şahsi kanaatimce en iyi spaghetti western'dir. film boyunca koltuğunuza mıhlatan bir atmosfer yaratılmıştır yönetmen sergio corbucci tarafından. karın ve baş kahramanımız silenzio'nun uyumu ennio morricone'nin sessizliği örselemeyen müthiş uyumlu soundtrackiyle birleşmiş ve ortaya gerçekten bir başyapıt çıkmıştır.
hikaye bilindiktir aslında. ödül avcılarından bahsedilmektedir; ancak bu sefer ödül avcıları haydutları öldüren güzel insanlar olarak değil kanunu kendi çizmeye çalışan çıkarcı adamlar olarak gösterilmişlerdir. hatta filmin sonunda haydutlardan daha acımasız olmalarıyla da suç denilen kavramın ne kadar göreceli ve değişken olduğu gösterilmiştir.
karakterlere geçersek; evet silenzio karakteri dinginliğiyle, dıştaki sessizliğinin içindeki intikam ateşi sebebiyle gerçek ruhunu yansıtmamasıyla western tarihine adını yazdırmıştır; ama zıt karakter tigrero da geveze, yılışık ve bir o kadar da acımasız karakteriyle çok dikkat çekmektedir. üstündeki siyah kadın şalı ve tamamen siyah giyinip azraili simgelemesiyle altın sarı saçlı tigrero, silenzio'yu bile zaman zaman aşan, üstünde çaba gösterilmiş bir karakterdir. şerif karakterine ise hiçbir şey demiyorum. western tarihinin en safı zannedersem.
spaghetti westernlerin en sevdiğim tarafı sonlarının belirsizliğidir. avrupa elinin değmesi mutlu son kuralının sıkça bozulmasına sebep oluyor ve bu da bizim şahane bir finalle karşılaşmamızı sağlıyor.
son olarak aklıma gelmişken pauline ne orospu bir karakterdir öyle. tamam silenzio karizma abi kabul; ama senin kocanın kırkı çıkmamış, ne bu aşk? western tarihinin en orospusu pauline kesinlikle.
italyan yapimi filmde jean-louis trintignant italyanca bilmedigi icin oynamak istemez ve ufak(!) bir senaryo degisikligi ile film boyunca hic konusmayan bir silahsoru canlandirir fransiz aktor.
film ana temasi klasik spagetti western soundtrack lerinin unutulmaz muzisyeni ennio morricone tarafindna yapilmis lakin oncekilere hic benzemeyen duygusalligin da yer aldigi bir muzik ortaya cikmistir