'şiir, yazana değil ona en çok ihtiyaç duyana aittir' diyerek neruda' nın şiirlerini kendisi yazmış gibi, kasabanın en güzel kadınına okumuş ve sonunda onun kalbini kazanmayı başarmış, -hafiften- özürlü bir postacının hikayesini anlatan ve bir solukta izlenen harika bir film.
beatrice'e gönlünü fena halde kaptıran mario'muz koşarak neruda'nın yanına gelir:
- ben aşık oldum!
- ah.. önemli değil panzehiri var.
- hayır hayır, çözüm istemiyorum, hasta kalmak istiyorum..
pablo neruda arkadaşları için bir kayıt hazırlamaktadır. dostum diye mario'yu tanıtır ve mario'dan oranın güzelliklerini arkadaşlarına ses kaydında anlatmasını ister. maio'nun verdiği tek cevap sevdiği kadının adıdır.
"mario: sevgili şair arkadaşım ve yoldaşım, beni bu belaya sen bulaştırdın ve sen kurtaracaksın... bana okumam için kitaplar verdin... dilimi pul yalamak dışında da kullanmanın yollarını öğrettin.. aşık olmam senin suçun...
neruda: hayır, bunun benle bir ilgisi yok... sana kitaplarımı verdim ama şiirlerimi çalmana izin vermedim... benim
matilde için yazdığım şiiri beatrice’e vermişsin...
mario: şiir onu yazana değil, ona ihtiyacı olana aittir...
neruda: bu demokratik düşünceni takdir ediyorum..."
yeni izlediğim 1994 yapımı film. işin ilginç tarafı filmde görüldüğü gibi başroldeki oyuncu abimizin film çekimi biter bitmez kalp krizinden hayatını kaybetmesidir. kendisi hastalığı nedeniyle tedavi olmak yerine bu filmi çekmek istemiştir zaten. ölümü babamla aynı yıla ve küçük pablitoyla aynı yaşta oluşumuza denk gelmesiyle beni bayağı bir şaşırtmıştır.
(bkz: massimo troisi)