bugün

amerika yapıyorsa biz de yaparız. zaten bir zamanlar türkiye küçük amerika olacak denmemiş miydi ? ahan da guçük amerika .
olası bir olay;

--spoiler--
- abi bana bir aspirin veriri misin ?
+ yeeğnim aspirin kalmamış ben sana morfin veriyim. denk ilaçtır heralde ismi benziyor.
- tamam abi ver. kaç tane alıcam günde ?
+ yeğnim ağrına göre çok ağrırsa başın at 2 tane.
--spoiler--

sonraki günün haber manşetlerini tahmin etmek zor değil sanırım.*
hükümetten birinin çok büyük bir hipermarketler zinciri kuracağının göstergesi olabilir.

ne yumurtalar yedim
zaten* yoktular...

kemal unakıtan
- salih abi bunlar ne?

+ ekmek ile süt

- ben bunları istemedim abi, reçete vermiştim

+ okunmuyor anuna koyim bunlarla idare et.
(bkz: çikolatalı aspirin)
(bkz: mide ilaçlarında yüzde yirmiye varan indirim)
(bkz: eski ilaçlarınızı getirin yenisini götürün)

al ver ekonomiye can ver modelidir. yeşil reçeteyi ne yapacaklar acaba?
-mehmet abi bana yarım kilo novalgin tart iyisinden!
+?!?...
başbakanın kankası zapsu'nun for you zincir maketlerle test sürüşünü yaptığı olay. Sırada avrupalı ve abd'li ilaç zincir marketleri var. Sağlık sisteminin daha önce dışarıda denenmiş ve çok başarısız sonuçlara imza atmış ithal bir sisteme entegre edilmesini kaygılı bir şekilde izliyorum. Mevcut eczanelerin çökmesi, eczacı-eczane çalışanlarının işsiz kalması ile sonuçlanacaktır. Eczacılara da "o zaman siz de birleşin kendi zincirinizi kurun" denecektir.
eczacıların , hiç emek sarfetmeden her ay devlete ettikleri faturalar ile cillop gibi karlarının ellerinden uçacağı endişesiyle karşı çıktıkları olaydır. o tatlı karların, o 3-5 fazla reçete için atılan parandelerin , o kıçları üzerinde oturarak zenginleşen banka hesaplarının bedelini sektörün müdavimi halk yeterince ödemiştir. bu rantı sonsuza kadar eczacılara bırakmak niyetinde olmayan devlet şimdi de koca koca marketleri bundan nasiplendirme çabasındadır. sağlık "sektör " olarak kaldığı müddetçede insan bedeni akbaba sürülerinin katığı olacaktır.
onlarca işçi çalıştıran esnaflardan , daha az emek ve sıfır riskle yapılan ilaç ticareti, eczacıların işkembelerini yeterince şişirmiştir. yüzde yirmi, hatta kimi zaman yüze otuzbeşlere çıkan kar oranlarını kaybetmemek için onlar bağırıyorlar da, bu halka ne oluyor onu anlamıyorum. yahu giden sizin paranız be akılsızlar sürüsü. poşet poşet ilaçları aldığınız zamanda para sizin paranızdı, oysa siz yangından mal kaçırır gibi midenize ilaçları dolduruyordunuz. o devir bitti, ilaçlar bitmeden ilaç alınamıyor artık, ve avrupa ve amerikada ki gibi tek tek satılmaya başlanacak ilaçlar.
almanyada antibiyotik yazmak özel izne tabi, yahu anlamak mümkün değil avrupalı kendi halkına yapmadığını burada size dayatıyor, sizde ölüm nedenlerinin 3. sırasında gelen ve kişinin sürekli sektörün müşterisi olarak kalmasını sağlayan ilaçların yan etkileri eczacılara yeni rantlar olarak geri dönsün diye mi destek veriyorsunuz .
batı tıbbının insan sağlığının altını oymasıyla, düşünme kapasitesinde ki gerileme arasındaki doğru orantı oldukça düşündürücü.
iğneyi de kolu kıllı kasiyer kızlar yapar artık diye düşündüren olay. akp içinden bile olumlu yorumlar gelmiyor ayrıca konuyla ilgili.

