ilim Kainattaki Sabit Kanunların keşşafıdır.. Evet, ilim değişkenlerle ve tesadüflerle uğraşmaz... Sünnetullah Denilen değişimeyen kanunları keşf eder.. işte bu değişmez kanunlar üzerine ilim bina edilir.. Bir kanunun keşfi, yeni kanunların keşfi için basamak teşkil eder.. Evet ilim bu Kainatta tecelli eden Esma-i ilahiyenin bir keşşafı ve tercümanıdır.
-Her kime öğrendiği bir ilim sorulur da ilmi saklarsa, kıyâmet günü ateşten bir gem vurulur.
-Bir âlimin ibâdetle meşgul olana üstünlüğü benim, en aşağı mertebede olanınıza karşı üstünlüğüm gibidir. Allah, melekleri, göklerin ve yerin halkı, hatta yuvalarındaki karıncalar ve hatta balıklar, insanlara hayır öğreten kişiye duâ ederler!
-Kim ilim yolunu tutarsa, Allah ona cennet yolunu tutturur!.. Ve melekler ilim öğrencisinin rızası için kanatlarını indirirler. Aynı zamanda bir âlim için göklerde ve yeryüzünde bulunanlar ve hatta sulardaki balıklar istiğfar ederler. Âlimin âbidden üstünlüğü, ayın parlaklığının sair yıldızlara olan parlaklığı gibidir!.. Nebi ve Rasûller miras olarak ne dinar ne dirhem bırakmışlardır; ancak miras olarak ilim bırakmışlardır. Kim ilmi almış olursa (mirastan) bol pay almış olur
-ilim adamlarıyla boy ölçüşmek veya ayaktakımı ile mücadele etmek halkın teveccühünü kendine çevirmek için ilim tahsil eden kişiyi Allah cehennemine sokacaktır!
-Bizden bir hadîs işiten ve onu hafızasında tutan adamı Allah aydınlatsın!.. Çünkü bir ilim yüklenen insan bazen kendisinden daha dirâyetli birine (ulaştırır) ve çoğu zaman da bir ilim yüklenen insanın kendisi dirâyeti olmaz!
ilim'in anlamı bilim'den farklıdır. ilim "logos" demektir: Ancak yaratılmışın diline uygun dilin,düşüncen varsa onu anlarsın. Bilim varolana bir adım uzak durur, onu görmek için. ilim ise olaya içinden bakmaktır.
arapça bir kelimedir. #alm (a dediğimiz ayn oluyo) kökünden gelmiştir, asıl manası, bilmek demektir. lakin zamanla günümüz türkçesindeki bilim kelimesinin anlamını vermeye doğru evrilmiştir.
kuranda manası ise (gazzalinin ihya'nın ilgili bahsinde söylediğine göre), farzları bilmekle eşdeğerdir.
mevlana bir gün halk ile konuşup sohbet eder halde iken şems mevlananın önünde duru ve sorar:
"riyazat ve ilmin amacı nedir?"
(M)
"şeriat ve edebi bilmektir." dedi.
(Ş)
"hayır, amaç bilinene Allah'a ulaşmaktır." der.
ilim bilimle eş manalı değildir. rosenthal, islam geleneğindeki ''el-ilm'' sözcüğünün karşılığını tam olarak bulamadığını ve en yakının 'knowledge' yani 'bilgi' olduğunu ifade ediyor. 'bilgi', ilmin pratik sahasına aittir. bir de 'hikmet' vardır. ilim, bunların hepsini kapsar.
aslında bilim, bizim beyaz türklerimizin 'ilim' kelimesini 'arapçı' bulmasından ve topladıkları dil kongresinde başına 'b' eklemek suretiyle batının 'science'ına tekabül ettirmesinden geliyor. örneğin çok abartılan 'fen' de böyledir. fen, müspet ilimin bir disiplinini ifade etmekle beraber, sanki bilimin kendisiymiş gibi kullanılıyor günümüzde.
bu farkı hadislerde de görebiliriz:
--spoiler--
''fen ilmini al, çıktığı kap sana zarar vermez'' (Künûzül'hakaik)
''Âlim veya ilim talebesi olmayan bizden değildir'' (Deylemî)
--spoiler--
görüldüğü gibi fen, müspet ilmin bir disiplinidir; bilimin kendisi değildir.