ilk okunduğunda insanın kanını donduran, yok canım daha neler dedirten bir bakış açısı olduğunu kabul etmek lazım. ama kör şeytan işte boş durmuyor ki. ergenekon davası iyice sakız olmuş durumda. toplum neye inanacağını bilmiyor. kimi savunacağını bilmiyor. kafasındaki değerler yerle bir oldu ya da olmak üzere. tsk nın itibarı mahvoldu. emniyet desen, *her geçen gün başka bir skandala imza atıyor.
muhalefet, konu hakkında iktidara yüklendikçe yükleniyorken, tuhaf ama gerçek iktidardan çıt çıkmıyor. işin kötüsü cumhurbaşkanı da konuşmuyor. içişleri bakanı da konuşmuyor. diyeceksiniz ki olay yargıya intikal etmiş halde olduğu için. peki ya nasıl oluyor da göz altına alınacak insanları medyaya şıp diye bildiriyorlar, her sabah savcının çayını kaç şekerle içtiğine kadar bilir hale geldik.
peki, iktidar neden konuşmuyor, akıllı adamlar. hiç bir şekilde manipüle edilmek istemiyorlar. sessiz, sedasız mazlum ve mağdur kitle rolünü çok iyi oynuyorlar. ergenekon operasyonu ciddiyeti yitirdi maalesef, hukuk sistemimize güven sıfır, emniyet bile bilmiyor ne yaptığını.
bir olayı aydınlatmak için o olaydan çıkar sağlayacaklara bakmak lazım. üç polisin şehit olması ile sonuçlanan olay kimlerin işine yarar;
ilk olarak terör örgütüpkk nın (bkz: 9 temmuz 2008 amerikan konsoloslugu na saldiri/#3641300). arkasından şayet varsa ki ben inanmıyorum, gözaltında bulunan ergenekon sanıklarının arkasındakiler tarafından gözdağı amacı taşır ve onların salıverilmesini ya da pazarlık ortamı oluşturulmasını sağlamak amacı ile yapılmış olabilir. en son ihtimal olarak da bu davayı başlatanların, iktidarın işine gelir. biz haklıydık demek için, bakın bunlar olacaktı demek için. hangi şıkkın doğru olduğunu zaman gösterecek.
bakarsınız ölü yakalanan teröristlerden bazılarının asker akrabaları, tsk ile, add ile bağlantıları(!) ortaya çıkar. gözaltına alnmış ya da alınacak birilerinin evinden, ofisinden başkonsolosluğun krokileri, uydu resimleri(!) falan çıkar. ne dersiniz olmayacak şey mi?
