dinin kuralları belirlidir. değişmez.ılımlı olan kısmı dinin kurallarını kendine göre çekip de başka başka manalr çıkartma noktasındaki dansözlüğe tahammül eden türk halkıdır.. hatta bırakın tahammülü bi de sevicek kadar açıkgönüllü olan(!) türk halkı ılımlıdır.. islam değil..
uyuytulmaya çalışılan zümrenin önüne paketlenerek şık bir şekilde sunulan saçmalıktır. ne yazık ki paketi hazırlayan kişilerce türlü katekulli ile kakalanmaktadır.
ilk başta çok masum görünen ve islam dinin terör eylemleri ile bir arada anılmaya başlamasının ardından ortaya atılmış terim olsada , amerika'nın türkiye'yi dahil etmeye çalıştığı adıda büyük ortadoğu projenin olan ahlaksız oyunların sinsice yutturulmasından başka bir şey değildir . diğer aşaması ise protestanlık gibi ikinci bir din çıkarmaya çalışmaktır . sinsi bir plandır işte . eski cumhur başkanımızın taktir ettğim tek yönüde bu sıfatı ısrarla redetmesidir .
sevr antlaşması'nda ve ondan daha önceki dönemlerde bu topraklardaki türk ulusunun başına sarılan şark meselesi, ermeni sorunu, kürt sorunu, azınlık hakları gibi konulardan bir başkasıdır. türkiye'nin başarılı olmuş laik düzenini zaten bir süredir süregelen hurafe ve batıl inançlardan*** sonra yeni bir çözünmeye iten saçmalık.
ılımlı islam abd' nin uydurduğu, büyük ortadoğu projesi kapsamına dahil, hristiyan dünyası ile uyumlu, diyalog halinde,
kısacası ladin, hamas, ahmedi necad gibi tercihleri olmayan siyasi bir alternatifin tanımıdır.
yoksa islami yorum metodlarıyla ilgilenmez, örneğin vahabi'lerin şer' i uygulamaları değil, s. arabistan' dış politikada abd ' ye biat etmesi önemlidir bu politika için..
yani önemli olan dinin değil müslümanların ılımlılığıdır,
buradaki islam kavram olarak islam dünyası manasındadır.
en başta belirtilen ve ilk entry de anlatılmak istenen islamın çağdaş yorumu, islamın protestanlaştırılması gibi zımbırtılar ise daha çok içsel yorumla ilgilidir, her manüplasyon gibi bu da hayırlı değildir.
bizim oralarda islam hep ılık ve yağışlıydı zaten. kurak ve soğuk geçen laiklik dönemleri, içimizi yakıp kavuran ulusal milliyetçilik bitmişti sonunda. ne soğuktu ne de sıcak. ortada kalmıştı çocuk oyunlarında ki fasülye misali, çünkü hep ılıktı artık.
abd nin türkiyeye bictigi roldür, aynı rolü malezyaya da biçmiştir. akp kendini muhafazakar demokrat* tanımlarken, abd ve ab ılımlı islam modeli söz öbeğini kullanmaktadırlar.
recep tayyip erdoğan ' ın bizzat kendi ağzından söyleiği sözlere göre olmayan bir islam türüdür. hatırlarsanız kendisi "ılımlı islam yoktur islam islamdır " demişti geçenlerde. ılımlı islam sadece türkiye git gide iran'a dönüşürken ısındırma çalışmalarında söylenen bir sözdür.
ılımlı islam sadece bir basamaktır, çünkü kişinin ılımlı islamı yaşaması için gerekli şartlar kamusal alanda türbanın yaşanması hariç zaten mevcuttur. bunun ise; anayasanın laiklik maddesinin kaldırılmadan çözülmesi mümkün değildir. laikliğin anayasadan kaldırıldığında ise devlet ılımlı islamdan radikale, şeriata kayar ki, ılımlı islam kavramına gerek olmaz. dünya üzerinde ılımlı islam kisvesi altında varlığını sürdüren laik bir cumhuriyet yoktur.
