emir ve buyruğuna girdiğin, senin için her söylediği sözün tartışmasız kayıtsız ve şartsız kabul ettiğin kurum kuruluş yahut şahısdır. bu anlatıma, kendini herşeyi gördüğünü, bildiğini iddia eden, rahman ın sıfatlarını kendi yükleyen yahut da insanların kendisine rahman ın sıfatlarını yüklediği "her şeyi gören" her şeyi bilen" "her şeyden haberdar olan"
tartışmasız ve kayıtsız şartsız emrine ve buyruğuna girilen, akılımızı teslim ettiğimiz her şey bizim için ilah tır...
insanın kendi yaradılışını kendisi dışında ama kendisinin anlamlandırdığı bir ''varlığa'' borçlu olduğu zannı bütün sosyolojik dinlerde vardır. insanın kendi yabancılaşması sonucu yarattığı bu sahte ilahlar ve din olgusunun kuran'daki ifadesi 'la ilahe illallah' dır. yani tam tercüme olarak 'ilah yok, yanlız allah var.'yani sizin zannettiğiniz tanrı-krallar, imparator ilahlar yok, yanlız allah var allahta sizin zannettiğiniz bir ilah değildir. de ki 'eğer onların dediği gibi allah'la beraber ilahlar olsaydı, o zaman onlar arşın sahibine varmak için elbette bir yol ararlardı' (isra 42) (bkz: kuran ı kerimdeki allah tasavvuru/#10346490)
Kendisine ibadet edilen, her şeyden çok sevilen, tazim ve tesbih edilen mutlak varlık. Lügatta, örtünmek, gizlenmek, alışmak ve kulluk anlamında kullanılmakla beraber genelde ibadet edilen, tapınılan nesnelerin ortak adı olmuştur. Ancak islâmiyet'in saf tevhid akîdesi, tapılacak, ibadet edilecek; kainatın ve eşyanın yaratıcısı ve yoktan var edicisi olarak sadece Allah'ı kabul etmektir. Bu yüzden, Allah lafzı sadece islâm'ın kabul ettiği tanrı inancının alemi (özel ismi)'dir.
En belirgin kullanımı "la ilahe illallah" cümlesinde geçer.
Bu cümlenin karşılığı din kültürü kitaplarında yazdığı gibi "allah'tan başka ilah yoktur." değildir.
asıl manası "ilah yoktur, yalnızca allah (vardır)" şeklindedir, ki bu iki cümle arasında çok büyük fark vardır. Biri şirke düşürür, diğeri ilim kapısını aralar.