diyologlar rusca yasanmistir ama turkce yaziyorum.
ben-b
kiz-k
b-merhaba
k-merhaba
b-tanisalim mi ?
k-tabi ki neden olmasin? Benim adim irina arkadasimin kide karina.
b-benim adim butch bu da arkadasim kaan.
k-cok memnun oldum.
b-bizde cok memnun olduk, burasi simdi kapaniyor isterseniz baska bir yere gidelim.
k-tabi ki neden olmasin karina gidelim degil mi? ama bizim kurallarimiz var!
b-ne gibi? (arkadasim ile birbirimize bakiyoruz bu pilicler dustu olm gibisinden)
k-bizim paramiz yok, sampanya icecegiz, vodka ve tequila icmiyoruz.
b-tabi ki bunu soylemeniz bile hata, tabi ki biz odeyecegiz. (arkadas ile iyice siritilir aksam evde seks vardir cunku)
k-ama seks yapmayiz!
tiyatro haftası için meydanda tören düzenlenecektir. liseler arası tiyatro festivaline katılan bir okulda okuyan herostratos rolüne uygun kıyafetini giyer ve yola çıkar. yol üstünde dilenci kılıklı,sefil bir öğrenci görür. hızlıca önüne geçmek isteyen herostratos öne doğru bir hamle yapar. dilenci kılıklı öğrenci elini yüzüne götürür. bir sümkürme sesi gelir ve elini arkaya doğru hızlıca silkeleyerek elinden bir parça uçmasını sağlar. herostratos ilk başta bunun ne olduğunu anlamamıştır. fakat bir süre sonra pantolonunun fermuar kısmına yapışan sarı bir sümük görür. iğrenir, küfreder, sayar, söver... su arar bulamaz. mecburen çimenleri sökerek silmeye çalışır. ilk sildiğinde geçmiş gibi görünen sümük parçacığı zaman geçtikçe koyu olan pantalonun üzerinde beyaz bir leke bırakır. ve arkadaşlarının 'üstüne mi attırdın lan hayvan' 'olm tuvalette yapsaydın!' gibi iğrençesprilerine maruz kalır. sonra hayatına devam eder.
isviçreli Cece Leclere, tıp adamlarınca "megavizyon" diye adlandırılan çok üstün bir görme yeteneğine sahipti. Kumaşların,kalın astarlı zarfların, perdelerin, hatta bazen tuğla duvarların arkasını bile görebiliyordu. Ancak insanlar kendisini hasta ediyordu,çünkü insanların iç organlarını görmek onu tiksindiriyordu.