Lise son dershane zamanlari pazar günü saatlerce süren etüt ve derlerin sonunda
+:sol elin isyani
-:dershaneden arkadaş
- Abi ne olcak bu sinavlar dersler, ben 1 sene daha hazirlancam
+ Abi zaten bizde sans olsa anamizdan kiz dogardik, yani ben kiz olsaydim hemşire olurdum puanida düşük oh mis
-(hak verir gibi bakar)
+Yani erkek olsaydim da imam olurdum gunde sadece 5 vakit namaz, çok rahat.
- dur bi saniye erkek degilmisin??!!
Bugün kadıköy-kartal metrosunda kulak misafiri olduğum bir diyalog. Kahramanımız, gözlüklü siyah sakallı, esmer orta boylu vatandaş. Onunla beraber de yanında olan da bir arkadaşı var.
-erkan bu kozyatağına niye böyle demişler biliyomusun?
-nie?
-buradaki herkes yatakta kozlarını paylaşıyormuş.hahahha
-!?!
Gülmesem de tebessüm ettim önce, sonra bu durmadı amk.
-erkan bu acıbadem'e niye Acıbadem demişler biliyo musun?
Erkan neyin geleceğinin farkında elini gözlerine götürür...
-nie?
-burada burada bademler acıymış da ondan...hahhahaha
içimden "dedimi la o onu" desemde duydu kulaklar bunu. Sadece ben değil makinist bile duymuştur amk.
Adam durur mu? Durduramıyoruz.
-erkan ayrılık çeşmesine neden böyle diyorlar biliyomusun?
-herkes oradaki çeşmede ayrılıyor muş.
-evet. Hahahhahah
Bu sefer erkan da gülmeye başladı, ben bunlara doksan derece açıyla duyorken iyice götümü döndüm.
Sonra bu 20li yaşlarda bir arkadaşa seslendi yine kozyatağı esprisini yaptı. Çocuk güldü geçti. Sonra bu esprili arkadaş Acıbadem'de indi yanlış hatırlamıyorsam. Asıl bomba bundan sonra bu indikten sonra teyzenin biri kozyatağı esprisine ayrıca özel olarak maruz kalan arkadaşa döndü "güler misin, ağlar mısın?" dedi. Çocuk da dönerek, "ağlanacak halimize gülüyoruz." dedi.
Ulan espilerden zaten buz kesmiştim. Çocuğun o cevabından sonra hayatımda duyduğum en kötü espilerden olay hayatımda duyduğum en saçma muhabbete evrildi.
bir rakı masası, içmeyi bilmeyen insanlar ve garip bir sohbet
bir telefon çalar telefonu çalan kişi telefonu açar
-orospu ahmet ne yapıyon vs.
cevap beklemeden telefon kapatılır.
masadan başka biri orospu ahmet kim der sonra masada ipler kopar sen benim arkadaşıma nasıl orospu dersin diye.
- yiyecek birşeyler de ister misiniz?
+ hayır teşekkür ederim.
- neden?
+?!
- kek var bak, kraker var.
+ kraker alayım o zaman.
- al al, at çantana sonra yersin.
şirketin önünde an itibari ile mesai bitimi ile beraber kapı önünde dönen muhabbet,
üretim bölümünden arkadaş x
üretim bölümünden arkadaş a
üretim bölümünden arkadaş y
şöför arkadaş z
x: kola ile paris hilton'u yan yana koysalar, kolayı seçerdim.
a: tabi kolayı seçersin paris hilton otoban olmuştur.
y: paris hilton kim? amk.
z: otel amk ya ne olacaktı.
ablam: benim hocam dershane acmis.
ben: senin hocam kim?
ablam: benim hocam iste.
ben: kizim manyak misin kim senin hocan adi yok mu?
megersem benim hocam bir ekipmis. ekibin adi da benim hocammis.dershanede acmamislar zaten. ankarada bir dershaneyle anlasmislar. sacma sapan strese sokup benim hocam dershaneleri diye aratmisti bana.
