haktan, hukuktan anlamayıp, benimsedikleri ''zamanın modası'' olmuş fikirlerle bir insanın ölümünün ardından ''nalları dikti'' gibisinden bir düşünce tarzıyla, ahlaksız ve ahmakça bir tavır sergileyen kimseleri sevindirmiş insan.
ölümü üzerine siyaset yapılan insan. sevmeyenleri ve sevenleri ardından onu yermek ve savunmak telaşına düşmüşler. ne kadar aptalca. ölmüş ve onun için dua etmekten başka bir şey gelmez. iyi miydi kötümüydü hesabı allah'a verecek zaten. siz ne deseniz boş.
--spoiler--
ölmüş bir adamın ardından şöyleydi böyleydi demek ne size ne de ona bir şey kazandırır, kaybettirir. bu sadece insanların ölmüş birinin ardından konuşacak kadar zavallı bir hal aldığını gösterir. mevcut hükümet sağolsun, bu ülkenin yüzde 80'ine hiç düşünülmeden ergenekoncu denilebiliyor. bu adama da denildi, denilmekte. ama ilhan selçuk, darbe dönemlerinde çok işkence görmüş bir adam. üstelik darbeyi yapanlarla görüşü yaklaşık olarak paralel olduğu halde... şimdi düşünüyorum da bu adam mazoşist mi ki ülkede darbe yapılması adına bir çaba sarf etsin? evet abi, ben de cumhuriyet gazetesinin genel katı kemalist yapısından zerre hazzetmiyorum ama olay bu değil. bi insana çamur atmak bu kadar kolay olmamalı... hele ki söz konusu kişi ölmüş, hakkındaki iddialara cevap veremeyecek durumdaysa... benim derdim bu, ayıkıyo musun biraderim?
--spoiler--
yukardaki entryi örnek olarak veriyorum. yazar alınmasın lütfen. mesela bu entryde sadece bir satır ölümünden bahsedilmiş ve geri kalanında toplum ile nasıl kavgaya alet edildiğini net olarak görüyorsunuz. hepimiz bir ölüye saygı göstermek isteriz. ama "şöyleydi böyleydi" deyip "siz ona şöyle yaptınız, böyle yaptınız" derseniz birileri de kendini savunmak için kötü yanlarını yazar. bir ölünün cesedinin arkasına saklanıp ateş etmeyin . bırakın artık rahat rahat uyusun.
uyarmadan edemeyeceğim. böyle yazılar yazıp ölümüne saygı duyanları da zıvanadan çıkarmayın.
biz türkler ölünün ardından muhakeme yeteneğimizi kaybediyoruz. ilhan selçuk aydınlanmacı jakoben gelenekten gelen katı kemalist birileri tarafından tabii ki iyi dileklerle anılabilir buna kimsenin bir şey dediği yok. ama ilhan selçuk'un ardından demokrasiye inanmış biriydi demek akılla mantıkla açıklanamaz bir şey. hayatı boyunca darbe peşinde koşmuş askerle temasını 85 yaşına kadar kesmemiş, 12 mart 1971 de gazetedeki masasının tepesinde dört gözle darbe metninin radyodan yayınını bekleyen bir adama tutup da demokrasiye bağlıydı demek başta kendisine haksızlık zaten. ilhan selçuk cumhuriyete hayatı boyunca inandı demokrasiye hayatı boyunca inanmadığı gibi. ölümün her şeyi toz pembe yapmasını anlamıyorum hayatı boyunca demokrasiyi umursamamış birini bile ölümün mecburi iyimserliği demokrat yapabiliyor pes yani.
devrimcilikle uzaktan yakından ilişkisi olmayan değersiz aydınımız. başımız sağ olsun. devrimci diye halk ile birleşip veya halkın yararına birşeyleri değiştirmeye çalışana denir. cuntacı veya darbeci diye asker ile birlik olup halkın üzerine yürüyene zorla, baskıyla bir şeyleri kabul ettirene denir. devrimciliği cuntacılıkla karıştırıp güzelim kelimelerin anlamlarını önemsizleştirmeyiniz...
