dünya üzerinde muvaffak olamayıp, içinde birer ukteye dönüşen o uğradığı haksızlıkları ve tüm bunların verdiği acıyı def etmek için sığınılabilecek aciz kapısı. o kadar ihtiyaçları var ki, gerçek olmama ihtimalini bir an bile düşünmek delicesine canlarını yakıyor. bir umudu öylesine saplantılı biçimde benimsemek insanın en basit sınavında kalması, en basit zaaflarını yenememesidir.
amerika'nın ırak'a ettiğini, srebrenitsa'da boşnakların çektiği ezayı cefayı, filistin'de israil zulmünü şikayet et bakalım hangi mahkemeye ediyorsan.
ama mahkeme-i kübra'da zerre iyilik de zerre kötülük de karşılığını bulur.
o yüzden ummaların en iyisidir.