+amca,bu corona virüsü yaşlıları daha çok etkiliyormuş haberin var mıydı bundan?
-varıdı.
+Sence tehlike de değil misin?
-tehlekeli evet.
+Hastalık falan var mıydı peki?
-yüksek dansiyon,şeker,romatizma...
+ee tüm bunlara rağmen neden böyle yapıyorsun?
-sen şu gazı goydun mu onu de hele bırak koronu moronu falan.
+He he koydum,güzelce komple doldurdum hatta!
-eyi hati görüşürüz.
Daha geçenlerde benzinliğe gelen amcadır.
2 günde 1 gelirdi muhabbet ederdik.
5 gün oldu hâlâ yok...
- bu posta pulunu ödeme emrine nasıl yapıştırdın sen? (memur sorar)
-Basbaya normal yapıştırdım.
Tam normal yapışmamış Bi anormallik var, naptın? (kağıda yapışık pulu kurcalar.)
-yaladım arkasını (kısık ses)
-naptın naptın? (yüksek sesle)
-yaladım yaladım aha bununla(dilimi gösterip)
-hee tamam.
hatun: sen bana bi uyuz musun bugün
ben: yok yavrum, nerden çıkarıyosun
hatun: ....
ben: ohoo, sen üstüne mi alınıcan böyle herşeyi, senle bi alakası yok. tadım yok pek.
hatun: niye tadın yok
ben: tadım yok da değil. normalim bu yani diyeyim. özellikle komik bulduğum, eğlendiğim bi durum yoksa böyleyim. asıl halim bu, ötekisi istisna.
hatun: senle tanıştığımızda böyle değildin, bıcır bıcır konuşuyodun.
ben: .....
ben (iç sesim): haklı mk.
yine ben: senlik bi durum yok yani, sen takılma, keyfin yerinde mi ona bak. ben biraz moodyimdir.
hatun: nesin?
ben: moody. modum hızlı değişir yani.
hatun: sen trabzonlu değil miydin?
ben: zzzzzzz
2 eleman var dükkanda, 30-35 yaşları arası, bi tanesi sarhoş, diğeri onu idare ediyor, sarhoş sakallı bedbaht ve berduş bi tarz, ama belli ki eğlence arıyor. arkalarından ben elimde 2 poşet, omzumda spor çantası, yine elimde carrefourda denk gelip bugün evden çıkarken aklımda hiç olmamasına rağmen sürpriz bi şekilde aldığım halı ile dükkan giriyorum. sıramı beklerken önde iş uzuyor, yok sen benim 5 liramı versen ben sana sonra ödesem falan, öehh hep beni bulur bu uzayan ödeme işleri diye düşünüyorum...
sakallı aldığı teneke tuborgun üzerindeki jelatin gibi şeyi sıyırıp elinde buruşturuyor ancak tenekeyi açmıyor.
sakallı: ya bunun da ağzını açtım ama sıcakmış, soğuk bi başkasıyla değiştireyim mi ben bunu.
tekelci: hepsi aynı sıcaklıkta. (değil aslında da işte uğraşmak istemiyor bir de üstündeki şey açılmış falan).
sakallı: (zaten sarhoş, bizi mi yiyorsun dayı kabilinden girmeye hazırlanıyor, ama kavga için değil, lafla atışacak, eğlence arıyor, tam ağzını açacakken)
tekelci: dışarısı da soğuk zaten.
herkes:
3 saniyelik sessizlikten sonra toplu bi kahkaha attık hep beraber. en çok da ben güldüm galiba. sakallı bana dönüp "gördün mü ne dedi yaa" kabilinden yarıla yarıla gülüyor. muhabbet mi komikti, an mı öyle getirdi bilmiyorum ama tekelcinin tatsızlaşmaya müsait bu konuşmayı bu kadar saçma, çocukça bi karşı saldırıyla savuşturması herkese iyi geliyor. gülüyoruz. belli ki günlük hayatta daha sık karşılaşmayı umduğu bi tavır bu herkesin.