(bkz: adamınız gol diyo)
sadece reçetesiz ilaçların market benzeri yerlerde satılacağı umut edilerek ilaca ulaşılabilirlik anlamında yararı olabilecek durumdur ancak reçetesiz ilaçlar incelendiğinde bilinçsiz kullanımla ya da prospektüslerin okunabilirliği ve anlaşılabilirliği olmadığı için bilgilendirme eksikliği ile zararlı olabilecek birçok ilaç mevcuttur. marketlerin de eczacı çalıştıracağını hiç düşünmüyorum. ayrıca bu durum biraz "bazı ilaçları da reçeteye yazdırma, git tamamını öde, kendin al, sgk' ye yük getirme" mantığıyla yapılıyormuş gibi duruyor. nerden bakarsanız bakın eczacıları olumsuz etkileyeceği kesindir. yok bu fikir "yeni nesil market eczane" fikri ise açacak kişilerin kim olduklarına iyi dikkat etmek gerekiyor. ayrıca bu fikrin örnek alındığı abd'nin bilinçsiz ilaç kullanımından ölen insan sayısında dünya birincisi olduğunu da belirtmek gerekir.

buyrun bazı reçetesiz ilaçların listesi:

- Ağrı kesiciler (Parasetamol)
- Ateş düşürücüler (Aspirin veya Parasetamol)
- Mide yatıştırıcılar (Antasid)
- Antihistaminikler (alerjiler için)
- Öksürük ve soğuk algınlığı
- Kaşıntı önleyiciler (kalamin losyonu)
- Laksatifler (kabızlık için)
- Mantar önleyiciler (madura ayağı)
- Vajinal mantar enfeksiyon ilacı
- Uyku ilaçları
- Sigara bıraktırma ilaçları
eczane sahiplerinin merket işletmecisinden farkı nedir ki? bir üniversite bitirip eczane açıyorlar ve diplomaları orda dururken kendileri çoğunlukla başında bile durmuyorlar. doktorlar zaten reçeteye ilacın ismini yazıyor. ha eczane vermiş, ha market, ha eczacı, vermiş ha eczacının bilgisiz elemanı... yani üzerinde apranax yazan ilaç kutusunu eczacı verirse farklı, market elemanı verse farklı mı etki ediyor?

sorunun temeli; eğitim sisteminde ve kendini elit yapıp o işin tek sahibi yapabilen sistemde... dünyanın masrafı yapılarak eğitim verilen eczacı, sadece bakkal dükkanı gibi bir eczane işletmek için mi okutuluyor? vatanını seviyorsan bir ilaç şirketi kurup kendi ilacını kendin üretebilir ve türkiye'ye satarsin. ama arada hiç bir şey yapmadan komisyon üzerinden asalak geçinmek kolay tabi ki. devlet bir aralar ssk ilaçlarının bir kısmını kendi üretiyordu. demek ki bu iş türkiye'de de yapılabilir...

aracılık yaparak kabzımal gibi para kazanacaksın sonra ilaç fiyatları düştü diye eczaneleri kapatarak eylem yapacaksın. kabzımal da domates fiyatları düşünce eylem yapsın, sebze hali kapatılıp halk aç bırakılsın. başka iş kolları da aynı şekilde komisyon aldığı malların fiyatı düşünce eylem yapsın mı? mesela balık fiyatları düşünce balıkçılar, sebze fiyatları düşünce sebzeciler, odun fiyatı düşünce oduncular, petrol fiyatları düşünce petrol istasyonları, buğday fiyatları düşünce buğday toptancıları, yumurta fiyatları düşünce yumurta toptancıları eylem yapsın, satışlarını durdursun. okumamış adamın böyle işler yapması nasıl haksızlık ise okumuş bir insanın bu işlere başvurması daha fazla haksızlık.
abd'de de uygulanıyor diye savunulan sistem..

arkadaşım abd'de de bu sistem çökmüştür. obama seçimlerden önce abd'de çöken sağlık sistemini düzelteceğim diye aday oldu ve kazandı. yani ne imiş; abd bu sistemi terkediyor.

peki başka bir adet ab ülkesi gösterebilir misin bu sistemi kullanan.. hayır.

peki bu israr nedendir?

3 yıl evvelinden kurulan, sahipliğini cüneyd zapsu'nun yaptığı a101'ler olabilir mi acaba? yok canım değildir. akp yapmaz böyle şerefsizlik. halkını yedirmez bu şekilde..

akp dürüst bir iktidardır. bu tip yavşaklıklar ancak ve ancak muhalefetin komplo teorisidir muhalefetin uydurmasıdır.

yiyin efendiler yiyin..
ne eczacılık sisteminin tamamen değişmesi, ne de eczanelerin kapanamasına sebep olmayacak bir uygulama olacaktır. bahsi geçen ülkelerde marketlerde ilaç satılmaktadır evet de hangi ilaçlar? panadol vs. gibi birkaç ağrı kesici, aspirin, yanık kremi, kas gevşetici bir kaç krem falan filan. geri kalanının yine ezanelerde satılacağını düşünmekteyim. aksi pek uygulanabilir görünmüyor.
eczacılar da gofret satabilecek mi? sorusunu akıllara getiren olasılık.
her zor olay da kolaya kaçan akepe hükümetinin yeni buluş yoludur.

