ilber ortaylı nın orhan pamuk a cevabı

entry54 galeri4
    29.
  1. birincisi orhan pamuk'un ilber ortaylı'ya bi şey demişliği olmadığından ortaylı'nın lafları "cevap" değildir. ayar deyin başka bi şey deyin ama bu cevap değil.

    ikincisi, aradan şu kadar zaman geçmiş bi kişi bile pamuk'un hangi kitabından olduğunu yazmamış, ortaylı'nın sözleri için de bi kaynak göstermemiş. pardon, kaynak türk delikanlısını bozardı değil mi.. neyse.

    üçüncüsü, pamuk'un tarihçi ya da araştırmacı yazar olmadığı, bi romancı olduğu gözönüne alınırsa, bi yazar karakterinin dediklerinden mesul tutulamayacağına göre (gerçi elif şafak'ın, karakterine ettirdiği laflardan mahkemeye verildiği memlekette yaşıyorduk biz ya neyse) -eğer kaynak gösterilseydi- pamuk'a atfedilen bu lafın kitabının karakterlerinden birinin anlatımı olduğunu görecektik belki de. bırak karakteri, zaten roman denen şey, yazar tarafından anlatılan bi hikayedir ve yazar da kitabı anlatırken bi karaktere bürünür çoğu zaman. yani pamuk'un kitabında bilimsel doğruluklar olmak zorunda değildir ve baştan sona yanlış bilgiler içerebilir.

    dördüncüsü, roman yazan kişi, sanatını roman yazmakta konuşturur, içinde verdiği bilgilerle değil. zaten bilgi vermek opsiyoneldir, romancıyı bağlamaz. yine de romandaki hataların olmaması için roman aslında bi de editörün elinden geçer. çoğu büyük yazar, bu editörlerin düzeltmelerine de maruz kalırlar. yani şu lafı edilen hataları eğer pamuk'un editörü görseydi biz şu an bu lafları etmiyor olurduk.

    beşincisi, bu bahsedilen hatalar da hatadan bile sayılmayacak kadar entipüften önemsiz şeyler. sırayla bakalım.

    vakit-saat.. bu ne şimdi. kullandığımız dilde "akşam saati" dediğimiz olmuyor mu bizim. oysa akşam yazın başka, kışın başka saatte oluyor. ama biz akşam saati demekten geri kalmıyoruz. çünkü burada "saat" derken tam olarak belli bi zaman aralığından değil, bi şeyin zamanı geldiğinden bahsediyoruz. "ali buraya geldiği saatte" derkenki gibi. ve pamuk'un da tek mesul olduğu şey, dili doğru kullanmak. o yüzden de akşam ezanı saati doğru laftır ve kullanılmaktadır da zaten.

    imam/müezzin, balkon/şerefe, minareden/içeriden okuma konularında da aslında aynı minvalde laflar edeceğim. bu arada ezanın benim küçüklüğümde basbayağı minareye çıkarak -hatta bazen imam tarafından- okunduğunu da bizzat söyleyebilirim.. çünkü o minareye ben de çıkmıştım küçükken. o çıkılan yere şerefe yerine balkon denmiş olması hikayeyi anlatan adamın yanılmasından ziyade pamuk'un yanılgısı sayılsa bile, nedir ki kıymeti.. n'olur yani adam şerefeye balkon demişse.. hem balkondur gerçekten de.. sadece ekstra bi ad konmuş o kadar.

    ve gelelim işin özüne.

    hala bi efsane üstüne konuşuyor olma ihtimalimiz var, çünkü ne kitabından ne bi haber sitesinden kaynak gösterilmiş. hadi biz gerçek diye düşündük de yazdık, nedir bu sevinciniz peki onu söyleyin. niye orhan pamuk'un hatasını görmek sizi orgazmik bi zevke sokuyor.. ahlasanız da ohlasanız da bu adam dünyanın en büyük edebiyatçılarından biridir. ve edebiyatçı olup olmamanın kriteri de müezzine imam demekle, şerefeye balkon demekle ölçülemez. sizin iki cümleyi -daha dilbilgisini bile düzgünce kullanamadan- yanyana dizemezken pamuk'a "eheheh bizde* nobel alırız belkim" yazmanız sadece acınasılığınızı gösteriyor başka bi şey değil.

