ilhan berk

entry262 galeri3
    76.
  1. "sahi ben bir de üsküdar'ı severim, yarısı balık, deniz kızlarına benzer üsküdar."

    ruhun şad olsun!
    1 ...
  2. 77.
  3. 78.
  4. "denize bakan evler gibiydik seninle"
    2 ...
  5. 79.
  6. "ağzından başlamalı seni anlatmaya
    ...
    çocuklar, kuşlar, yaz günleri senin ağzın
    ağzın ipek kıvamında aklımda"
    2 ...
  7. 80.
  8. "alalım şu dokunma duygusunu; elim, dokundukça vardır benim. o, bir nesneyi ancak öyle kavrayabilir. adaçayını yazıyorum diyelim, onu önüme almakla yetinmem. görmek, yetmez bana. avucuma alıp dokunmaya başlar başlamaz, adaçayının varlığı vurur bana."
    3 ...
  9. 81.
  10. "yazmak; sessizliği kanatmak
    hepsi, bu."
    2 ...
  11. 82.
  12. ÇOK UZUN BiR GÜNDÜ AŞKA DÖNÜYORDUM

    Çok uzun bir gündü aşka dönüyordum
    Çok uzun, yavrum, çok uzun seni sevmekten
    işte diyordum ilk öpüş işte masmavi yarığın
    işte yedisi sabahın ve ıslak ağzının
    işte eski bir otu kasıklarının ve karnının
    işte dilinin getirdikleri işte ormanlarım
    işte döşekte çırılçıplak upuzun uyanışın
    işte kayaya vuran eski gölgen eski sesin
    işte o ağzındaki esmer kuş o yaban ırmak
    Kal öyle diyordum böyle anadan doğma iç içe
    Kal öyle ilkin orandan öpeceğim diyordum
    Aşk ki karadır tek heceli bir sözcüktür
    işte tam böyle, sevdalım, tam böyle diyordum.
    2 ...
  13. 83.
  14. vaktiyle hakan eren ile yaptığı bir söyleşide, "yazar yaşamınızı anlatır mısınız?" sorusuna verdiği cevap:
    "bir ozanın yaşamı, yazmanın içindeki, onun koyduğu yaşamdır, yazıdır yani. ozan, ona yaşam diye bakar. bu yüzden barthes, "yazar yalnızdır." derken, onun evreninin ne olduğunu imler. ben bu dünyaya, bir dünya olarak baktığımı hiç bilmem. bu yalnız her şeyi yazılacak gibi görmememden, yazılmadıkça bu dünyayı yok saymamdan gelmiyor; kendimi bu yeryüzünde başka türlü doğrulayamayacağımdan, başka türlü varolamayacağımdan geliyor. yazmak bir varolma sorunudur benim için. her şeyden önce de bunu kanıtlamak istiyorum. yazma yaşamı bu benim için."
    0 ...
  15. 84.
  16. NE BÖYLE SEVDALAR GÖRDÜM
    NE BÖYLE AYRILIKLAR

    Ne zaman seni düşünsem
    Bir ceylan su içmeye iner
    Çayırları büyürken görürüm

    Her akşam seninle
    Yeşil bir zeytin tanesi
    Bir parça mavi deniz
    Alır beni

    Seni düşündükçe
    Gül dikiyorum ellerimin değdiği yere
    Atlara su veriyorum
    Daha bir seviyorum dağları.
    0 ...
  17. 85.
  18. Şiirimizin uç beyi diye boşuna dememiş birisi bir zaman...

    SiZ NE GÜZELDiNiZ BENiMLE BiLEMEZSiNiZ

    Siz ne güzeldiniz benimle bilemezsiniz
    A harfinden bir çarşı güneşi yüzünüzde
    Hèlene uyruklu bir rüzgârdınız her şiirde
    Benimdi, Ronsard'ın bir ülkesiydi yeriniz.

    Şimdi kim bilir istanbul'sunuz değilsiniz
    Bir f'diniz Önasya'larda o şey evlerde
    Şimdi nasıl bir yalnızlık eser yüzünüzde
    Uzun sular olur duymak gibi bir şeydiniz.

    Şimdi h, şimdi M sesi ilk nasıl karanlık
    ipek gibiydiniz iyisi mi anlatmamalı
    Ben yokum ya yoksunuz bakın nasıl artık.

    Şimdi bakın nasıl bir yalnızlık vuran benden
    Şimdi şiirlerde benim yazdığım sıkıntı
    Bayılırsınız bir rüzgâr oynatsam ülkemden.
    *
    0 ...
  19. 86.
  20. her okuyuşumda ruhumu aşk-ı erotizm (nasıl anlatılır ki) hissiyatı kaplar.
    böyle işte, böyle kasık kasığa.

