en ince detayına kadar hatırladığım ve bu gece gördüğüm rüyadır. birazdan yazacaklarımı neden yazdığıma dair hiçbir fikrim de yok. belki biri özel mesajla falan ilginç bir yorumlama falan yapar, günümü neşelendirir:
önce birkaç lise arkadaşıyla (bu arada liseyi bitireli 10 yıl oluyor) okulun spor salonunun boğuk ve karanlık bir odasında sigara (ot) döndürüyorduk. tam bana sıra geldiğinde sigara bitmişti. hafiften sinirlendim. dışarı çıktık, grup dağıldı, herkes okulun arka tarafındaki çardak gibi bir bölüme gitti. ben spor salonunun çıkışında sanırım üstümü giyiniyordum. kuzenimle (kız) başka bir erkek sınıf arkadaşım aşk üzerine bir şeyler konuşarak bana doğru yaklaşıyorlardı. eyvah dedim, burada kalırsam boş muhabbetlerine katılmak zorunda kalacağım. hemen okulun ön tarafına doğru ilerledim ve o an son ders olduğunu, kimsenin derse katılmadığını farkettim. hoca merdivenlerde beni karşılayıp "aha, sen de yürüyüşe katılmayanlardansın" dedi. halbuki hoca geometri hocasıydı, yürüyüş ne alaka diye düşünürken, en azından sınıfa doğru geldiğimi hissedip beni affetmiş gibi oldu. arka tarafta başka kaytaranların olduğunu ispiyonladım ve beraberce arka çıkıştan çardağın olduğu bölüme doğru ilerledik. ve evet asıl mevzu burada kopuyor:
çardakta az önce spor salonunda beraber olduğum arkadaşlarla çıkışın sağ tarafında bulunan küçük bahçede takılan okulun kaşar kızları vardı. birbirileriyle muhabbet halindelerdi. birkaç adım daha atınca aman allah'ım bir de ne göreyim. lisede aşık olduğum kız tangalı halde, göğüsleri açık bir şekilde tanımadığım bir elemanın koynunda. kan beynime sıçradı tabi. kız utandı ve yere doğru uzandı, tam tokatlamaya başladım, tokatlarım yavaşladı, vuruyordum ama istediğim gibi sert değil. etraftakiler olaya müdahale edecek gibi olduğu anda uyandım azizim. böyle rüya olmaz olsun.
Herşeyi yakıcam
O zaman çok zenginsir
Hayır neden?
O yaktıkların gökyüzüne gidecek
Yanı?
Gökyüzünün sahibi olman lazım,senin yaktıklarının başkalarına zarar vermeye hakkı yok çünkü. Şimdi soruyorum gökyüzünün sahibi misin?
Bu ne ya. böyle bir garip diyalog gördüm rüyamda. Hala düşünüyorum.nasıl bir sübliminal verilmeye çalışılıyor bana.
ilkokul aşkımla mesajlaştığımı gördüğüm rüyalardır. 2-3 haftada bir gördüğüm bu rüyalarda durmadan bana "seni özledim" mesajı atar ve konuşmaya başlarız. bana mesaj atarkenki yüz ifadelerini falan görüyorum halen çok tatlı. Hâlbuki yolda karşılaştığımız zaman selam bile vermez (öküz)
Robotlarla savaşıyorduk dayımla. Daha sonra hepsini öldürdük zannediyorduk bir tanesi çatıdan elinde mızrakla üzerime doğru atladı mızrak elime girdi ve kalktığımda o elim ağrıyordu.
köyde yaşanan bir kavganın sonunda yaşlı bir adamın herkesin gözünün önünde baltayla birinin dizinden aşağısını kesmesi. etraf kan gölü olmuştu ve ben bir gece yarısı uyandığımda dehşete kapılmıştım.
Şu sıralar sık sık gördüğüm anlamsız rüyalar. Neden kaynaklandığını bilmiyorum. Belki de; yeni bir şehirde olmamdan, ne yapacağımı bilmememden, burada yeni olduğum için yabancılık ve yalnızlık çektiğimden kaynaklanıyordu. Böyle rüyalar, insanın canını sıkıyor.
