bireyi, homoekonomikus adı altında rasyonel düşünmeye iten, etik kavramları dışlatan, yine aynı bireyin faydasını maksimize edecegini varsayan bilim.
(bkz: iktisat okuyan insan)
hatta (bkz: kendi basliginin reklamini yapmak)
varsayımlar üzerine kurulmuş faydası hiçbir zaman olmayacakmış gibi gözüken,hani nerede kullanacam lan ben bunu dedirten ama apansızın karşına çıkıveren disiplin.
iktisat bölümünde gösterilen eğitim gerçek dünyadan oldukça kopuktur. bu bölümden mezun olan kişi iş hayatına atıldığında o derslerde görülen teorilerin hiçbir işine yaramayacağını görecektir.
ayrıca gösterilen teoriler de tek taraflıdır. misal hep bir firma,üretici baz alınarak teoriler ortaya dökülür. biraz da ortaya çıkan sonuçlara tüketicinin gözünden bakmak iyi olabilirdi!
başka bir eleştiri olarak; bir tek liberalizm anlatılıp durulur, liberalizm'e alternatif durumlarda ele alınmalıdır kanımca. mezunların,teorik de olsa hem ekonomiyi bir bütün olarak algılayabilmeleri hem de mevcut sistemin eleştirisini yapabilmeleri için...
Ekonomi hocası yılın ilk dersine gelmişti. Yerlerini almış, dersin başlamasını bekleyen öğrencileri süzdükten sonra biraz bekledi. Sınıftaki uğultu kesildikten sonra konuşmaya başladı; "biraz sonra size bir dakika sürecek ilk iktisat dersini vereceğim. Bu bir dakika yeterli olacak. Geri kalan zamanda, yani bütün bir yıl boyunca, zenginlerin yazdırdığı müfredatı okuyacağız." Öğrencilerin meraklı bakışları arasında konuşmasını sürdürdü; "Arkadaşlar, iktisat üçe ayrılır: Ticaret, siyaset ve savaş...Bir milyon dolara kadar para kazanmak isteyenler ticaret yaparlar. Bir milyar dolara kadar para kazanmak isteyenler siyaset yaparlar. Daha çok kazanmak isteyenlerse savaş yaparlar!"
birgün bir iktisatçı,bir fizikçi ve bir kimyacı ıssız bir adaya düşerler ellerinde konservelerden başka yiyecek bulunmamaktadır ve tabi açacaklarıda yoktur.konserveleri nasıl açacaklarını tartışmaya başlarlar.fizikçi;ağırlık merkezini bulup taşla vurarak açmayı önerir,kimyacı;ısıtarak açmayı önerir,iktistçı ise varsayalımki elimizde bir konserve açacağı var der.
bu fıkradanda çıkaracağımız gibi iktisat varsayımlara dayalı bir sosyal bilimdir.ayrıca iktisadın bir ideoloji olduğunuda savunan iktisatçılar vardır.
iktisat tarihi yeni bir bilim dalı olma özelliği taşımaktadır. Bir bilim olarak
iktisat tarihinin doğuşu hakkında farklı tarihler öne sürülmüştür. iktisatçılar, uzun
süre iktisadi olayları ayrı bir bilimin konusu olarak ele almışlardı. Ancak zamanla
özellikle de on sekizinci yüzyıldan itibaren iktisatçılar ele aldıkları olayların tarihi
arka planını da inceleme ihtiyacı duydular. Bu aşamada özellikle Tarihçi ekole
bağlı iktisatçıların çalışmaları bir hayli etkili ve belirleyici olmuştu. Böylece on
dokuzuncu yüzyılın ortalarına doğru giderek bağımsız bir bilim olmaya başlayan
iktisat tarihinin bu özelliği yirminci yüzyılın başlarında belirgin bir hal almıştı.
iktisat tarihinin doğuşunda olduğu gibi inceleme alanının ne olduğunda da
farklı görüşler bulunmaktadır. Nitekim iktisat tarihini genel tarihin iktisadi
olaylarıyla ilgilenen özel bir dalı olarak gören tarihçilere karşı, iktisat teorisinin
gerçekler karşısında test edilmesini sağlayacak yardımcı bir bilim dalı olarak gören
iktisatçılar bulunmaktadır. Tarihçiler iktisat tarihini yazılı tarih boyunca
insanoğlunun içinde bulunduğu koşulları inceleyen bir bilim dalı, iktisatçılar ise
geçmiş dönemlerin uygulamalı iktisadı olarak görmektedirler . Bu
görüş farklılığına rağmen gerçekte iktisat tarihi hem tarih hem de iktisat bilimi
açısından önem taşımaktadır.
Hazırlık sınıfında okuduğum ve gelecek yıl derslerini almaya başlayacağım bölümüm. Sözlükteki söylemler bile beni ondan oldukça korkutmuştur. Bölüme geçmeden tekrar öss'ye girmeme sebebiyet verebilir bu söylemler (bkz: sizi sağduyuya davet ediyorum)
kaynakların etkin ve doğru şekilde kullanılması için ekonomi teorisinde olmazsa olmazdır. gelir gider dengesinin sağlanması ve kayıt altında tutulması iktisatın önemli ilkelerinden biridir ve bu sayede şirketler ve devletler kendi durumlarını görebilmektedirler.
dünyayı daha farklı algılamaya destek çıkan bölümdür. Bu bilim dalının hakkını vermeye çalışanlar, hakkın rahmetine 10 sene daha erken kavuşurlar. zor bir bölümdür.
sınırlı kaynakla sınırsız ihtiyaçların giderilmesi peh peh peh.dünyanın kaynakları sınırlı felan degil,aslında herkese yetecek kadar kaynak edevat var doğada bunu katleden insancığın deli saçması bu sınırlı kaynak.
kıt kaynaklarla sınırsız insan ihtiyaçlarının karşılanmasını inceleyen bilim dalıdır. iiBF li öğrencilerin adı gibi bilmesi gereken iktisada giriş sınavlarının ilk sorusudur.
okuyanlarının nedense altını çize çize ekonomi demekten vazgeçmediği bölümdür.
hukuk birinci sınıfta da alınan bir ders olmakla beraber a sı bile sanıyorum ki öğretilmemektedir.
Garip bir derstir. şimdi her şey ihtimaller üzerine kurulur.
örneğin: bir ülkedeki g.s.m.h. sabit ise, işten çıkan insan sayısı ile yeni işe giren insan sayısı arasında doğru orantı var ise, yabancı para kontrolü devletin elinde olduğunuda varsayarsak bu ülkedeki enflasyon oranlarını hesaplayınız.
cevap: öyle bir ülke varsa bırakın bizi oraya gidelim.