Bazen duvarlar ilan-ı aşk aracı oluyor Bunlardan bir kaçı şöyle;
— Zehra seni seviyorum ve bir ömür boyu seveceğim (Van’da bir duvar üzerinde)
— Serseri seni çok seviyorum (Gaziantep te bir lise merdiveninde)
— Kalbim senin ( Gaziantep te bir lise koridorunda)
— Mühür gözlüm seni seviyorum beni affeder misin? (istanbul’da bir hane duvarının üzerinde)
— Gözlerinin hastasıyım (Batman’da M Y O dersliğinde)
— Sorsan bana izah edemem nereni sevdim
Bildiğim var ise yalnız seni sevdim (Van’da bir parkta)
— Memedim
Dür-i siyahım
Yüreğim sana mahkum
Müebbed verdin
Zalim nerde insafın (Y Y Ü dersliğinde)
— Seni burada bile düşünüyorsam bil ki seni seviyorumdur (Batman MYOtuvaletinde)
— Aşkın benden öte
Bir yere gidemem ki
Sen benim kalbimsin yar
Alma yaşayamam ki (Y Y Ü Dersliğinde)
— Yıldızlar en parlak olur da gökyüzü bana bir şans tanırsa seni dilerim (YY Ü Dersliğinde)
— Uzaktan seveceğim haberin olmayacak
inan ki şu kalbime başka aşk dolmayacak (Gaziantep Ü Dersliğinde)
Bazı graffittilerimizde aşk duygusunun tarifi şöyle yapılmıştır;
— Aşk karşılıklı bir yanlış anlamadır (Van’da otogarda)
— Aşk köprü kurmaktır insanlar köprü kurmak yerine duvar ördükleri için
yalnız kalırlar (Y Y Ü dersliğinde)
— Sevda ne demek
Sevda vuslatın olmamasıdır (Batman’da M Y O dersliğinde)
— Sevmek bin defa ölmek demektir (Y Y Ü dersliğinde)
— Aşk şiddetli muhabbettir (G Ü Dersliğinde)
— Aşk karşındakinin bulunmaz hint kumaşı olduğunu zannetmekle aslında
hıyarın teki olduğunu anlamak arasında geçen süredir (G Ü Dersliğinde)
— Hissetmediğin hisleri hissettiğin anda hissettiğin his aşktır (G Ü
dersliğinde)
— Aşk bir eşkiyanın hayata itirazıdır (G Ü Dersliğinde)
Bazı yazılarımıza bu duygulardan şikayet yansımıştır;
— Aşkın buysa üstü kalsın (Y Y Ü dersliğinde)
— Sana aşık olmak enayiliktir (Y Y Ü dersliğinde)
— Her şey yalan vazgeç gönlüm sen bu aşktan (Van’da bir duvarın
üzerinde)
— Aşk gibi kin de insanı aptallaştırır (Batman M Y O koridorunda)
— Aşk maviye düştü
Mavi zaten bir düştü (Y Y Ü dersliğinde)
— Kampus yolunda vurulmuş uzanırım
Ben o puştun sesini nerde olsa tanırım
Bu yolda gençliğim cayır cayır yanarken
Aşk vurur sineme ben sınıfta kalırım (Y YÜ dersliğinde)
Konu ile ilgili diğer bazı graffitilerimiz şunlardır;
— Aşk öğrenilmez kendiliğinden doğar (Van’da bir parkta)
— Bir kusursuz aşk büyüttüm sana pişman değilim (Y Y Ü koridorunda)
— Aşkımız olay olacak (Y Y Ü dersliğinde)
— Seni sevip başkasıyla çıkıyorum (Y Y Ü dersliğinde)
— ille de sen (Van’da bir parkta)
— Gözlerime bakıp durma beni eritiyorsun
Beni seviyor musun diye sorma
Sevdiğimi biliyorsun (Y Y Ü dersliğinde)
— Hayatta en acı şey severek birleşen ellerin elveda diyerek ayrılmasıdır
(Gaziantep’te bir lise koridorunda)
— Bir bakış bir bakışa ne anlatır
Bir bakış bir bakışı ömür boyu ağlatır (Gaziantep’te bir lise dersliğinde)
— Seni ben değil gözlerim seçti
Gidersen onlar ağlasın (Batman M Y O koridorunda)
— Amaç sevgi uğrunda ölmek değil uğrunda öleceğin sevdayı bulmaktır (G Ü Dersliğinde)
— Yapamam yaşayamaz bu kalbim sensiz
