Canı sağolsun, konu bununla ilgili ise kendisine demek istediğimi açıklamak için, tuhaf bir şekilde daha önce altı doldurulmamış olduğunu gördüğüm kötü espri başlığını hediye etmek isterim. Şayet bunun dışında bir sebepten dolayı fikrini geri çektiyse de, sebebini merak eder, yaptığına saygı duyarım.
edit: belirtmek isterim ki, aynı başlık altına aynı perspektif ile espri eklemiş olmamın da durumu perçinlediğini düşünmüştüm. neyse.
hatamı farkedip 30 sn içinde sildiğim entrymin capsini alarak beni mutlu eden yazar. lan olum sizin için bu kadar mı önemliyim ben? çok mutlu ettiniz beni. *
nick altıma gelmiş, hoş gelmiş yazar. kalitesiz bir şey ama olsun. reklamın kötüsü olmaz efendim.
efendim kendisi dünyanın en pahalı benzinini kullandığımızı belirtmeme bozulmuş. paralel evrende yaşıyor herhalde. orada türkiye ile venezuela yer değiştirmiş, sudan ucuza satılıyor belli ki.
bir de fakir olduğumu iddia etmiş küçük beyniyle. benzine param yetmiyormuş da ondan ağlıyormuşum vesaire. ülke standartlarının çok üstünde kazanan bir doktor olarak, derdim kendi araba doldurduğum benzin parası değildir. bir ülkenin ekonomik durumunu, ferah seviyesini belirleyen standartlardan birisidir benzin fiyatı, hele ki bizim gibi açlık sınırının, asgari ücretin iki katına yakın olduğu ülkeler için daha da anlamlı. "11 yıl öncesinin asgari ücreti ile alınabilecek temel gıda maddelerini bugününküyle kıyasla, 11 yıl önce çok daha iyiydik" desem, asgari ücretle çalışan fakir derdi herhalde. işte efendim dünün imamları, bugünün şakirtlerinin alayı böyle. sağda solda müslüman geçinip aç yatan komşusuyla dalga geçen neo-elit kesimden anladığım kadarıyla. belki babası badem bıyıklı müteahhitlerdendir, bilemem.
netice itibari ile kalitesizdir, empati yeteneği gelişmemiştir, nick altınıza gelip küfredecek kadar da çocuk zekasına sahiptir. yazıktır. fakirlere yardım düsturu olan bir dine mensup olduğunu iddia eden, buna rağmen fakirleri aşağılayan, hatta ve hatta bu insanların hakkını arayanlarla da uğraşmaya, dalga geçmeye çalışan riyakarın tekidir. acz içindedir, muhtemelen bazı kişilik bozukluklarına da sahiptir.
bir hekim olarak acil şifalar diliyorum kendisine.
akşam yemeğini italyan lokantalarında carpaccio yiyip, viski içerek geçirmeye alışık bir şahsın, söz siyasete gelince "dönyonon ön poholo bönzönö bözdö" demesi kadar şapşalca bir tavır olabilir mi acaba ? olamaz, olmamalı da. zevkin veresiyesi olmaz bunu evvela öğrenmelilerdir. sen kültür, sanat, edebiyat, eğitim/öğretim hususlarındaki eksikleri arşivleyib karşıma çıktın da; ben, "he lan haklısın amına koyim" mi demedim ?
beni artık sevmediğini belirten yazardır. kendisine hiç bir kötülüğüm olmamakla beraber, sadece iyi misin? gergin gördüm seni dememle itirafını yapıştırdı. olsun, sevmese de biz severiz onu. abidir, candır!
anlayışlı olduğunu iddia eden, ama tutup hala aynı şeyleri söyleyen yazar. söz siyasete geldiğinde elbette kendimi değil, ülkedeki herkesi göz önüne alarak konuşmam gerekir, değil mi? bu düşünce yapısıyla hareket etmeyen insanlar değil midir bu ülkenin problemi? "hükümet sayesinde işlerim tıkırında, onların adamı olduğum için ihaleleri alıyorum, fakirler açlıktan ölsün, umurumda mı?" mantığı mı doğrudur yoksa kendisinin maddi durumu iyi olmasına rağmen iyi olmayan kişileri düşünmek mi daha doğrudur sorarım kendisine?
ikinci olarak ön yargılı, ezberden konuşan bir şahıstır. olimpos'un tepesinde oturup fakirlere ağlayan bir kişi olduğumu iddia etmiş. ben maaşımı italyan lokantalarında ezmem, kaç öğrenciye burs verdiğimi biliyor musun desen, yaptığı yardımla övünen yavşak diyecek. susayım en iyisi.
bir de, an itibari ile donuz listeme top 5ten girmiş yazardır kendisi. hoşçakalsın.
doğruları ve gerçekleri kabullenmeyenler tarafından donuz butonu aracılığıyla susturulmaya çalışılmaktadır son bir kaç dakikadır.
kendilerine gereken cevabı bi altsatırda vermek istiyorum müsadenizle.