Ölü Bir Ozanın Sevgili Karısını Görmeye Gitmek / ilhan Berk
"Kağıtlar, kitaplar, dedi, nereye elimi atsam.
Kiminde yarım kalmış, nasılsa bitmiş bir şiir
Kiminde. Hem her şey şiirlerde değil miydi?
Bir gök şiirde ağar, bir sokak şiirlerde
Gider gelirdi.
Böyle yaşayıp gidiyorduk."
Sesi, sanki çok ötelerden gelirmiş gibi
Ezik, suskun odaları dolaştı durdu.
Masada açık duran bir kitabı gösterdi sonra
Ölünün, son kez elini sürdüğü ve kaldığı.
"Burada işte oturmuş şu kitabı okuyordu,
Elinden kitabın düştüğünü gördük sonra.
Hepsi bu."
Böyle dedi, yüzüne kapayıp ellerini
Alınmış gibi bir bulutun yer değiştirmesinden.
der ki;
--spoiler--
Öykülü şiire karşıyım. öykülü dediğim, konusu anlatılan, bir yerde başlayıp bir yerde biten şiir. bir öykünüz var, onu yazacaksınız, şiiri bu öyküyü yazmak için kullanıyorsunuz. böyle şiir olmaz demiyorum. ben bu şiire, bu şiirin gelişimindeki onc ustalarına rağmen, şiirin kendi serüveninin dışında bir olay diye bakıyorum. şiir aslında bir şey söylemez. bir şey söyleyen şiir, usu allak bullak etmez, usu allak bullak etmeyen şiire ise, kolay kolay şiir demem.
--spoiler--
Manisa'da doğan,Gazi Eğitim Enstitüsü Fransızca Bölümü'nü bitiren,Bir süre öğretmenlik yapan,Ziraat Bankası Genel Müdürlüğü Yayın Bürosu'ndaki çevirmenlik görevinden emekli olan şair
Şiir Kitapları:
Güneşi Yakanların Selamı (1935),
istanbul (1947),
Günaydın Yeryüzü (1952),
Türkiye Şarkısı (1953),
Köroğlu (1955),
Galile Denizi (1958),
Çivi Yazısı (1960),
Otağ (1961),
Şenlikname (1972),
istanbul Kitabı (1980),
Kitaplar Kitabı (1981),
Deniz Eskisi (1981),
Şiirin Gizli Tarihi (1983),
Delta ve Çocuk (1984),
Galata (1985),
Güzel Irmak (1988),
Pera (1990).
Ahmet Necdet,
Modern Türk Şiiri
Yönelimler, Tanıklıklar, Örnekler
Broy Yayınevi, Ekim 1993.
turgut uyar ise; "şiirin kırk türlü yazılacağını göstermek için gelmiş gibidir ilhan berk. dokunduğunu şiire çeviriyor." diyerek onun edebi yetkinliğine dikkat çekiyor.