ikinci üniversite şayet ilkiyle aynıysa, olay bokunu çıkarmaktır. vardı geçmişte böyle bir psikopat manyak arkadaş. tıbbı bitiremedi. öss ye girdi aynı bölümü tekrar kazandı. ben zamanında demiştim, olum senin okumak için harcadığın parayla şimdi fabrika kurardık amına koyum diye. dingil işte ne yapacan.
eğer kendi sınıfınızdaki birçok arkadaşınıza abi, abla, teyze, dede diye hitap ediyorsanız bir mahsuru yoktur. hatta üçüncü bile düşünülebilir. sonuçta dört sene göz açıp kapamadan geçiyor. ayrıca ortak dersleriniz de varsa bir önceki fakültenizle değmeyin gitsin keyfine. çok kendimden bahseder gibi oldu biraz da siz konuşun.
over qualified under skilled olma tehlikesi ile karsi karsiya kalinacak durumdur. yani cok fazla sey bileceksiniz, cok sey okumus olacaksiniz fakat pratik hic bir tecrubeniz olmuyacak ve akli basinda sirketler sizi ise alirken 2 kere dusunecekler.
çalişmaktan hoşlanmayan rahatına düşkün insanların yapacagı iştir. işe hergün gitmek zorundasınızdır. ve sıkıcıdır. çalışmasanız evde sıkılırsınız. en iyisi okula gitmektir. hem bişeyler ögrenmiş olursunuz hem sıkılmazsınız istediginiz zamanda izin kullanabilirsiniz.
erkeklerin askerlikten kaçmak için başvurduğu bir metod.eğer ilk üniversiteden henüz mezun olmamışsanız ikinci üniversiteye kayıt yaptırarak askerlik tecil ettirelebilmektedir.
hayatın tozlu dumanlı yollarından geçen herkesin birincisi olarak hayat üniversitesini okuduğunu düşünürsek. ikincisi de normal bildiğimiz üniversiteyi okumakla meydana gelen durum olsa gerek.
sonlara doğru yormaya başlayan, askerdeyken size baston denmesine ve doğan çocuğunun öğrendiği ilk kelimenin (size bakarak) dede olmasına hazırlıklı olmanız gereken durumdur.