erkek kadını kıskanır.kadın ise başka bir kadını.
kadınların yüzde 99'unun beklentileri istekleri davranışları ve tepkileri aynıdır.
çevreden ve kişilerden çok etkilenirler özgün bir felsefeleri yoktur.
saftirik oğlanları ortamlarda dönen dedikoduları öğrenmek için kullanırlar.
aşk mücadelesini değil mücadele aşkını severler.
aşktan ziyade tutkuyu daha çok severler.
neyse destan yazmaya gerek yok..
bir de bunlardan ayrılan yüzde 1 lik kesim vardır doldur kadehi mehtaba karşı demlenelim diyebileceğiniz...
maymun iştahlı ben tek kişiyi sevmeyi ögrendim, bir insanı seviyorsan ne olursa olsun onun için en iyisini istemeyi bitse bile iyi dileklerimi sunmayı, ardından hayırlı dualar etmeyi hayatıma girdigi ve az çok bir şeyler kattıgı için minnettar olmayı ögrendim ayrıldık bitti defol git demek yerine yardımıma ihtiyacı olacagı bir konuda elimden geldigince yardım etmeyi ama mesafeli olmayı ögrendim.
ilişkilerde eşitlik çok nadirdir. Birisi mutlaka diğerinden daha çok sever ve o çok seven taraf genellikle ya aldatılır ya da terk edilir. Hiç kimse yaşattığını yaşamadan ölmeyeceği için; o az sevip de terk eden şahıs gidip çok sevdiği birini bulur ve o çok sevdiği kişi de onu az sevdiği için terk eder.
Bu da böyle hikaye tadında bir şey oldu he! *
çok ilişkisi olmuş olan birisi değilim ama şunu öğrenmiştim galiba. ne kadar seversen, ne kadar aşık olursan ve hata ne kadar fedakarlık yaparsan yap, her şey kötüye gidince, ilişki bir şekilde bozulunca, o kişinin kendi kendine otururken artık senin sevgiye, sevmeye, sevilmeye küsmüş olduğunu düşündürtme. düşünme ve düşündürtme ki ya o da için içini yesin. ya da o için içini yemiyorken, sen de için içini yeme böylece.
Olmayınca olmuyor, her şeyin bir zamanı ve usulü var.
sen tohum attın diye derhal orkideyi eline alamazsın, bekleyeceksin. Beklemen yetmez, sulayacaksın.