    yazmazsam gözüm arkada kalacaktı.
    1 ...
  21. 87.
  22. zamanı kıyıya çek bak
    görünen bilinene sığmaz

    mısralarını akıl edebilen kişi.
    0 ...
  23. 88.
  24. "yazmak (bu kanser) benim için tam bir cehennemdir. bunu bir çok kez söyledim. bu, başlangıçtan bu yana değişmedi de. öte yandan, bu yine benim varoluşumun bir kanıtıdır da… yazmak eylemi, böyle bir cehennemdir çünkü. kendimi ancak böyle var edebiliyorum. söylemek bile fazla: şairlerin bir hayatı yoktur! hayat diye baktıkları bu kanser, bu cehennemdir. gidip geldikleri, dünya diye baktıkları böyle bir yerdir. bu, hiç değilse, benim için böyle. yinelemekte yarar var: ben dünyaya yazılacak bir yer diye bakıyorum. bundan kendimi alamıyorum, kurtulamıyorum. bu yine hem kurtuluşum, hem batağım. kurtuluşum, çünkü kendimi böyle doğrulayabiliyorum; batağım, çünkü ondan başka bir yer bilmiyorum. şair, büyük sözsel, görsel bir jeoloji olan bu dünyanın kulağı, gözüdür. dünyayla boğuşan adamdır. dili, bu silahı elinde bunun için tutar. dünyayı sınırlamak, sonra da onunla hesaplaşmak için. şiir, sanatların en yoksul akrabasıdır o! sessiz ve yankısız. böyle bir dünyadır, şairin dünya diye baktığı! ya bunun dışında ne mi var? hiçbir şey! peki, niçin mi yazıyorum? kim bilir, belki de, bu dünyayı çok sıkıcı buluyorum, onun için yazıyorum."
    3 ...
  25. 89.
  26. ben uyandım

    Ben uyandım bir aşk demekti bu dünyada
    -Sesin, bir gülü bırakmak gibi bir şeydi
    Karaydım, kağıt gibiydim yaşamalarda
    Adım görseniz her gün o denizlerdeydi
    Bin yıl bir M sesiydim aşağı Mısır'da.

    Ben vurdum sevilere belli değil miydi
    Bin yıl seni açtım işte yalnızlığımda.
    Ne zaman aydınlığında adım geçti miydi
    Bir aşk demekti bu dünyada.

    Bir zamanlar yalnızlık güzeldi Mısır'da
    Seninle yepyeni bir göktü gidilirdi
    Baktım mı, büyürdü bir zambaktı anımda
    Şimdi bir gölgedir uzar ovalarımda
    Böyle uyanırdım ya uyanmak değildi
    Bir aşk demekti bu dünyada.
    1 ...
  27. 90.
  28. "kal böyle aşkım, kal böyle
    ve yalnız
    bana bak
    bakmak aşktır.

    'soyundum işte sana yol olsun diye.'
    böyle çıplak böyle et ete
    bırak gezinsin üstünde soluğum.

    saydamdır aşk, o naif şeytan
    gözlerin, çıplak memelerin, dudakların
    böyle işte böyle gel gir yatağıma.
    ve öp sonra da
    durmadan bir daha , bir daha öp beni
    böyle uzun bir yolculuk ister aşk.
    ve çek sonra da, daha bir kendine beni çek ki
    bileyim benim olduğunu.
    böyle işte böyle kasık kasığa."
    1 ...
  29. 91.
  30. şiirin uç beyi, gönlümün baş tacı.
    1 ...
  31. 92.
  32. geniş kitlelerce ismi çok da tanıdık gelmeyen ikinci yeni hareketini benimseyip şiirde anlamsızlığı savunan şairdir.
    0 ...
  33. 93.
  34. hiç unutmam bir gün geç vakit
    tam benim geçtiğim zamana rastlamıştı
    büyüme saati bir ormanın
    şöyle iyice dinlesem sanırım artık
    bütün ormanları büyürken duyarım

    demiş ilhan berk...
    0 ...
  35. 94.
  36. "size "gökyüzünün yarısı" diye seslenirdim ve susmak bilmezdim."
    1 ...
  37. 95.
  38. "istanbul gibi bir kenti olan yazarlar başka bir şey istememelidirler."

    böyle der şiirin yaramaz çocuğu. ilk denizle buluşması da yanılmıyorsam, 11 yaşında izmire bisikletiyle gelmesiyle gerçekleşmişti.
    1 ...
  39. 96.
  40. 97.
  41. bir bize mahsus değil
    dünyayı vaz geçilmez bulmak
    bir serçecik tanırdım ki ben
    yüreğini yarıp baksaydınız
    bir gökyüzü bulacaktınız eminim
    eminim istanbul'dan.
    2 ...
  42. 98.
  43. Geleceği olmayan aşkın peşinden gidilmez; Sen öldün benim için. Bilirim ki; "Ölenle ölünmez"!...
    2 ...
  44. 99.
  45. derler ki; ilhan berk hicri takvimi miladi takvime çevirmeyi beceremediği için kendini uzun süre 1916 doğumlu sanmış. 1918 doğumlu olduğunu cemal süreya ortaya çıkarmış.
    3 ...
  46. 100.
  47. aklıma gelme diye dinleyemediğim şarkılar var benim.
    kimseyi kırmayayım diyorum,birde bakıyorum kendim paramparçayım.
    4 ...
© 2025 uludağ sözlük