    bi de.. benim adım kırmızı'yı okuyun.. biliyorum kitap okumak sizin için çok zor ama bi deneyin en azından yirmi otuz sayfa kadar. orhan pamuk'u hala tarih konusunda da bi şey bilmeyen adam olarak etiketlemeye diliniz varacak mı merak ediyorum sonrasında.
    6 ...
  2. 28.
  3. ilber ortaylı nın zekası ve bilgisiyle birleşince çok pis ayar verirmiş bunu anlamış olduk, orhan pamuk unda nobeli nasıl aldığı sorusu yine zihinleri kurcalamaya başlamıştır ,yahu ben kitap yazsam acaba bende nobel alır mıyım diye hangimiz düşünmedik dostlar.
    2 ...
  4. 27.
  5. efsane olması muhtemel olay. madem bu kadar iddialı bir açıklama var ortada, bir kişi çıksın da kitabın adını ve cümlelerin geçtiği sayfayı belirtsin. tabi "otuz bin kürtle bir milyon ermeni" açıklamasından sonra sevmesi zor bu halkın orhan pamuk'u. en ufak bir açığıyla küçümsüyecekler yazarı.

    varlık'ta okuduğum bir yazıda şöyle diyordu: orhan pamuk nobel ödülünü kazandığında adını hatırlayamadığım bir ülkede hocası türk asıllı bir öğrenciyi ayağa kaldırıp öğrencilerine alkışlatmış. başka bir ülkede yine türk asıllı bir manavdan alışveriş yapan birisi manavı kutlamış vs. bunlar sadece orhan pamuk için değil tükçemiz için.

    sanki pamuk küçülünce kendileri büyüyecek. çetin altan şuna benzer birşey demişti: istediğiniz kadar yükseklere çekin bayrağı, nobel almış bir yazarın göründüğü kadar görünmüyor dünyadan.
    1 ...
  6. 26.
  7. ilber Ortaylı sadece kitaptan bir cümleyi düzeltmek için mi açıklama yapmış. Eğer öyleyse, Orhan Pamuk karşısında biraz komplekse girmiş galiba...
    0 ...
  8. 25.
  9. 24.
  10. 23.
  11. nobel almış yazarın epey sikinde olan cevaptır. öyle ki orhan pamuk bu hatası üstüne tüm kitaplarını yakacak, herkes dışarda gezerken karanlık bir odada roman yazdığı gençliğini unutacak, nobel ödülünü ilber ortaylı'ya teslim edecektir. edebi bilgi, sözcük dağarcığı, kurgu yeteneği, tasvir gücü nedir ki dini bilginin yanında? ha bu arada, romanda yasak olan bir şey varsa gerçek değil yanılsama kullanmaktır. aman ha, okuyucuyu yanıltmayalım.
    9 ...
  12. 22.
  13. tek bir cümleye 3 adet taş gibi ayar vermiş ilber hocanın, orhan pamuğun kitapları hakkında şöyle bir main idea istenildiği durumda yapacağı yorumu merak ettiren cevaptır. ermeni soykırımı ile ilgili ayarı hiç karıştırmıyoruz. ödül almak, saygı duymadığın anavatanının, memleketinin *tarihi hakkında atıp tutmaları meşru kılmaz. bilgin kadar konuşursun. elinde patlatırlar sonra.
    0 ...
  14. 21.
  15. orhan pamuk' un söz konusu din içerikli terimlere postmodern yaklaştığını, ilber ortaylı' nın ise bir neoklasik edayla yaklaştığını gösteren atışmadan ibarettir. ayar güzel ama orhan pamuk yer mi bilinmez. ama belli açılardan da gönderim yapmıştır.
    2 ...
  16. 20.
  17. din ile alakasız kişilerin (ateistlerin) dini yorumlar yapmaması gerektiğini yoksa böyle sıçıp kalacaklarını gösteren durumdur. ayar verenin ağzına sağlık demek de bize düşsün.
    3 ...
  18. 19.
  19. -ilber ortaylı böyle bir cümle söylemişse-

    şüphe ile yaklaşılması gereken cümledir, benden daha önce yukarıda bahsedildiği gibi bir cümleden alıntı olabilir ya da roman kahramanını bilgisizliğini anlatmak amacıyla birşeyler ortaya koymak istemiş de olabilir. bunu yanında şu gerçeği değerlendirirken her zaman göz önünde bulundurulması gereken bir gerçek var. bu gerçek de diyelim ki;

    halil inalcık'ın asıl uzmanlık konusu olduğu alan osmanlı tarihidir, ve dünyada da bu konuda kendisiyle yarışacak insan hemen hemen çok azdır, amerika'nı da tarihini bilir mi? bilebilir ya da edebiyat hakkında ve yahut da dil hakkında konuşabilir mi? elbette konuşabilir ama o alanda uzman ve yıllarını vermiş kişilerden daha az ve onlara göre daha yüzeysel olur. daha da güvensiz olur uzmanına göre, hatta ben yoruma bakarım dikkate değer değilse de çok da itibar etmem..

    bundan dolayı; ben ilber ortaylı'nın yorumlarına bu konuda pek itibar etmem, ama bir yıldız ecevit olsaydı bu yorumu yapan ya da dil alanında sağlam birisi daha şüphesiz dinlerdim. bunun yanında; ama şu gerçek de var. orhan pamuk'un kullandığı bazı imgeleri bilinçsiz mi yapıyor yoksa sansasyon yaratmak amacıyla mı ya da farklı bişeyler ortaya koymak amacıyla mı? hala anlamış değilim. çünkü bir romanında da ''ince belli kahve fincanı'' şeklinde bir cümle vardı. ve hatta o dönemlerde baya bir tartışma konusu olmuştu.