Her şeyim dur gitme
Saklatıp gözlerini gönlüme
Bizi böyle bitirme (G Ü dersliğinde)
— Seni dün hiç sevmedim
Çünkü dünler geride kaldı
Seni bu gün de sevmedim
Çünkü bu günler de geride kalacak
Seni yarın hep seveceğim
Çünkü yarınlar hiç bitmeyecek (Gaziantep’te bir parkta)
— Aramıza öyle bir ayrılık koydun ki geri dönüşümüz imkansız ama ben
hep ve tek seni seveceğim hakanım (G Ü dersliğinde)
— Yüreğindeki sesi dinle dudaklarımı okurcasına okuduğun gibi defalarca
dinlediğin gibi şarkılarımı yaz sen de bir defacık utangaçlığımı
Luuza/Been (G Ü dersliğinde)
— Gözlerim gözlediği gibi gözlerini
Gözlerin gözlerimi gözleseydi mutlu olan bir olurduk (Y Y Ü dersliğinde)
— Aşıklarla arzu sahipleri vardır
Kimi faydalanmak ister kimi feda olmak
Bazıları canlar için ister cananı
Bazıları da cananları için verir canı (Batmanda bir parkta)
— insan güzel sevmez sevdiğini güzel bulur (Y Y Ü dersliğinde)
— Aşkın benden de öte
Bir yere gidemem ki
Sen benim kalbimsin yar
Alma yaşayamam ki (Y Y Ü dersliğinde)
— Nerde o eski âşıklar Ferhat dağ yerine kulağını deldirmiş Şirin feminist olmuş (Y Y Ü dersliğinde)
Asla ama asla önermeyeceğim, bir kez yaptığım asla yinelemeyeceğim olgudur.
Evet, bir kez yaptım: şöyle baya da uzun bir şey yazdım; sana bir şey diyeceğim dedim "de" dedi, içimden ne geçiyorsa yazdım, aptal gibi herşeyi söyledim adınla başlayan bir sözcük görsem bile sen aklıma geliyorsun bile dedim.( bunu etkileyici biçimde söyledim )
Yazdım baya döktüm içimi( ancak hiçbir şey beklemeden yani içimde tutmak istemiyorum sen de bil diye).
Sonra yanıt yazmadı, sonra ben yazdım, sonra havalandı, sonra üzerimden ego kastı: Artık "x" yok x'in egosuyla konuşuyorsun.
Olay hiçbir yere bağlanamadı, sonra bir kaç gün geçti baktım böyle olmuyor, dedim ben başıma gelecekleri biliyorum, Siktiri çektim bende çünkü baktım gerçekten olacak gibi değil.
Açıkçası kızlar yapacağınız en büyük hata bir erkeğe sevdiğinizi itiraf etmenizdir, Çünkü sonuç almazsınız.
hani bazı ilişkiler vardır. ya hiç başlamamıştır belki de sonsuza kadar hiç başlamayacaktır.
bunun böyle olduğunu bilmek bile öyle üzer ki seni.
hep bir sonradan keşke korkusu ...
seni o çılgın hareketi yapmaya zorlar .
o an tüm diplomaların kariyerin gözünün önünden gidip sadece yüreğinin sesini dinlersin.
o milyonda bir ihtimal varya işte sadece o bile
seni çoktan fırtınanın içine bırakmıştır.
yarın böyle bir öykü anlatıcam sözlük.
karmakarısık duygular içerisinde kafada 100 yüzlerce soru , binbir türlü kaygı terleme baş dönmesi , göz kararması eşliğinde yapılan daha doğrusu yapılmaya çalısılan eylemedir..
kız ya da erkek hiç farketmez, sevilen kişiye doğru yer ve doğru zamanda yapılması gereken harekettir. ama önce biraz hislerinizle hareket edin, karşıdaki bomboşsa yanına gitmeyin bence, bir de sevgilisi var mıymış mutlaka öğrenin.
ilan-ı Aşk Ediyorum!
ilişkileri erkeklerin başlatması kural mıdır? Kadınlık onuruna yakışmaz mı aşkını dile dökmek? Saklamak mı lazımdı bilemiyorum? Bildiğim tek gerçek var, seni seviyorum!
ilan-ı Aşk Ediyorum!
