilişkide varsa? ne yazık ki evlilikle noktalanmayacak ve bu sayede resmi bir hal almayacak her ilişkinin yeterince uzun bir sure sonunda bitiricek sorunsaldir bu da... diyebiliriz ki: her ilişkide olan bir şeyse bu ve bu da her ilişkiyi eninde sonunda bitirecek olgulardan biriyse; tumevarım yapıp her ilişkinin ileride sonuçlanacağına kanaat getirebiliriz.