Sınıfta bi arkadaş var bizim. Arada gelir yolumu keser, kaşlarını çatıp bakar beni kızdırır. ben de ters ters bakarım sinir olduğum için. Dün rüyamda yine beni bir kalemle sinir ediyor. Yapma diyorum defalarca kez. Dinlemiyor. Ya bi git başımdan yapma diyorum anlamıyor musun diye bağırıyorum. Eeh sen de şakadan anlamıyorsun deyip boğazımdan tutuyor beni, defalarca kez kaldırıp yere çarpıyor. Ama tavana kadar çıkarıp vuruyor yere, boyu da uzundur. Bilincim yarı açık benim. En sonunda bırakıyor gözlerimi numaradan açmıyorum. Sonra kalkıyorum. Süründürücem onu okulu başına yıkıcam diyorum.
geçen yine rüyadayım, sabah uyanıyorum. geç kaldığımı düşünüp apar topar hazırlanıyorum. ah diyorum bir yığın işim var yine geç çıkmam gerekecek. okula gidiş yolunu aralıksız görüyorum otobüsler minibüsler. hatta okula varınca hocayı kapıda beni bekler halde buluyorum. beni görmezden geliyor ama. laboratuvara girip diğer arkadaşlarla konuşmaya başlıyor. daha sırt çantamı çıkarmadan eldiven giyip çalışmaya başlıyorum. belli ki bana kızmış. o kızınca ben de kendime kızıyorum uyanamadım diye.
sonra bu sefer ciddi uyanıyorum. geç kaldığımı anlayıp apar topar hazırlanıyorum. okula gidiyorum. 5 dakikayla ring servisi kaçırıyorum. bölümün önünde hocayı görüyorum. "lan noluyo hani rüya bitmişti" diye bi korku geliyor içime. hoca çok pamuk. günaydınlaşıp geçiyoruz. laboratuvara gidip kahve yapıyorum. temiz temiz içiyorum. mutluyum, güzelim.
Bir keresinde ben, birkaç elf okçusu birde kahveden sekiz on tane adam toplanıp mekan basmaya gidiyoruz, ama basacağımız mekan hakkında en ufak bir fikrim yok, öylesine gidiyoruz aq. Geçtiğimiz yollar da nasıl desem antik yunan şehirleri olur ya hani aynı o şekil heykeller, sütunlar falan.
Genellikle kafamın içi çok dolu olduğunda, yılda bir iki defa karşılaştığım garip rüyalarım var. Bu rüyaları genellikle sabaha karşı görüyorum ve rüyada belli sözcükler net olarak aklımda kalıyor. Uyandığımda gün bitene kadar bu aklımdaki olayla ilgili şeylere rastlıyorum. Mesela bu sabah yokuş aşağı inen bir tır gördüm, 'frenleri boşalmış' cümlesi beynimde yanıp söndü. Sonra haberleri izlerken gördüğüm haber cümlesi: 'frenleri boşalan tır eve çarptı' . Adeta günün özetini görüyorum, bu bir olay da olabiliyor, kişi de. Ama gün içinde mutlaka onunla karşılaşıyorum. Galiba kafayı sıyırdım iyice.
Bu overrated darbe haberlerinden mütevellit bilinçaltımın istemsizce etkilendiği rüyalardır.
Sahne 1.
Bir grup lise arkadaşın sınıfta kara kara düşünmesi ile başlar. Sınıfta bir arkadaş buluşması için 30 mayısı işaret eden bir takvim vardır ve bu günde de darbe yapıldığı düşünülüyor fakat tam olarak da kanıt sunulamıyor(bir darbenin muallakta olma konusundaki saçmalığına bakar mısınız?) neyse devam edelim yani kanıtlanırsa hapisi boylayacağız bu takvim yüzünden diye korkumuz var sanki biz yaptık darbeyi altüstü darbenin yapıldığı günün işaretli takvimi bizim sınıftan çıktı. Velhasılkelam bu kara kara düşünen arkadaşlar ellerindeki hatırlamadığım ipuçlarını birleştirerek darbenin olduğu kanısına karar verir ve bu günü mü bulduk buluşacak diye herkes birbirine çamur atmaya başlar.
Sahne2.
Bu arkadaş grubu kendilerini Allah'ın unuttuğu lakin çevresinde bir sürü ineğin bulunduğu bir dağın eteğinde bulur,nasıl çıkacağız diye düşünürken rüya sonlanır. Uyandığımda yahu bu sahne iki bir yerden Aşina geliyor bana diye düşünmeden edemedim. Yani 3 yıl önce izlediğim Atatürk büstünü kıran bir ineğin hikayesinin anlatıldığı ve aynı zamanda cemaat yapımı olan sürgün inek filmini nasıl da hatırlayıp bu rüyamdaki darbe olayıyla match edebilmiş bu bilinçaltı hayret ediyor ve şapka çıkarmaktan da edemiyorum. Abv bilinçaltı!
en son gördüğüm yine saçmaydı.
bir anda karşımda surat beliriyor.
tipini beğenmediğim için de ordaki birine "bu tipin 1.50 GB'ını alın" demiştim.
(bkz: bir buçuk gb tip).
daha dün gördüğüm bir rüya. anneannem 27 yaşındaki bir oğlanla kaçıyordu. daha sonra ona kur yapmak için türkü söylüyordu. neden özellikle 27 sayısı ben de bilmiyorum.