    son olarak; nasıl siyasetçilere tarihi yazmamaları gerektiğini söylüyorsak, tarihçilere de edebiyat konusunda bir lafımız olmalı!
    6 ...
  20. 18.
  21. insanların değer vermeleri gereken, yüceltmesi gereken insanlar varken gidipte iki lafı biraraya getiremeyen getirincede saçmalayan insanlara değer vermesini apaçık ortaya koyan ayar. özünü, dinini, milletini iyi bilen ilber ortaylıya teşekkürler.
    6 ...
  22. 17.
  23. 16.
  24. 15.
  25. Ellerine saglik iyi etmis Ilber Hoca.
    Ne var ki Ilber Hoca'nin cocuklugunda muezzin minarenin serefesine cikar, elini kulagina goturur,(eli kulaginda) hoparlörsüz okurdu ezani. Cok da güzel olurdu. Nerde o eski, her vakitte bir makam ile minareden, insan sesiyle okunan ezan sesleri.
    1 ...
  26. 14.
  27. 13.
  28. 12.
  29. orhan pamuka bu tür ayarlar vermek için tonla malzeme bulmak mümkün olduğundan çok da sağlam olmayan ayar. açın herhangi bir orhan pamuk eserinin herhangi bir sayfasını kolaylıkla benzer hatalar bulacaksınız.
    4 ...
  30. 11.
  31. orhan pamuk un öyle bir şeyi konu hakkındaki bilgisizliği bir yana benzetme yapmak ya da günlük dili kullanma, genele hitabetme amacıyla yazmış olma olasılığı da vardır. şöyle ki; günlük konuşma dilinde "ikindi vakti" için "ikindi saati" denebilmektedir. yada minare balkonuna "şerefe" dendiğini herkes bilmeyebilir, ben de bilmiyordum, aynı şekilde ezanı da imam okuyor sanıyordum "müezzini" de duymuştum gerçi ama ne işle uğraştığını bilmiyordum. sonuç olarak söylemek istediğim şudur ki: bir romanın yada hikayenin tümü değerlendirmeden içinden bir cümle seçerek, böyle böyle bu yanlış yazılmış bıdı bıdı demek doğru olmaz. olayın tümünü değerlendirmek gerekir. belki hikayenin kahramanı da bu konuda bilgisiz biridir. onun ağzından anlattığı için de o düşünceyi bize yansıtmak için aslında bilgisizlik gibi görünen ama günlük konuşma dilinde değerlendirildiğinde anlaşılabilen, basitliğe, halk diline indirgenmeye çalışılmış bir durum olduğu da ortaya çıkabilir.
    7 ...
  32. 10.
  33. 9.
  34. romanlar ansiklopedik bilgi içeren kaynaklar değildir , roman karakterleri elbette yazarların yansımasıdır ANCAK ROMANDA SÖYLENEN HER ŞEY DOĞRU ya da gerçek değildir.
    8 ...
  35. 8.
  36. herkesi çok sevindirmiş ayar çeşidi.memleketteki orhan pamuk düşmanlarına "oh olsun" dedirten bi ayardır aynı zamanda.

    iyi hoş da imam neden ezan okumuyo onu anlamadım gayet okur yani.
    hatta herkes ezan okuyabilir.
    ikindi vakti de olur saati de.
    şerefe konusunda haklı olabilir ancak "heey ne ayar verdi allaamın sabetayistine" diye heyecanlanmaya gerek yok.

    orhan pamuk da zaten bu ayardan sonra memleketi terkedip hatta ıssız bi adada inzivaya çekilmez merak etmeyin. sakin olun!
    16 ...
  37. 7.
  38. büyük tarihçi, zamanımızın münevver insanı ilber hocanın, kendini bilmez nobel avcısı sabetayiste ağzının payını vermesi olayıdır.
    9 ...
  39. 6.
  40. ilber ortayli bunu ne zaman, orhan pamuk un hangi kitabi icin, nerde demistir? basligin bu haliyle kahvehanede anlatilan fikradan farki yoktur. ayrica biri nobel odullu bir yazar digeriyse unlu ve onemli bir tarihcidir, olayi tam sekliyle bilmeden "yuru be ilber abi aslansin ehuehe" diyerek ortami tribune cevirmeye gerek yoktur...
    27 ...
  41. 5.
  42. ilber hoca nobel odullu turk bozuntusunu yere sermistir. eh ne de olsa bugun bi ilber ortayli kolay yetismiyyy.. *
    19 ...
© 2025 uludağ sözlük