Günlerdir içimde biriken cümlelerim var. Sana coşan yüreğimi dindirmek mümkün değil. Aşk denilen bu oyunu, emin ol herkesten fazla bilirim. Tüm hamlelerini ezberlemiş, her hareketin karşılığında ne geleceğini bilen bir kadın olarak söylüyorum, ben oynamıyorum! Bu sefer, en azından bir kere daha aşka güvenmek için, bütün kirliliğinden, şartlarından, düzeninden ve kurallarından sıyrılarak, oyuna katılmıyorum.
Bu yürek kaç sevda gördü bir bilsen? Kaç kez şahitlik etmiştir içinde sevgi olan yeminlere? Aşka olan inancımı kaç kere kırdılar, yine kalktım, yeniden denedim. Hiç bozmadım kalbimi, umutlarımı kirletmedim. Elimden geldiğince sakladım, korudum aşkı, hatta sen şifresini çözene kadar bir kasada kilitli duruyordu. Madem açtın artık kapıyı, görüldü yüzü içimdeki sevginin, o zaman dedim, sonuna kadar yaşayalım. Razı olacağım ne varsa bu ilişkide yaşanacak. Samuel Beckett'in sözleri geliyor aklıma: Hep denedin, hep yenildin. Olsun. Gene dene, gene yenil, daha iyi yenil! En fazla bir daha kanar içim diyorum, ne olacak? Bir kere de sana kanmak istiyorum.
Bize böyle öğretilmedi aslında. Duygularını saklamak, içindekileri bastırmak, aşkını itiraf etmemek, naz yapmak doğru gibi gösterildi. Genel geçer kurallara bakarsak da öyle duruyor. Kimseden olmasa, kendi yaşamımdan yola çıkarak biliyorum ki, bir erkeğe bu kadar gönül açılmaz. Sonra çok acıtırlar canını, ne varsa içinde iyiye, sevgiye ve güzele ait olan, kirleterek parçalarlar. Bütün bu aşk yasasının kanunlarını değiştiren tek bir şey var: Sen!Sana güveniyorum, biliyorum ki bu söylenenler içinden bir canavar çıkartmayacak. Kalleşliği peşinde dolaştırmayacaksın, ilk fırsat bulduğunda hançer batırmayacaksın bu büyük sevgiye. En azından inancım ve umudum var. Bu da çok büyük bir zenginliktir, kalp yolunda birleşmek isteyen biri için.
Her ne yaşanacaksa elinde, kabul ediyorum. Fakirliği, ağlamayı, kahkahayı, acıyı ve tatlıyı, ne varsa paylaşalım diyorum. Üstelik laf olsun diye değil, hayatın tüm gerçeklerine rağmen söylüyorum. Beklentisiz sevmeyi denedim ama sensiz geçen geceleri bu yüreğe anlatamıyorum.
Bir masal düşlemiyorum. Biliyorum ki, kavgasız, gürültüsüz geçmiyor ömür. Elbette sinir edecektir birkaç hareketin beni, belki kırılacağız birbirimize, hep gülistanlık değil ya yaşam? Olacaklara rağmen, gideceğini bir gün bilerek, şu kısa hayatta sadece az zamana sığacak olsa da seninle geçirilecek bir süre istiyorum.
işin özü sevgilim, dolabın bir kısmını boşaltıyorum, salondaki koltuğun sevdiğin bir köşesini, kütüphanemden rafları, sana ait bir çalışma masasını, iç çamaşırı dolabından bir çekmeceyi, iki balkondan birini; yatağımın, ekmeğimin, aklımın ve ruhumun yarısını; kalbimin ise tamamını teklif ediyorum. Yani ilan-ı aşk ediyorum, şu uzun yaşam yolculuğunda bana tanıklık eder misin?