2010'un en uzun gününde devrilen bir ulu çınar... ömrünün hatrı sayılır bir parçasını cuntacıların işkenceleriyle hapiste geçirmiş, cumhuriyet sevdalısı, büyük kemalist, onurlu gazeteci... hala cuntacı, darbeci, hatta faşist diye ananlar var. kör cahilliğe kurban giden nice cumhuriyet sevdalısından sadece biri ilhan selçuk.
halkını aydınlatmaya adanmış bir ömür. oralarda huzur bul üstad... seni unutmayacağız
ayrıca büyük karikatürist, 72 gün önce kaybettiğimiz (bkz: turhan selçuk)'un kardeşidir. abisine ve en yakın dostu (bkz: uğur mumcu)'ya ve diğer devrim şehitlerine kavuşmuştur. hepsinin ruhu şad olsun...
edit: ergenekon şehididir. bıraksalar daha bizi bir süre terketmezdi belki. Tıpkı türkan saylan hocamız gibi
elbette her canlı gibi o da ölecekti, buna hazırdık iyice yaşlanmıştı. ancak "öldü" kelimesi bu adama yakışmadı. zaten ilhan selçuk ölmemiştir. düşünceleri ve ruhu cumhuriyet gazetesi ve yazarlarıyla ve cumhuriyetçi herkes tarafından yaşatılacaktır.
cumhuriyeti aydınlatan bir pencere daha kapandı, önce duvarlar ördüler önüne sonra ölümü kendine daha yakın ettirdiler, insafsızlar. şu ülkeden daha huzurlu bir yere gitti kesin...huzur içinde yatsın.
ülke'nin yetiştirmiş olduğu aydın insanlardan birisidir..
mekanı cennet olsun..
belli bir kesim vardır ki türkan saylan için söylediklerini arkasından yine söyleyecek,
sonra bunu dine sığdıracaklardır.. konuşsunlar değerinden bir şey eksilmez..
hiç sevmediğim bir insandı hep de öyle olacak, ama ölmesine üzüldüm. zira kapkara zihniyeti, geri kafalı düşünceleriyle bu ülkenin önünü tıkayan, gelişimini engelleyen kişilerin kimler olduğuna dair canlı bir örnekti. nihayetinde bu kafadaki insanların hepsi ilhan selçuk kadar cesur olmadı, olamadı. kapalı kapılar ardında yaptılar planlarını. belki o da yaptı ama nihayetinde herkes ilhan selçuk'un darbeci, demokrasi ve özgürlük karşıtı bir adam olduğunu biliyordu.
kendi yolundan gitti, inandıklarını yaptı. her insan gibi o da kendisine tanınan süre kadar yaşadı.
düşüncelerine hiçbir zaman katılmadım, her zaman da eleştirdim. öldü diye övecek halim yok. neyse o. ölüm insanı yüceltmiyor maalesef, yaptıklarındır seni değerli kılan. herkesi öldü diye kahraman yapacaksak mezarlıkların hepsi birer anıt olurdu.
hayatı boyunca 2 darbe, 1 muhtıra görmüş, darbenin nasıl rezil bir şey olduğunu bilen ve bu yüzden hakkında ''darbeci'' yaftalarına aldırmadan cumhuriyet'teki penceresinden her sabah bizi karşılayan, sadece bedenen aramızdan ayrılmış büyük insan.
bugün ölümüne sevinenler, ''ohh geberdi'' diye sevinç çığlıkları atan ezik sürüsünü zamanında en güzel tabirlerle tanımlayıp cevap vermişti.
insanı "hala uyanmayacaksınız değil mi? hala uyuyacaksınız! "pencere"ler birer birer kapatılacak ve siz hala hamdolsun diyeceksiniz!" diye haykırtan olay.
cumhuriyet değerlerinden ilhan selçuk'u kaybettik. başımız sağ olsun.
"ikisini de eyvallah...
arabayla asfalt yolda giderken birden karşına bir levha çıkar..
"yol kapalı"
bozulursun...
ama yapacağın bir şey de yoktur.
bugün pazar!..
pazartesi günü yürekten ameliyat olacağız., söylenenlere bakılırsa epey gıllı gışlı bir operasyonmuş, nalları havaya dikersek bozulmayalım, olur böyle şeyler...
...
nalları dikmezsem...
daha görüşürüz...
dikersem, her ne kadar kusurumuz da olsa, affola...
ikisine de eyvallah..."
dizelerini kaleme almıştır sağ çıkamadığı ameliyatından önce.
