fransizca, italyanca, ispanyolca bunlar hep sevimli diller, kulaga hos gelen diller. bi rusca gibi kafa sikmiyolar. bi arapca gibi insani sevdiginden sogutmuyolar ama ne amacla dil ögrendiginden emin olman lazim. eger kariyer icin, kedine yatirim diye ögreneceksen ingilizce ve almanca en mantiklisidir.
ögrenecegim her ekstra lisan sansimi arttirir diye kendini kandirma. birincisi yarim yamalak bilinen dil bir arti getirmez. üc tane dili insallah konusmak zorunda kalmam seviyesinde bilmektense ingilizceyi adam gibi ögrenmek daha faydalidir. ayrica bu saydigim dillerin konusuldugu ülkeler hep krizde, sikintida. orda ekmek yok. ama almanya-avusturya-isvicre imparatorlugu aslanlar gibi dimdik ayakta. bu ülkelerde sadece ingilizce bilerek is bulmak mümkünse de almanca büyük avantaj ve ille de ögrenemeni bekliyolar. bayern münih bile bütün yabanci oyuncularina almancayi ögretmeden rahat vermiyor.
özetle fransizca, almanca, vücut dili fark etmez somut bi hedef koyman lazim kendine. derdin kari düsürmek mi, edebiyatini orijinal okumak mi, dünyaya acilmak mi, is bulma sansini arttirmak mi ona göre karar ver.
- ama fransizca kulaga cok hos geliyor
- peki senede 30 gün izin arti resmi tatiller, ücretli mesai, hamilelik ve cocuk izni, sifir enflasyon kulaga hos gelmiyor mu?