Hangimiz senli benli hangimiz sizli bizli
Bir koridor esrarengiz yaşıyoruz gizli gizli
Hangimiz yapayalnız hangimiz çoluk çocuk
Hangimizin bakışları daha sıcak, daha soğuk
Hangimiz uyuyoruz hangimiz duyuyoruz
Deniz derin, gökler mavi hangimiz uçuyoruz
Hangimiz arıyoruz hangimiz sarıyoruz
Hayat bir yol ve bir ışık hangimiz kalıyoruz
Hangimiz veriyoruz hangimiz seviyoruz
Bir koridor sonu baştan hangimiz giriyoruz
Ve hangi söz daha doğru hangi göz daha içten
Hangi üzüm daha tatlı daha buruk sevgimizden
Ve hangi söz daha doğru hangi göz daha içten
Hangi üzüm daha tatlı daha buruk sevgimizden
Bahar çiçeklerini sunar gözünün bahçelerine
Yaz sıcak bir dokunuştur vücuduna
Güz gelir dünya buruşur mu ne
Karlar yağar başına kışın
Zaman geç olmasın
Başlamadan ötmeye gece kuşları
Ses ver gündüz gözüyle
Çünkü ben sana herşeyi sunuyorum
Dört mevsimi ve bilmediklerini
Dışarı çık sana çarpılıp sana bölünen
Parçalarımı bulacaksın çiçek tozlarında
Dokularına sineceğim sımsıcak
Ayağının altında kıtırdayan yaprak benim
Ve başının üstünde direniyorum düşmemek için
Sana ben herşeyi sunuyorum
Bilmediğin diyarlarda tanıdık dostların var
Onlardan selam getiriyorum
Kaçırdığın kuşun kanadındayım
Ve bilmeden ne olduğumu
Kafese kapatmaya çalıştığın
Sana ben herşeyi sunuyorum
Tüm zamansızlıkları içinde sevginin
Sana ilhan-ı aşk ediyorum.*
cok deli sarkiymis, ben bugun bunu gordum sayin seyirciler, hoslandigim hatunla o kadar gezdik, yemege gittik, hayvan olan ve de bu durumda, bok yemekten baska bir sey yapmasini bilemeyen bendeniz olan okuz, kalkip da elin almanya sinda, garsonla yarim saat fener -cimbom (bkz: 3 subat 2008 fenerbahce galatasaray maci) geyigi yaptik. lan ziktimin hayvani, ne isin var macla, nereden bulacan bu firsati, bari tatlisin de; senden hoslaniyorum de, ilan i ask ediyorum de, kizin gozlerine bile bakamadin, gerci "arif olan andirsitend" ama,
ah be kutsi abi, buyugumsun once ellerinden operim bayramda, sonra da sikarim ellerinden; helal olsun yapmissin boyle bir sarkiyi.
ben ne ara yapsam başarılı oluyorum. hemen formülü vereyim;
1- ilan ı aşk hadisesinin vuku bulacağı yere yürüyerek üstelik keanu reeves gibi yürüyerek gelirim [adımlar hafiften dengesizce ama kızlar bunu sever]
2- iki kolumu ikide bir yukarıya doğru kaldırırım, çeketimin içinden gömleğin kolları görünsün diye. [bunu da mehmet aslantuğ dan öğrendim] guy banka müdürleri gibi eflatun kol düğmesi kullanmam.
3- karşı tarafın gözlerine bakmam hatta karşı tarafa hiç bakmam, ne işim olur karşı tarafla hem ben taksim den hiç çıkmam ki [küfür etmeyin lan, bu tür esprilerden hoşlanan kızlar var üstelik bu tür kızlar sexy olurlar ekseriyetle]
4- bak hafız yukarıdaki 3 madde de yalan. aslında doğru ama yalan. evet keanu reeves gibi yürüyerek gelir, mehmet aslantuğ triplerine girer, kızı iplememiş gibi davranırım. aklıma birkaç filmden duruma uygun birkaç replik gelir söylemek isterim fakat sonra " ya kız bu filmi izlemişsse" diye düşünür bunları da dillendirmekten vazgeçerim. sonra kıza bir-iki vaazgeçerim dostluk, sevgi temalı sonra susarım. ilan ı aşk budur işte.
oto sanayide kaportacı arkadaşları olanlar bilir bu şarkıyı müslüm baba dan geliyor;
fakat her sevgi aşk değildir inan
arkadaşça sevsen razıyım yine