ikinici yeni'yi diğer edebiyat akımlarından ayıran şiirleriyle kalbimize değil ruhumuza dokunmasıdır. bazen ne anlattıklarını anlamasak bile çok başka hissedip kendimizi bi ütopyada bulabiliriz. belkide ikinci yeni'yi diğer edebiyat akımlarından farklı kılan budur.
henuz otesi yoktur. dunyaya, hayvani sairler cikarmaktan baska, pek katkisi olmayan canim ulkemin en guzel armaganidir. gunumuz turk siirinin hala beslendigi kaynaktir. ama tabii bunun iyiligi de tartisilir dostlar, sonucta altmis yildir ayni yerdeysek burada bir sorun var demek. demokles kilici gibi turk siirinin uzerinde bu adamlar. ikinci yeni'yi asarsak inanilmaz yerlere gidecegiz, ama simdiye kadar oyle bir yigit cikmadi ortaya.
çoook sevdiğim ama sosyal paylaşım ıvır zıvırlarında bilmeyen etmeyen adamların tek cümlelik paylaşımlarından soğuttuklarından mütevellit artık ürünlerini takip etmeyi bir süreliğine bıraktığım edebiyat akımıdır. hele bi yalan yanlış yazar-şiir eşleşmelerinin boku çıksın da herkes bıraksın, ondan sonra okumaya devam ederiz efenim. zira insanların çoğu edebiyatı başka insanlardan kendini soyutlamak ve aşk'a yakın olduklarını göstermek adına kalıplara sığdırdığından, bu akımın peşini bırakmaları da çok uzun sürmeyecektir efenim.
edit=giriyi yazalı neredeyse dört yıl olacak hala soğumadınız.bırakın efendiler bırakın ulan!
cumhuriyet dönemi edebiyatının en marjinal oluşumudur. türkçe'nin nasıl kullanılması gerektiğine sözlük gibi şiirler doğmuştur bu oluşumun sayesinde. ne yazık ki onlara verilen adlandırma da bir o kadar sefildir. en marjinal oluşum bayağı bir adlandırılma ile katledilmiştir adeta...
ileride mütevazı bir kültür-sanat cafe tadında bir şey açarsam ismi bu akımdan doğacak.hem de aynısı. bir saygı duruşu niteliğinde. tamam istanbul'da açılmışı var ama olsun ikinciden zarar gelmez.
edebiyatı ve şiiri sevdiren güzel insanlar topluluğudur. ilhan berk'ten, cemal süreya'ya, turgut uyar'dan edip cansever'e hepsi efsanedir. en güzel aşk şiirleri ikinci yenici şairlerce yazımıştır. bu güzelliklere rağmen ikinci yeniciler, sanatlarında toplumsal bir damarın olmayışı hasebiyle eleştirilmişlerdir.
‘falanca durağa şimdi geliriz göğe bakalım
inecek var deriz otobüs durur ineriz
bu karanlık böyle iyi afferin tanrıya
herkes uyusun iyi oluyor hoşlanıyorum
hırsızlar polisler açlar toklar uyusun
herkes uyusun bir seni uyutmam bir de ben uyumam
herkes yokken biz oluruz biz uyumayalım
nasıl olsa sarhoşuz nasıl olsa öpüşürüz sokaklarda
beni bırak göğe bakalım.’