yatmışız siperlere ama öyle bir ayaz var ki tektipler karton gibi sertleşmiş üzerimizde.
koyu lacivert gökyüzünde belli belirsiz bir ay parçası aydınlatıyor tepeleri.
"hazır olun" diyor komutan. "yakındır kıyamet vakti".
uyuyakalmanın eşiğinde bir manga asker ses çıkarmadan sarılmış tüfeklerine,
bir elleri tetikte, gözleri kan çanağı gibi süzüyor karanlığın en dibini.
elini kaldırıyor komutan, nefeslerini tutuyor askerler.
uzaklardan çok uzaklardan çıtırtılar geliyor.
hani çırayı yakarsın ya önce ateşi tutuşturmak için.
indiriyor elini o lacivert gece gümüşten bir çanak gibi ışıldayıveriyor tek bir sesle.
"ileri" dedi komutan."tüm sevdiklerinizi geride bırakarak"
"koşacaksın bacağına giren mermi çekirdeğine aldırmadan"
"kopsa tüm parmakların,çekeceksin yine o tetiği"
"çınlasa mermi sesinden kulakların, duyacak bu vatanın kurtuluş sesini"
derince bir nefes çekti ve "ileri" dedi komutan. ve ölmemiz icap etti.