sen şimdi el bombasını aldık eline, pimini çektin, ağzına koydun ama.
o çocuk salak değildir.
(bkz: hepimiz o çocuğuz)
sadece o yanlış anlaşılmasın, işaret sıfatı olan o.
ulan lostta black smoke onu bunu öldürünce, milleti kovalayınca yüzyılın dizisi oluyo. yurdumun futbol topu patlayınca içindeki şamyeli çıkartıp, içine 9 kat kames topu koyup, en büyük geridönüşüm örneğini veren bu zekaya sahip çocukları ilaçlama aracının arkasındaki beyaz dumanı kovalayınca bu salaklık oluyo. ya bırakın bu işleri...
koşardık vakti zamanında. kokusu çok güzeldi üstelik eskiden bulut inmiş gibi olurdu sokaklara. etkilerdi çocukları. * şimdi istesen de koşamazsın. zamanında yapmışız iyi ki he yapmasak bir yerimiz mi eksilcekti hayır ama burdan bakmamak lazım. eskiden sokak aralarında top da oynanırdı. o da yok artık. iyi ki top da oynamışız dimi ama?
salak malak değildir o. arkadaşlarıyla sokakta büyüklerin yapmak isteyip de yapamadığı sorumsuz hareketlerin tadına varmış çocuktur. dumandan mı etkilenir, ortamdan mı bilinmez ama koşar aracın peşinden. hatta dikkat edilecek olursa bir ders bile arz edebilir bu davranış. kimilerine göre salakça gelen bu davranışta bile arkadaşlarıyla bir beraberlik sağlar. şimdi mantıklı hareketlerde bölünen o salak olmayan(!) büyüklere örnek olsundur bu davranış.
bunu yapan çocuk bunu da yapmıştır kesin bak:
- arkadaşıyla su savaşı yapmıştır mesela hem de bina görevlisinin su hortumuyla.
- saf olan bir arkadaşla saatlerce alay edilmiş, kahkahalara boğulmuştur.
- mızıkçılık yüzünden biriyle kavga etmiş, yarın yine aynı kişiyle oyuna başlamıştır. kin tutmaz.
- piknik yapıyoruz diye arkadaşlarıyla yan parka gidip oturmuştur. halbuki yan binada piknik ne salakçadır de mi?
yahu yapmayın, etmeyin. bari çocukluğun saflığına dil uzatmayın ya. bir amacı yoktu yaptığımız hiçbir şeyin. ne var? herkes yaptı bunlardan. mutluyduk, huzurluyduk, akşam eve gidince annelerin tüm söylenmelerine, zorla banyoya sokmalarına rağmen. şimdi yapmıyoruz da noluyo? hem çocuk dediğin salakça davranışlar yapsın abi. büyüklerle yeterince karşılaştırılıyoruz bir de rakip olarak çocukların gelmesi hiç işime gelmez doğrusu.
neden o beyaz dumanin arkasinda koşturduklarini anlayamadiğim olaydir, ki sadece koşturmakta değildir bu arkadaşlarini çelme takanmi ararsin, parmak atanmi * ne ararsan vardir bu göz gözü görmeyen dumanin arasinda..
öyle yoğun beyaz bir dumandır ki o kendinden başka kimseyi görmez, beyaz sislerle sarılırsın o yaşta bundan daha ruhani bir ortamı olmayan çocuk için de bu bir ilahi yoldur bütün çocukların peşi sıra gitmesi gereken. * cidden ama ben böyle beyazlıktan ve zehirin verdiği baygınlık hissinden sanırım allahım sana geliyorum a bağlardım yeminlen. *
eskiden ilaçlama arabalarının ilaçları sokağı bemmbeyaz ederdi beyaz dumanlı ilaç püskürttüğünden. çocukken bizde az koşladık. hatta bir arkadaşım patenle arkasından koşarken kenardaki kamyona çarpıp burnunu kırmıştı.* ama artık şimdili ilaçlamalar daha ufak arabalarda beyaz duman verilmedne yapılıyor. yani artık o mahallenin bembeyaz dumanlarla örtülmesi olayları olmuyor. velhasıl kelam, şimdiki çocuklar şanssızlıklarına yanıp, ps3 karşısında hayatlarını geçirmeye devam etsinler.
hiç salak demeyin. hepimiz o arabanın peşinden en az birer kere koştuk. kimimiz bisikletiyle takip etti, ve itiraf edin ki o duman eskiden* çok güzeldi.
ilaçlama aracından etrafa yayılan beyaz dumanların arasında kaybolmaktan hoşlanan çocuktur. muhtemelen şu sıralar 20'li yaşlarındadır.
(bkz: 90 larda çocuk olmak)