şimdi bazı yobazlar çıkar iyi oldu güzel oldu diye. ulan dal yarak eczacılık okulunu bitirdin mi hayatında?
çıban çıkmış kolu kesip atmaktır.
çıbanı iyileştirmek akıl ister, bilgi ister, kesip atmak kolaydır ne de olsa.
eğitim alanında kobay gibi sınavdan sınava nasıl sürükleniyorsa öğrenciler, sağlık alanında da deneme yanılma yöntemiyle bulunacaktır bir yol.
zincirlikuyu yetmezse üç beş orman yanıverir. al sana mis gibi mezarlık.
amaç halka hizmet.
neye niyet neye kısmet. eczacılar haddini bilsin canım. ne haddine senin koskoca otoriteye karşı çıkmak hakkını aramak.
yine kimse çullanmadan yazayım. tıp alanında da yolsuzluklar haksızlıklar olmuyor değil. fakat zaten bilinçsiz ilaç kullanımından heba olan onca insan varken bir de market reyonlarına taşınırsa ilaçlar eyvah ki ne eyvah.
çözüm yerine çözümsüzlük. vur deyince öldüren politik çözümler. inat uğruna harcanan insan sağlığı.
eh ne yapalım sağlık olsun.

nasıl olacaksa.
öksürük şuruplarının açığınıda satarlar artık.
ilkokul mezunu bakkalların eczacı olacağı durumdur. bi hastaya ilaç tavsiye ederse hastanın vay haline...
andavalların eczacıları zengin ettik yıllarca diye savunduğu uygulama..

zannedersin marketler bedavaya dağıtacak ilaçları.

ayrıca sistem şu şekilde işleyecek; 25.000 eczane işsizlikten kapanacak ve bunun yerine 50-100 adet market paranın amına koyacak. 25.000 eczanenin kapanması demek en az 50.000 işsiz demek.

ama bu muhalefet partileri de pek bir öküz canım. bir bok anlamadıkları yetmiyor bir de eleştiriyorlar. ulan anlamıyorsunuz susun bari. hayır susmuyorsunuz anlayın madem.
2 ekmek
1 yumurta
1 kutu viagra

kulağa ne hoş geliyor öyle değil mi?
sağlık şu bu yanını bırakıp sadece şu yanından bakılması da elzem olan olay.

o çok aklı evveller sanıyorlar mı ki bu ilaçları mahalledeki bakkal amcalarımız satacak.* bunlar tamamiyle zincir marketleri zengin etmek için yaratılmış bir ortam. öncelikle bu lisansı almak şimdiden sonra biraz zor olacak, her babayiğit alamayacak yani o zaman da ya yandaş zincir marketler alacak ya da ülkeyi sömüren kapitalist marketler migros, carfuore gibi...

bu arada for you olayını falan da hiç hesaba katmıyorum.

küçük esnafın bittiği ülke istiyor hükümet. vergiyi toptan alayım da uğraşmayayım teker teker istiyor. bu düzen böyle gitmez elbet. keser döndüğünde o sap var ya nasıl dönüverecek biryerlerde bilemeyeceksiniz.
Ağır bir eğitimden geçen eczacılar ne iş yapacak bu durumda? Markette kasiyerlik mi?
Bu gidişle doktorlara da "Sizin görevinizi artık kasaplar yapacak!" denilirse şaşırmayalım.
eczacılar market elemanı olacak

diş hekimleri, tornacıların ve marangozların yanında iş arayacak.

cerrahlar, kasapların yanında çalışacak

diye devam edecek

akp hep böyle saçmalayacak.
ciddi bir meseledir.şu an eczacılarla ilgilidir. sen desteklersin yada desteklemezsin, mesele değildir. olay tam anlamıyla parçalara ayırma , saflaştırma , şuursuzlaştırma , ekmeğe muhtaç etme ve son olarak ele geçirme olayıdır. bugün zapsu'dur, yarın emine erdoğan, diğer gün ethem sancak. sen ben diye münakaşa etmeyi bırak! olay senden de benden de çıkalı çok oldu!
uyan demeye gerek kalmadı artık. uyu arkadaş! bizim mücadelemize mani olma bari. uyu sen. sıra sana gelince uyandırırız biz seni. herne iş yapıyorsan artık farketmez. adamlar üçün beşin değil, herşeyin peşinde. uyu sen. eczacılar haksız de. tekel işçileri haksız de. memur haksız de. diş hekimi haskız de. kalkınca aynaya bakıp dersin ; 'bende haksızım'!
Yarın bir gün manavlara nöbetçi doktor dikip, eline sadece stetoskop verip hastaları ona muayene ettirmekle eş değer harekettir. Ne kadar saçma geliyor değil mi?

Önyargılarını bir kenara koyarak düşün. Ne farkı var ?