rakibe sinsice yaklaşıp enseye tokadı yapıştırmak. çok etkili bir tekniktir. tokadı attıktan sonra ayaklar göte vura vura kaçmak tekniğin en can alıcı noktasıdır.
ilkönce ana-bacı ne varsa sövülür; boğaz damarları bağırmaktan şişer, gözler pörtler, rakip tırsar. tam arkadan "yapma aaabi" diyerek iki-üç kişi geldiğinde de sanki rakibe girişiyormuş gibi bir hareket yapılır ama zamanlama çok iyidir ve arkadan gelenler onu tutmuşlardır. "bırakın lan beni" gibilerde bir-iki nara patlatılır. bu arada rakibe de etraftan " sen de git işine" gibilerinde telkinde bulunulur. iyice tırsmış olan rakip de "kaçmıyorum, etraftakilerin sözünü dinliyorum; Huzursuzluk çıkmasın diye gidiyorum" gibilerinden bir tavırla uzar. Saldırgan "burda bitmedi, bak ben seni bir elime geçireyim .." gibilerde tehdite ilaveten bir-iki son küfür daha savurarak yatışmış gibi yapar.
baba için hem eğitim, hem de gözdağı verme aracıdır. kızılcık sopası ile atılan sağlam bir dayaktan sonra ufku açılmayacak genç tanımıyorum. bulunamadığı durumlarda ıslak meşe odunu da kullanılabilir.
'evladım konuşmaaaaaaaa!!!', küt! ne oldu? o mesafeden hani vuramazdı? şaşırtıcı ama gerçektir. bir öğretmenin tebeşir ile vuramayacağı hareketli veya hareketsiz hedef yoktur.
tebeşir ile headshot yaptıktan sonra tatmin olmayan öğretmenin yakın dövüş silahı cetveldir. kızartmak için yanlamasına, acıtmak için dikine vururlar. ilki gururu kırar, ikincisi ise kafayı.
hiç beklemediğiniz anda, kafanıza indiğinde anlarsınız. yaşlı diye kendini savunamayacak diye bir şey yoktur. bastonuyla o kadar çok vakit geçirmiştir ki, en kral kendocudan daha hızlı hareket eder.
bacaklara kalın iplerle kocaman kayalar baplayıp uzaylılara fırlatma ve onları on ikiden vurma tekniği. bacağı kaldırınca o ipler nasıl kopuyor yada çözülüyor anlamış değilim ama cüneyt amcam zamanında yaptı işte. (bkz: dünyayı kurtaran adam)
gözlerini kapayıp pata küte dalarsın. tekniğe gerek yoktur, işi hırsla bitirirsin. buna köpekleme dövüş tekniği de derler ama, aslında teknik falan değildir; ham gözükaralıktır. kavga zaten teknikten önce yürek işidir. şöyle ki;
sen şimdi buna pata küte daldın ya, bi tanesi mutlaka bi yerine gelir. gelmedi mi, inatla doldur boşalta devam edersin. sonunda herif tırsar ve kaçar. üç puan senin hanene geçer.
gerçi bu biraz fatih terim taktiklerine benzedi ama, olsun, işe yaradığı yerler olduğunu tarih hepimize göstermiştir. bak, mesela koskoca fatih hocamızı da iki lafta yedik burada, demek ki işe yarıyor...
modern türk duellosu olarak adlandırılan bu stilimizde. 2 cengaver boktan bir sebeple ayağa kalkarlar, daha sonra gözler birbirine yaklaşmaya başlar. Kafanın üst ön kısımları tokuşturularak tam gözbebeği ortasına en pis bakış atılır. Bu sırada dişlerin arasından tıslar gibi ' sen kime dedin lan onu' ya da ' sen beni biliyon mu lan?' tarzı cümleler savrulur. vahşi batı kovboyları gibi dikkatlice birinin yakadan tutma anı beklenir. yakasını katıran elemanın hali iç açıcı olmayacaktır zira rakip yakadan tutup surata patlatmaya başlamıştır bile. artık yakayı kaptıran elemanın yere düşmesi an meselesidir fakat karşıdaki rakibin elinde hala bikaç koz vardır. bunların en bilineni dünya çapında 'kick to ball' olarak bilinen taşaklara tekme hareketidir. bu hareket rakibi kilitleyip dövüşün tüm dengelerini altüst edebilir. bu arada bazı piçler hileli yollara baş vurarak kafa kafaya verme yani duello sırasında burna doğru kafa asılmak suretiyle rakibi tek hamlede yığabilir. fakat biz bu faullü hareketi tasvip etmediğimizi belirtelim. ileri türk dövüş teknikleri için;